Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Temmuz '09

 
Kategori
Siyaset
 

Toplumsal mekanizmanın şeması

Toplumsal mekanizmanın şeması
 

Siyasal düşünce, siyasi hareketin temel gıda maddesidir.

Siyasi hareket ise, örgütlenme disiplini dışında düşünülemez.

Bir siyasi düşünce, ancak siyasal bir örgüt aracılığı ile toplumsallaşabilir ve ancak bu yolla halk kitlelerine ulaşarak, eylem biçiminde gerçekleşme imkânına kavuşabilir.

Daha basit ifadesi ile mekanizmanın şeması şudur: Siyasi düşünce [artı] örgüt [artı] siyasal hareket [eşittir] siyasal düşüncenin hayata geçirilmesi; yani, gerçekleştirilmesi…

Siyasal ve sosyal nitelikli bir sorumlulukla kendisini yükümlü gören bir insanın bu denklem içinde [mutlaka] bir duruşu olması gerekir…

Siyasal düşünce bir salon süsü değildir.

Efkârımızı dağıtacak bir sakız da değildir.

Siyasetle uğraşmak, vatanın savunulması mücadelesine katılmak ve aktif katkı vermektir.

Elini taşın altına koymadan, omuzlarına bu ülkenin sorunlarını ve hatta tüm dünya ölçüsünde insanlığın acılarını yüklenmeden siyasetle “ilgilenmek” entelektüel bir mastürbasyondan başka bir şey değildir.

Siyasete verilen emek, hukuk tekniği açısından bir nevi “meşru müdafaa” halidir. Doğal açıdan ise, kendini koruma iç-güdüsünün toplumsallaşmış bir belirtisidir.

Ancak, işte bu toplumsallaşma niteliği, örgütlenme zorunluluğunu ortaya çıkartır. Çünkü, toplumsallaşma demek, toplumun damarlarına yayılma ve eski deyimle ona nüfuz etme demektir… Bu işlev ise, ancak örgütlenerek mümkün olabilir.

Çünkü, toplumsallaşma demek, esasen bir örgütlenme olgusudur.

Toplumun yönetilip, yönlendirilmesi onun işlemekte olan kurumları aracılığı ile, hükmünü icra etmekte olan “organizasyon”a müdahale ederek, onu değiştirerek ve geliştirerek sağlanabilir…

Önerilen yeni düzenin gereksinmelerini sağlayacak yeni yapılanmaları, yeni organizasyonları kurarak, ihtiyaç duyulan yeni örgütlenmeleri oluşturarak toplumu dönüştürebilirsiniz…

Sadece düşünce üretmek ve bunu ifade etmekle yetinmek, buza yazı yazmaya benzer… Günün gündemi ile birlikte ortaya çıkan düşünce parçacıkları, eğer onları birbirine bağlayacak sistem, organizasyon ve örgütlenme biçimleri desteklenmez ise, toplumun yararlanacağı birer meta haline gelmeden yok olup gider…

İnsanın yaratıcı düşüncesi ile toplumsal yararın ve ilerici yöndeki dönüşümlerin bir araya gelebilmesi de ancak toplum içindeki örgütlenme düzeyi ve seviyesi ile yakından ilgilidir.

Ayrıca toplumsal düşüncenin doğruluk ve tutarlığının sınama alanı halk içindeki çalışmadır… Başka bir deyişle, toplumsal düşüncenin laboratuarı, halk içindeki örgütlenme biçim ve süreçleridir…

Pratiğin terazisinde doğrulanmayan düşünceler, soyut nitelikten arınmamış entelektüel birer gevezelikten ibarettir…

Soyut düşünce ile hayatın pratiği arasındaki diyalektik ilişki, yaratıcı toplumsal düşüncenin mutfağını oluşturur.

Yazımızın başlangıcında söz ettiğimiz mekanizmayı bir kez daha tekrarlayarak noktayı koymak, sanıyoruz, meramımızın anlatılmasına yardımcı olacaktır:

Evet, sözünü ettiğimiz mekanizmanın şeması [tekraren] şudur:

- Siyasi düşünce [artı] örgüt [artı] siyasal hareket [eşittir] siyasal düşüncenin hayata geçirilmesi; yani, gerçekleştirilmesi…

Mesele, [sanıyoruz] kısaca bu biçimde özetlenebilir…


http://www.soruyusormak.com/

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..