Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '19

 
Kategori
Dünya
 

Trabzon Rum İmparatorluğu...

Ama, daha çok "PONTOS (Pontus) DEVLETİ "olarak da bilinir(x).

Bu devlet ya da imparatorluk, 1204 yılında, Bizans İmparatorluğu'nun, IV. Haçlı Seferi'yle gelen Latinlerin eline geçmesi üzerine, İmparatorun, Konstantinopolis'ten (İstanbul) kaçan torunlarının, Gürcü Kraliçesi Tamara'nın da desteğiyle Trebizon'da (Trabzon) kurulmuştur.

Bu devlet ya da İmparatorluk, yabancılarla yaptıkları evliliklere dayalı ittifaklar kurarak uzun süre ayakta kamayı başarmıştır.

1398'de, Osmanlı Padişahı I. Beyazid (Yıldırım) Samsun ve Canik'i almasından sonra Trabzon Rum İmparatorluğu Osmanlı Devleti'ne yıllık vergi ödemek zorunda kaldı. Ama, imparator'un (David Komnenos) vergi ödemeyi durdurması ve Avrupa'daki büyük devletlere ittifak önerisinde bulunması üzerine, Fatih Sultan Mehmet, Trabzon ve çevresini, denizden ve karadan kuşatınca Trabzon Rum İmparatoru direniş göstermeden kentin anahtarlarını teslim etti. 

Ancak, daha sonra, İmparator David Komnenos, Trabzonu yeniden ele geçirmek  için Uzun Hasan'la(xx) ilişki içine girince, yedi oğluyla birlikte idam edildi(1).

* * *

19. yüzyılın ikinci yarısında...(2)

Osmanlı topraklarındaki Hıristiyan azınlıklar arasında "milliyetçilik" düşüncesi giderek güçlenmeye başlayınca, Batılı devletlerin de etkisi ile, eski "Trabzon Rum İmparatorluğu" ve diğer adı ile "Pontus Devleti"nin hüküm sürdüğü Karadeniz ve çevresindeki bölgelerdeki Ortodoks Rumlar, eski devletlerini yeniden kurmak için "siyasi örgütlenmeye" başladılar.

Bu örgütlerden en başta geleni de, 1904 yılında, Merzifon'daki Amerikan Koleji'nde okuyan Rumlar tarafından kurulan Pontus Cemiyeti'dir.

Kısa zamanda, 1000'e yakın Rum gencini çevresinde toplayan örgütün bünyesinde, 1908 yılında da, "Müdafaa-i Meşrute" adlı bir "gizli örgüt" kuruldu... Bunu da, bu örgütü "terör eylemlerine" hazırlayan "Mukaddes Anadolu Rum Cemiyeti" adlı örgütün kurulması izledi...

Kasım 1918'de, Avrupa, Amerika ve  Türkiye'deki Pontusçuların katıldığı bir kongre toplandı. Kongre Başkanı, SSCB Hariciye Komiseri'ne bir telgraf çekerek, Rus Ordularının boşalttığı Trabzon'da yeniden Türk Yönetimi'nin kurulmasına izin vermemelerini istedi... Bu arada, Kongre'de,1919'da Yunanistan'da da "Pontus Cumhuriyeti"nin kurulmasını, "megolaidea"yı gerçekleştirme yönünde bir girişim olarak desteklendi.

Yunanistan Başbakan'ı Venizolos da, Paris Barış Konferansı'na verdiği muhtırada, "Trabzon ve civarının Yunanistan'a" verilmesini istedi(3).

 

Amerikan Koleji, Karadeniz Rumlarının Ayrılıkçı Eylemlerini Destekliyor...

Merzifon Amerikan Koleji'nin, Karadeniz Rumlarının ayrılıkçı çalışmalarına  geniş ölçüde olanaklar sağladığı, Ankara Hükümeti'nce ancak 1920 sonlarında öğrenildi... Buna rağmen, Pontus Cemiyeti'nin yönlendirdiği silahlı grupların Samsun, Tokat, Amasya yöresindeki baskınları 1921'de de sürdü.

Bu baskınlarda, Samsun yöresinde 699 Türk öldürüldü. Öteki bölgelerde öldürülenlerle birlikte ölü sayısı 1921 sonlarına kadar 1641'i buldu. 323 Türk yaralandı; 3723 ev yakılıp yıkıldı; hayvan sürüleri, mallar yağmalandı.

Bu durum, Büyük Larousse Ansiklopedisi'ne, "Pontus Ayaklanması" başlığı ile geçti(4).

*

Ahali Mübadelesi ile Yunanistan'ın Pontus Devleti Hayali de sona ermiş oluyor...

