Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Aralık '11

 
Kategori
Söyleşi
 

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi tarih Bölümü Öğrencisi İbrahim Öğretmen ile söyleşimiz

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız ? Hangi okulları okudunuz bugüne kadar?

İBRAHİM ÖĞRETMEN- 1990 yılının Ocak ayında Bitlis’in Hizan ilçesi Koçyiğit köyünde dünyaya geldim. İlkokulu Koçyiğit köyünde okudum. İlkokuldan sonra hayat sürüvenim başlamış oldu. Çünkü bu dönem ailemden ayrıldığım ilk yıllardı. Ortaokulu 2003 yılında Hizan ilçesinde okudum ve hayata  ilgim bu devrelerde biraz daha arttı. 2006 Yılında Hizan İlçesinin tek düz lisesi olan Hizan Lisesinde başladım Lise hayatımın en hareketli en duygusal ve en anlamlı  yılları idi. Çünkü ben Kürt asıllıyım. Binaneleyh İlkokulu sadece Türkçe öğrenerek bitirdim. Ortaokul yıllarımda Türkçem daha da gelişti. Ama lise yıllarında tam olarak Türkçeyi öğrendim. Bu da benim  yeni dünyalara açılmama vesile oldu.  2009 yılında liseyi tamamladım. Lisenin bitmesi benim için bir kabus oldu. Çünkü okulda zayıf bir temele sahiptim. Ve bu temeli de güzel bir şekilde inşaa etmedim.  Ondan dolayı da YGS sınavında Herhangi bir Üniversiteyi kazanamadım. Yaz tatilinde köyde anne ve babama yardım ederek geçirdim.2010  yılında YGS sınavına hazırlanmak üzere İstanbul’a gittim. İstanbul’da her şeyin farkına varan bir insan şekline girdik. Çünkü gurbetin ne kadar zor olduğunu  öğrenmiş oldum. Binaneleyh kendi ayaklarım üzerine  durmaya çalıştım.

2011 yılında LYS  sınavında  Başarılı olarak Gaziosmanpaşa Üniversitesi tarih Bölümü İkinci Öğretimi kazandım ve halen 1. sınıfta okumaktayım. 

SORU- Neden Tarih bölümünü tercih ettiniz? Neden Gaziosmanpaşa Üniversitesi tercih ettiniz?

İBRAHİM ÖĞRETMEN- Bendeniz araştırmayı seven ve  kendi  mazimi ve maziye göre istikbalimi  düşünen ve araştırmak istediğim  için Tarih bölümü benim içime bir amaç olarak doğdu. Tarih benim için çok farklı bir kavramdır.  Belki bugün tarihimiz üstünde rantçı kesimlerin yüzü kızarmadan yalan deyip geçiyorlar.  Kanaatimce Tarih günümüzde var olan medeniyetlerin  ve insan topluluklarının  meydana gelmesinde en küçük  rolü oynayan bir kök. Misali olarak geçmişe iz bırakan  ve bugünlerin aydınlanmasını  sağlayan bir güneş gibi değerli  kurumdur. Günümüzde oluşan bu tarih kavramı hakkında bu uygunsuz  değiştirmek adına  katkıda bulunmak aşkıyla  bu bölümü okumayı tam olarak kendime  bir hedef olarak seçtim. Çünkü bugün nasıl bizim kendi kültürümüzü çamurun içine sokarak   bazı asılsız emellerine  alet etmeye çalışanların yüzüne bir tokat olarak  gerçekleri öğrenerek  haykırmak için  kendi mazimize kendi kültürümüze  sahip çıkacak birey olarak bu  dalı seçtim.

Gaziosmanpaşa Üniversitesine gelmemiz de bizim için sürpriz oldu. Ama kendini geliştirmek adına  bir bireyin erken bir şekilde filizlenmesini sağlayan  bir ortama sahiptir. Bazı belki imkanlar kısıtlı ama geliştirmek isteyen kişi için herşey bir materyal olmalı.

SORU- Bize ailenizden bahseder misiniz? Anne ve babanız ne iş yapar? Kardeşleriniz nerede okur? Onların sizin çabanıza bakış açısı nedir?

İBRAHİM ÖĞRETMEN- Köy hayatı yaşayan bir aileye sahibim. Babam çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşır. 6 kardeşim var. Bundan çok haz duyuyorum. Bu imkansızlıklar bizim okul hayatımıza olumsuz yansıyor. Köy hayatının yaşamanın bazı güçlükleri ve  bunun getirdiği  tecrübeler vardır.. Ben ailemin 2. çocuğuyum ve ailemin benden beklentisi büyüktür. Bu beklentinin büyüklüğü  bazen sorumluluk bilincini  bana adeta aşılamış gibi oldu. Ailemin benden beklentilerinin en büyük nedeni  yaşadığımız köy şartlarıydı. Çünkü şartlar kısıtlıydı. Bu kısıtlı şartlar  insanın sosyal hayatını geleceğini hatta o insanın psikolojisini değiştirebilecek zorluğa sahiptir.  Ailemin bana karşı olan beklentilerinin temel nedeni bu kısıtlı şartlardan  kurtulup   güzel bir hayata adapte olup hayata başlamaktır.

