Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

24 Temmuz '10

 
Kategori
Deneme
 

Toplumsal sorunlar ve çareleri üzerine

Toplumda insanlar kötü yönetimden, sorunlardan, bozukluklardan söz ediyorlar. Ekonominin bozuk olması, fiyatların sürekli artması, işsizliğin yaygınlaşması, alış verişin azalması, alınan ücretlerin yetmemesi, insanların gelirlerinin büyük çoğunluğunu temel ihtiyaçları için harcamak zorunda kalması, eğitimin istenen niteliklere sahip kişileri yetiştirememesi, sağlık, adalet alanlarındaki sorunlar gibi bir çok bireysel ve toplumsal sorunlar dile getirilmeye çalışılıyor. Dile getirilen sorunların nedenlerine dair yorumlar yapılırken iktidardaki siyasi partiyi veya parti yöneticilerini suçlayanlar, yönetimi suçlayanlar, insanları suçlayanlar, toplumu suçlayanlar, dış güçleri suçlayanlar, farklı düşüncede olup iktidarı yıpratmak için mücadele edenler gibi farklı başlıklar altında bu yorumlar sıralanabilir. Tüm bu sorunların çözümü konusunda hemen herkesin kafasında kendince bir takım çözüm önerileri de var.

Yaşanan toplumsal zeminde ve zamanda dile getirilen sorunları inkar edebilmek mümkün değil. İleri sürülen nedenleri de toptan haksız, yersiz, yanlış olarak kabul etmek de tamamen doğru olmayabilir. Herkes kendince gördüğü, yaşadığı, şahit olduğu sorunları dile getiriyor.

Burada üzerinde durulması gereken sorunların varlığını inkar etmek yerine sorunlara yönelik yapıcı çözümlerin ortaya konması, bu çözümlerin doğruluğunu, uygulanabilirliğini tartışmaktır. Toplum homojen bir yapıdan oluşmamaktadır. Toplumu oluşturan bireyler, gruplar tek tip anlayışa sahip değildir. Her bireyin anlayışı, dünyaya bakışı, olayları değerlendirme biçimi farklı farklıdır. Bu farklılığın ortadan kaldırılabilmesi mümkün değildir. Gerekli de değildir. İnsanın, toplumun doğasına uymamaktadır.

Toplumsal hayatın içinde mevcut farklı anlayışlara rağmen çözüm önerilerinin işe koşulması, uygulanması mümkün olmayabilir. Toplumu oluşturan bireylerin tümünün hayatını tek elden bir anda yönlendirebilmek, değiştirebilmek mümkün değildir. Toplum hayatında var olan mevcut sorunların bir anda çözülebilmesini beklemek de yine doğru değildir. Yaşanan sorunlar bireylerden kaynaklanıyor olduğu gibi toplumsal yaşamı dizayn etme gücünü elinde bulunduran kurumsal yapılardan da kaynaklanıyor olabilir. Çözümlerin üretilip uygulanabilmesi yaşanan sorunların niteliğine göre farklı olması gerekir. Toplumsal hayatın içinde yaşanan sorunların çözüme kavuşturulabilmesi için bireylere düşen görevler olduğu kadar kurumsal yapılara da düşen işler vardır.

Bireyler kendi yaşamlarını düzeltirken toplumda bulunan kurumsal yapılar da sistemlerini, yapılarını, organizasyonlarını gözden geçirmesi gerekir. Toplumsal yaşamın içinde mevcut olan sorunların bireye bakan yönleri olduğu kadar kurumsal yapılara bakan yönleri de vardır. Bu nedenle yaşanan sorunların bireye ve kurumsal yapılara rağmen çözüme kavuşturulmasını beklemek yersiz bir davranıştır. Bireyler kendi yaşamlarını ideal bir yapıya kavuşturmadan, değiştirmeden toplumsal yaşamın içinde var olan sorunların bitmesini beklememelidir. Kurumsal yapılar da bireyi değiştirmeye çalışmak kadar kendi sistemlerini, yapılarını ideal bir düzeye kavuşturmak için çaba harcamalıdır. Toplumda yolsuzluklar, haksızlıklar, eksiklikler, yanlışlıklar varsa bunda bireyler kadar topluma hizmet etmek amacıyla kurulmuş kurumsal yapıların da etkisi vardır. Topyekün bir değişim ve gelişme ancak bireysel ve toplumsal değişim ve gelişme ile mümkün olabilecektir.

Görüş ve önerileriniz için…

Ahmet Hikmet

eagensea@gmail.com

 
Toplam blog
: 26
: 934
Kayıt tarihi
: 03.05.10
 
 

Eğitim insandaki cehaleti alır. Ancak eğitimin gideremeyeceği bir çok özellikler vardır. Bu neden..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara