- Kategori
- Güncel
Trans Mehtap intihar etti

Var edenin yaşama hakkı verdiği her can değerlidir.
“......dün gece de Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak intihar eden Trans Mehtap Zengin’in intihar öncesi çektiği video kaydı ortaya çıktı.”
Milliyet Gazetesi İnternet sayfasında yer alan haberin birinci cümlesi böyle tamamlanıyor.
Devamında da sırasıyla şu ifadeler var.
“23 yaşında olduğu öğrenilen ve intihar videosunu çekerken sürekli ağlayan Zengin, intihar etmeden önce annesinden son bir istekte bulunarak, videoda intihar nedenini ve vasiyetini anlattı.”
“Herkese teşekkür ediyorum, onları seviyorum. Birçok insan benim arkadaşımdı ama arkadaşım değilmiş. Herkesi vicdanı ile baş başa bırakıyorum.”
“24 yaşımda hayatımı sonlandırıyorum. Yapamadım, çünkü insanlar bana izin vermedi, çalışamadım, bir şeyler yapmak istedim ama yapamadım, bana çok engel oldular ve beni çok mağdur ettiler. Herkesi Allah ile baş başa bırakıyorum ve şuan Boğaziçi Köprüsü’ne doğru gidiyorum. Yarın gazetelerin 3., 4., veya 1. sayfalarında benim adımı duyacaksınız. Hepinizi öpüyorum Allah’a emanet olsun.”
“Tek isteğim, anne benim evde küçük bir köpeğim var. Onu senin alacağını ve çok iyi bakacağını biliyorum. Anne onu sana emanet ediyorum. Ona her baktığında sadece beni hatırla ve onu kimseye verme. O tuvaletini eve yapmıyor. Ona kızma, hiçbir şekilde hiçbir şey yapmıyor. Benim günahıma giren, vebalimi alan insanları Allah’a havale ediyorum.”
*
Mehtap ya da gerçek ismi her neyse o kimse bu dünyaya geldiğinde diğer herkes gibiydi. Her yeni doğan gibi çiziksiz tertemiz bir kağıt gibiydi.
23 yıllık yaşamı boyunca o temiz kağıt karalandı, buruşturuldu, zedelendi. Bir gün geldi ki artık uçmaya, uzaklaşmaya, yok olmaya karar verdi.
Diğer bütün kağıtlar, üzerilerindeki çizgilerle, boyalarla, yırtıklarla, açıkta, güvenli dosyalarda, başka yerlerde var olmaya devam ederken daldan bir yaprak düştü ve boğazın sularına karıştı.
Milyarlarca insanın yaşamaya devan ettiği dünyadan koptu. Kendi isteği ile aramızdan ayrılmayı seçti.
Bu dünyayı terk edip giderken de yukarıdaki ifadelerin yer aldığı bir sitem ve vasiyet mesajı bıraktı. İnsanların kıyısından köşesinden kimi şeylerin farkında olmalarını istedi.
Hem kırgınlığını dile getirdi, hem küçük köpeğini güvence altına almaya çalıştı. Onun için bu dünyadaki en çok ve en son düşündüğü önemli şeyler onlardı.
O mesajına o an için aklına gelen en önemli şeyleri kaydetti kuşkusuz. Ancak hep biliyoruz ki her zirve bir zeminin üzerinde yükselir. Onun dile getirdiği şeyler onu köprüden atlamaya zorlayan şeylerin en son ışıldayanları, en yüksek zirveleriydi.
Onu ölümü isteyecek kadar zorlayan şeyler kendi video mesajındaki birkaç şeyden ibaret değildi. Zaten o birkaç şey birçok şeyin sonucu durumundaki şeylerdi.
“Birçok insan benim arkadaşımdı ama arkadaşım değilmiş, herkesi vicdanı ile baş başa bırakıyorum” derken vefasızlığa vurgu yapıyor ve hakaret etmeden, sitem etmeden insanları yaptıkları, düşündükleri şeyler için kendi vicdanlarındaki yansımaları ile yüzleşmelerini diliyor.
Bunu yaparken kimi vicdanların nasıl nasırlaşmış olabileceklerini anlamadığını, bazı insanları vicdanları ile yüzleştirmenin işe yaramayacağını bilmediğini ortaya koyuyor.
“Hayır sevgili Mehtap, ne yazık ki herkesin vicdanı seninki kadar sıcak ve duyarlı değil. Bu yargın seni yanıltmış” diyebilme şansımız olsaydı keşke.
Bunlara kızıp yaşam hakkından vazgeçmemeli insan diye açıklayabilseydik.
Bundan sonra da böyle bir niyetle intiharı seçmeyi düşünenlere olsun bu nedenin geçersizliğini anlatabiliriz belki onun sayesinde. Bu neden neden değil, o yol da yol değil. Aman dikkat!
“Yapamadım, çünkü insanlar bana izin vermedi, çalışamadım, bir şeyler yapmak istedim ama yapamadım, bana çok engel oldular ve beni çok mağdur ettiler. Herkesi Allah ile baş başa bırakıyorum” sözleri sorunun kaynağına götürüyor bizi.
İnsanların başka insanlara çeşitli konularda ve çeşitli nedenlerle haksız yere engel oldukları, çelme taktıkları bir gerçek. Bu yolla çok sayıda insanın çok mağdur olduğunu da hepimiz biliyoruz.
Bunun için de intihar etmemeli insan.
O engel olanlarla, mağdur edenlerle, çelme takanlarla mücadele etmek gerek.
Hani Ahmed Arif, Anadolu şiirinde Anadolu'nun ağzıyla gençliğe diyor ya;
“Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının
Gör nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu genç ellerinle.”
Tam da öyle etmeli.
Mevlana'nın o çok güzel ve anlamlı sözünü hep söylerim.
“İnsan bazen dünyalara sığmaz, bazen de bir zerrede boğulur” demişti bu büyük yürek insanı.
Mehtap'ı boğan o zerrenin başkalarına zarar vermemesi için yazıyorum bütün bunları.
Sorunları, sıkıntıları her ne olursa olsun insanların direnmesini, mücadele etmesini, yaşamı ve haklarını savunmasını istiyorum.
Yaşam tarzlarından dolayı kimsenin kimseyi suçlamamasını, hor görmemesini istiyorum.
O büyük konuşanların evlatlarının da yarın bir Mehtap olarak karşılarına çıkabileceğini hesaba katmalarını, insanlara iyilik yapamıyorlarsa kötülük de yapmamalarını diliyorum.
Var edenin yaşama hakkı verdiği her can değerlidir.
Ben böyle düşünüyorum.
05/01/15
10:17:42
Haber Kaynağı: http://www.milliyet.com.tr/bogazici-koprusu-nden-atlamadan-gundem-1994179/