SORU- Kitap okuyor musunuz? Kitap okumak size ne kazandırır?

İBRAHİM ÖĞRETMEN- Kitap okumakla olan arkadaşlığım lise 3’te başladı. Kitap okumak benim için ayrı bir değer arz ediyor. Kanaatimce böyle bir tespite vardım. Nasıl bir ağaç susuz  yaşayamazsa  bir insanda  kitapsız yaşayamaz. Evet belki  fiziksel olarak  var olacaktır ama  meyve vermeyen bir ağaç kadar değersiz olacaktır. Bu tespitlerimden sonra insanlara faydalı olabilmek adına  eğer faydalı bir takviye yapacaksam  o da kendimi geliştirerek insanlara faydalı olabilmek için kitap okuyorum .

Kitap okumak insana bir sonsuzluk bir  ölümsüzlük kazandırıyor. Kitap okuyan insan  insanlık adına  güzel bir eser bırakıp  kendini ölümsüzleştirebilir. Okuyan bir birey, empatiyi, paylaşmayı ve insanları aydınlatacak bir güneş gibi faydalı olur.  Kitap okuyan birey çok yönlü olmalı. Yani   kendini kısıtlamamalı kitaplar konusunda. Dini olsun,  felsefi olsun, tarih olsun  her dalga okuyarak üzerinde düşünmesi lazım. Eğer insan sadece sağ kolunu ya da sol kolunu kullanırsa  kesinlikle o tarafı profesyonelleşir.  Ama diğer taraftan mahrum kalır.  Eksiklik o insanda baş gösterir. İnsan eksiksiz, demokrat ve objektif olmak isterse kesinlikle her türlü kitapları  okumalı ki onların ortak noktasına varabilsin. Lakin günümüzde çok içler acısı bir tabloyla karşılaşıyoruz. Çünkü herkes kendi ideolojisi ve fikri ile alakalı materyalleri  insanlara okutup diğerlerine izin vermiyor. Bu da bizim kısır bir şekilde eksik  bir kuşak olarak yetişmemize sebep oluyor. Hatta  faşizanlık ve şovenistlik durumlarının ortaya çıkmasına sebep oluyor.

SORU-arkadaşlık nedir ve arkadaşlıkta neye dikkat edersiniz ?

İBRAHİM ÖĞRETMEN- Arkadaşlık benim  nazarımda bir can kurtarmaktır. Ama günümüzdeki arkadaşlık ilişkilerine baktığımızda sahte bir zemin üzerine kurulmuş bir bina gibidir. Burada demek istediğim bazı arkadaşlıkların  temeli sahte  ve bizi belki biraz yüksekliğe kadar uzayabileceği  fakat küçük sarsıntıdan dolayı  hemen  bir taraf olacak kadar sahtedir.

 Arkadaşlık zaman geçirmek, top oynamak, okey oynamak  hatta arkadaşlık için kavga etmek  dahi değildir. Kanaatimce eğer bir birey kendi arkadaşını  düşünmeden bir tür  zaman  çalan  zaman hırsızlıklarından  olursa bu büyük  kötülükten başka bir şey değildir. Çünkü arkadaşlık   istikbale kavuşma  üstünden  inşa edilmeli.  Arkadaşın istikbalini düşünerek hareket etmek lazım.  Eğer bugünkü zevk ve eğlence benim arkadaşımın  istikbalini hüsrana uğratacaksa  olmaz olsun. Dediğimiz an   gerçek arkadaşlığı yaşamış oluruz.

Arkadaşlıkta  dikkat edilmesi gereken bir hususta saygı olmalı.

Nasıl ki damlaların sürekliliği bir kayayı deliyorsa  Arkadaşlıkta bu hususta devamlı olmalı ve  inşa edilen arkadaşlık devamlı olmalı. Yoksa buzun üstüne yazdığın yazı gibi eriyerek gider..

SORU- Tarih alanında nereye gelmek isterdin?

İBRAHİM ÖĞRETEN- Tarih biliminde  gelebilecek en yüksek nokta olarak  oryantalistlere karşı tüm doğu medeniyetlerinin adına verebileceğim cevaptır.  Oryantalistler bir egoistlik ruhuyla şad  olmuşlardır ki, bundan dolayı da   bütün doğu alemini yok sayıp bu dünyada tek medeniyet olarak biz varız diyerek çılgın bir şekilde nara atmaktadırlar. Peki bir  millet medeniyetlikten bahsediyor da nasıl olup da bir çırpıda doğu medeniyetlerini inkar ediyor? Bir Tarihçi olarak gelebilecek en yüksek seviye  objektif bir temel üzerine kendini geliştirmektir. Bu dalda atılacak her adım çok değerlidir. Çünkü insanlık tezi çerçevesinde gelişen   bir dal en iyi bir şekilde temsil edebilmektir. Bu da azimli çalışmaların sonunda ancak alınır.

SORU- Okuduğun Fakültenin ve Gaziosmanpaşa Üniversitesinin gelişimi için neler  yapılmalı sence?

İBRAHİM ÖĞRETMEN- Gaziosmanpaşa Üniversitesinin en kalabalık fakültesi olan Fen edebiyat Fakültesinde eğitim görmekteyim. Bu kalabalığın avantajlarından faydalanmaya çalışıyorum. Fakültenin çok nüfuzlu olması bize çok farklı simaların çok farklı görüşlerini öğrenmemizi sağlıyor.

Gaziosmanpaşa Üniversitesi bizim bakış açımıza göre şekillendirebileceğimiz  eğitim ve öğretim babında öğrencilere  katkı sağlayabilecek bir imkana sahiptir. Bunun yanında Gaziosmanpaşa Üniversitesinin bazı sosyal aktiviteler yönünden eksik olduğunu da söyleyeyim. Ama bir öğrenci için asıl amaç olan  kendisini geliştirip güzel bir yere gelmek açısından  Gaziosmanpaşa Üniversitesi bir artıdır. Çünkü öğrencilerin  zamanını çalacak cafelerin eğlence yerlerinin azlığı   dezavantajdan  çok büyük avantajdır. Gaziosmanpaşa Üniversitesinin öğretim üyesi kadrosu diğer Üniversitelere nazaran daha samimidir. Öğretim üyelerinin samimiyeti öğrencilerin gelişimine katkı sağlayıp  onların okula bağlılıklarını artırmaktadır. Bu da öğrenci arkadaşlar için  bir avantaj ve artıdır.

SORU-Memleketiniz  Bitlis ile Tokat arasında  ne gibi farklar var ?

İBRAHİM ÖĞRETMEN- Farklılıklar her zaman cazibelik kazandıran  olgudur. Bitlis ve Tokat’ın bazı farklılıkları elbette vardır.  Coğrafi olsun iklim olsun bir çok farklılık vardır. Örneğin Bitlis’in Büryan’ı Meşhurdur. Tokat’ın kebabı.

SORU- Üniversite gençlerinin genel sorunları neler? Çözüm yolları nedir?

İBRAHİM ÖĞRETMEN- Üniversite öğrencilerinin bence sorunları yoktur. Onların sorumsuzlukları vardır diye ifade edersek daha doğru olur. Çünkü Üniversiteliler okullarına gelip  eğitim öğretim görmekten çok okulda zaman geçirmekte .Okulu bir eğlence ortamı olarak algılıyorlar. Bunu yaparak büyük sorumluluk altında olduklarını  altında olduklarını anlamıyorlar. Bu Üniversite öğrencisinin en büyük gayesi sorumluluk altında olduğunu bilmesi gerekir.

Üniversite öğrencisinin kendisini geliştirme adına ilk önce  bir hedef belirlemeli ve bu doğrultuda adımlar atmalı. Yoksa Üniversite gençliğinin durumu çok hassastır. Çünkü Üniversitede her tür ortam vardır. Binanaleyh Üniversite Öğrencileri kendilerine bir rota belirlemelidir. Yoksa bir rüzgar misali gelip gençleri o kötü yollara  atabilir.

Üniversite kendisini geliştirmek isteyen öğrenciler için çok cazip bir yerdir. Çünkü öğrencilere bazı imkanları sunabilecek kadar rahat ve uygun bir ortama sahiptir. İmkanlarından istifade eden gençler gelişme adına  büyük işlere imza atarlar.  Kendisini geliştirme ilkesine tabi tutan bir gençlik  kesinlikle kötü ahlaktan ve arkadaşlardan  otomatikman ayrılır. Bu da insanlık  adına yapılmış  büyük bir yöntem ve ilke olarak  adlandırılabilir.

 Üniversiteli genç hangi ideolojiye  veya her hangi bir fikir akımına tabi tutarsa  oda onun gelişmesine engel olabilir.  Evet herkesin bir fikir ve ideolojisi olabilir  yalnız demokratlık ve saygı çerçevesi  dahilinde  olup o birey  kesinlikle bunlarla kendisini sınırlandırmamalıdır ki gelişebilsin. Nasıl ki bugün dünya bir ekosistem dahilinde hareket edebiliyorsa   insanda öyledir.  Eğer bu sistemin bir civatası çıkarılınca sistem harap oluyorsa  insanoğlunun durumu da aynen ondan ibarettir. Binaneleyh hiçbir zaman küçük hatta deyip örtbas  etmesin ve kendisini teselli etmesin. O küçük hatalar onun alemine  mal olabilir.

Çok teşekkürler İbrahim Kardeşim çok güzel bir röportaj oldu. Başarılarının artarak bir ömür boyu devamını  dilerim.

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..