- Kategori
- Gündelik Yaşam
Toplumsal çöküş dört nala!

Kaynak: İnternet
Normal şartlar altında, gerçekten demokrasi ile yönetilen ülkelerin vatandaşları siyasetle bu kadar naşır-neşir olmaz!
Valla; öyle uçurumlar da yoktur zaten seçenekler arasında...
Hakları tacize, tecavüze uğrayacakmış gibi bir dertleri olmadığından tek yapacakları hedefleri kendilerine yakın olan adayı seçmek; yani bu kadar basit!
O aday doğru mu, yoksa yalan mı söyler gibi bir dertleri de yok!
Dediğini yapmayana karşı hakları çok! Ki; zaten öyle ülkelerde yalan da söyleyecek tıynette siyasetçi yok!...
Velhasıl, demek istediğim şudur ki; demokrasi ile yönetilen ülkelerde vatandaşlar bu kadar siyasetin içinde yer almaya çalışıyorlarsa, efendime söyleyeyim, kendilerini tuttukları partiler aracılığıyla ifade etme eğilimi içindelerse ve bu konuda tartışmanın bir şeref olduğunu düşünüyorlarsa... Türkiye'desiniz arkadaşlar!
Bu manada Türkiye'yi de N.Ş.A. demokrasinin olduğu ülkeler kapsamına alamayız!
******
Gerçekten demokrasinin olduğu, yani, uygulandığı ülkelerde insanlar gelişime odaklıdır; mesela kendimi nasıl daha fazla eğitirim, neyi başarırsam kendimi daha iyi hissederim derdindedir.
Mesela, o ülkelerde çocuk gelinler değil de çocuk mucitler öne çıkar!
O ülkelerde sporcular yetişir, ressamlar, bilgisayar oyunlarını üretenler falan; bizim ülkemizde bilgisayar denilince ilk akla gelen internetten kadın avlamadır!
******
Cahillik iyice yapışıyor, farkında mısınız?
İyice "folok tavuk" kıvamına geliyorsunuz; huu arkadaş, iki yumurta yumurtlamaktan daha fazlasını yapabilirsin; bir silkin ne olur!
"Üniversite" diye yollandığın yer için paralar dökülüyor, sahi; iş bulabiliyor musun mezun olduğunda?
Cıkksss!
Annenin-babanın parası çalınıyor; yok sınavlara hazırlıktı, yok memuriyet sınavıydı, falan...
Hoş, üniversite mezunu olmayana iş yok!
Simit satanlarımız bile üniversite mezunu olmuş ne fayda?
İşsizlik diz boyuyken rakamlarla reklam yapılan üniversitelerde okutulan gençlerden toplanan harç paraları, yurt paraları falan derken...
Vesile oluyorsunuz "Son yıllarda açılan üniversiteler, mezun olanlar, falan...)
İşsizlik oranı ise sır gibi saklanıyor; şey gibi... Hani; peynir, et, süt pahalılanıyor ama tenis topu, pinpon topu gibi girdilerle istikrar sağlanmış gözüküyor ya... O mesele...
******
Toplumsal çöküş dört nala dedim ya; önce yaşamını idame ettirememe korkusuyla başlar; parasızlık!
Alt tabanında işsizlik vardır, ektiğinin değerlendirilmemesi vardır, emeğinin karşılıksız kalması vardır...
Devlet memuruysan "Korku" vardır; her an atılabilirsin korkusu; yani her an işsiz kalabilir, evine ekmek götüremeyebilirsin kaygısı...
Bu öyle bir kaygıdır ki; adamlığın da sorgulanır, sevgin de...
Yani; hangi adam sevdiği karısına, çocuklarına bakamayacak durumda kalsın?
******
Böyle sıkıştırılır adamlar!
******
Birileri gelir, der ki: Senin kocan bilmem nerede çalışıyor, hiç yakışıyor mu sana saçın-başın açık dolaşmak!
Başkanın kulağına gitmesin haa!...
Karı-koca başbaşa verirler; sonuçta "göstermelik de olsa" kapanır kadıncağız; ekmek parası şekerim!
******
Sonuç itibariyle şekerim; göstermelik demokratik bir ülkede göstermelik seçimler yapıyoruz; göstermelik konuşmalar yapanları yine göstermelik "taşıma" kitleler alkışlıyor ve bunun da gerçek olduğuna inanan bir devletlimiz var!
******
Gerçek ve hayal öyle birbirine karışmış, var olan ile yok olan arasında fark bile, mantık kargaşasından dolayı, kapanmışken...
Tek gerçek yaşadıklarımız!
Arkadaş; bu kadar yüksek gelire sahip olan vatandaş olarak gösterilirken bir evin var mı? Bir araban? Korkusuzca gidip-geldiğin bir işin?
Hayır yani; söz edien gelir ile bir de yazlığımızın olması gerekiyor da...
Bizim sahip olamadığımız her şey bir-kaç insanda toplanıyor; onlar da ne tesadüf ki bürokrat!
Sahip olduklarını toplayıp, ülke vatandaşına bölüyorlar; rakam olarak pek bi güzel, refah içinde yaşıyormuşuz gibi görünüyoruz!
******
Toplumsal çöküş dedim ya; bir grup hakikaten refah içinde yaşadığımıza inanıyor; sahiden kendisi öyle mi yaşıyor yoksa beyni mi yıkanmış? Ayırd etmede zorlanıyor insan!
Bir grup kendini savunmaya adamış; tek derdi doğru anlaşılmak... Bir grup rant peşinde; karısına türban da taktırtır, ayağına takunya da giyer; maksat para gelsin; yurt dışında tatilini de yapar, karısı bikini de giyer!...
Toplumsal çöküş de budur zaten!
Dik duranların başlarına türlü hallerin gelmesi bir yana; öyle bir algı oluşturuyor ki dik duran mı doğru, dik duranı yamultan mı?
Bu muğlaklık zaten toplumsal çöküşün de, anayasal düzenin de içine eden; yahu, hangi kanun bu kadar kısa, muğlak çıktı?
Hangi bürokrat toplum mühendisliğine soyundu?
******
Kadınlar da hiç bu kadar ucuzlaştılmamıştı; kadınlara seçme hakkı tanıyan ilk ülke olduğumuzu bilmeyen çok kadınımız-kızımız var şu anda; okul kitapları da yazmaz oldu artık!
******
Toplumsal çöküş bile-isteye yapılıyor; bu kadar bölme çabası boşa değil!
"Komşu komşunun külüne muhtaçtır" kültüründen "Tencere-tava çalan komşunuzu şikayet edin!" diye yönlendirilen bir toplum için "Başbakan herkesi kucaklıyor" demek mümkün mü?
Bile-isteye bu toplum çökertiliyor; parasızlıkla, din ile, tarım alanlarının daraltılmasıyla, hayvancılığın önemsenmeyeşiyle; eğitim kaltitesinin düşürülmesiyle...
Kadınlara ayar verilmesiyle... İş bu ki; erkeklere "Davranın!" demeye getirilmesiyle... Kız çocuklarının evlendirilmelerine tepki vermeyip de Rabia için ağlanmasıyla...
Tecavüzler konusuna hiç değinilmemesi ama mezhep konularında ahkam kesilmesiyle...
Siyasetin, matahmış gibi, aile içine girmesiyle...
İnsanların yaşamları içinde yer almasına neden olmakla...
Ve, ne yazık ki verdiğimiz oyun yerine ulaştığından bile emin olamdığımız bir siyasal ortamdayız!
Adı: Demokrasi! Sistem güya demokratik; lakin oy verenlerin bir çoğu oylarının doğru yerlere gittiğinden emin değil!
Zaten eşit bir seçim olmadığı ortada; kaç seferdir bu böyle: Başbakan altında uçağı, elinin altında forsu; nereden kaynaklandığı belli olmayan parası ile esip-gürlüyor!
Herşeyi geçtim de, bir de olmamış olanı olmuş gibi tekrarlaması yok mu! "Camide içki içtiler!", "Kabataş'ta türbanlı bacımın üstüne işediler!
Yalanları alkışlayanlar, oğlu ölen kadını yuhalayanlar var olmaya başlamışlarsa; ve de çoğunluk oluşturmuşlarsa....
Biz bitmişiz arkadaşlar!
Çökmüş bu toplum; ne merhamet kalmış ne de vatana sahibiyet!
Mail: gulgun_2006@hotmail.com
https://twitter.com/Gulgunkaraoglu