Bu saldırılar, öldürmeler ve yağmalanmalar üzerine, 1921 başlarında Merkez Ordusu'na bağlı birliklerin düzenlediği bir baskınla, Merzifon Amerikan Koleji'nde "ayrılıkçı" Rum örgütüne ait çok sayıda belge ele geçirildi. Bu belgeler arasında, Pontus Cemiyeti tarafından hazırlanmış bir de harita vardı...Harita, kurulması düşünülen Pontus Cumhuriyeti, merkezi Samsun olmak üzere, Batum'dan İnebolu'nun batısına kadar olan Karadeniz kıyıları ile bugünkü Kastamonu, Çankırı, Yozgat, Sivas, Tokat, Amasya, Çorum, Gümüşhane ile Erzincan vilayetinin bir bölümünü kapsayacak biçimde çizilmişti...

Baskından sonra Pontus Cemiyeti'nin çalışmaları sert bir biçimde engellendi. Öncelikle Karadeniz kıyısındaki Rum köyleri boşaltıldı ve bu bölgelerde yaşayan Rumlar Anadolu'nun içlerine yerleştirildiler. Ardından, Rum nüfus üzerinde etkili olan Ortodoks din adamları sınır dışı edildi; bir bölümü de istiklal Mahkemeleri'nde yargılandı.

1923'ten sonra, "Ahali Mübadelesi" çerçevesinde Rumların  Anadolu'yu terk etmeleri ile cemiyetin varlık nedeni de ortadan kalkmış oldu.

*

Türk Medyasını, "oltadaki balık" durumuna sokan Yunan medyasına anında gerekli yanıt verilmemiştir...          

31 Mart Belediye Seçimlerinin, birinci raundunu  Ekrem İmamoğlu kazanınca, nasıl oldu da "Yunan Megaloideası"nı gündeme taşındı?          

Bir Yunan Gazetesi, ucunda "İstanbul'u fetheden Yunanlı: Ekrem İmamoğlu" yemi bulunan bir olta attı denize; bütün balıklar oltanın başına üşüştüler.

Bu üşüşmede, Ekrem İmamoğlu'nun 2016 yılında gittiği Yunanistan'ın Selanik kentinde, bir grup ile birlikte "Pontus Haritası" önünde çektirdiği fotoğrafı "twitter hesabında" paylaşmasının(5) da önemli bir etkisi olduğunu söylemek yanlış olmaz...

Türk medyasını "oltadaki balık" durumuna sokan bu gelişmelere karşı, Yunan medyasına gerekli tepkinin anında gösterilmemesi de bence büyük bir hata olmuştur.

*

Atatürk'ün içinde kalan ukde...

Kimi Türk medyasının ve kimi siyasilerin yapmadığını, M. Kemal Atatürk'ün ağzından ben yapmak istiyorum ve  Yunanistan'a  ve Yunan medyasına bir mesaj göndermek istiyorum...

Mustafa Kemal Atatürk, "Bir de gördüm ki doğduğum Selanik ve orada annem, kardeşim düşmana teslim edilmiş"(6)...

Atatürk, içinde kalan bu ukdeyi biraz daha geniş tutarak, 1933 yılında da şöyle demiştir(7): "Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse, Musul, Kerkük ve Adaları geri alacağım. Selanik dahil Batı Trakya'yı Türkiye hudutları içine katacağım".

Atatürk'ün ömrü vefa etmedi; ama, onun içindeki ukdeyi çıkararak onu rahatlatacak  büyük bir devlet ve millet var..

*

S O N U Ç...

Bu bloğu yazarken aklıma düştü.

Eğer, Ekrem İmamoğlu, İstanbul'un değil de, Trabzon'un Büyükşehir Belediye Başkanı seçilseydi acaba ne olurdu?

 

cdenizkent

 

  • ----------------------- :
  • (x) AnaBritannica Genel Kültür Ansiklopedisi, Cilt-30
  • (xx) Akkoyunlu Hükümdarı(1453-1478):Hükümdarlık döneminde Akkoyunlu Devleti en geniş sınırlarına ulaşmıştı. Ancak, Papa,Venedikliler, Macarlar ve Lehler, Uzun Hasan'ın gücünü Osmanlılara karşı kullanmak için onu kışkırtmışlardı. Fatih, 1461 yılında Trabzon üzerine yürüyünce, Uzun Hasan Trabzon Rum İmparatorluğu'na yardım amacıyla asker göndermesinin nedeni de budur(Anabritannica, Cİlt-15)
  • (1) Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Cilt-15
  • (2) AnaBritannica, cilt-25
  • (3) Büyük Larousse, cilt-18
  • (4) A. g. y.
  • (5) Sabah Gazetesi>Günden Haberleri, "CHP adayının Pontus pozu", 8 Haziran 2019
  • (6) Bilal N. Şimşir, İngiliz Belgeleriyle Sakarya'dan İzmir'e, s.395
  • (7) Ahmet Kabaklı, Temellerin Duruşması,4.b. İstanbul: 1990, ss.52-53

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..