Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '15

 
Kategori
Aile
 

İyi aile çocuğu

Woody Allen’ın Paris’te Gece Yarısı adlı filmini izliyorum.

Film Paris’in farklı yerlerinden yapılan çekimlerle başlıyor.

Sen Nehrindeki insan dolu tekneleri, farklı yerlerde meydanlarda, caddelerde olan insanları gösteriyor. Yağmurlu bir Paris gününden kısa görüntüler var.

Orada farklı kültürlerden insanların bir arada yaşadığını düşünüyorum bir an. Sonra da Fransızların da kendilerine göre iyi aile çocuklarının bulunduğunu.

Haklısınız, birbiriyle ilgisiz kavramlar gibi gözüküyorlar ama izlediğim sahnelerin o an için benim aklıma getirdiği şey nedense bu oluyor.

Bizdeki gibi Fransızlarda da geleneklerin, dinin ve başka değerlerin doğal olarak bir geçmişi olduğunu ve o geçmiş boyunca bu ülkede saydığım değerlerle yetişen iyi aile çocukları olduğunu düşünüyorum.

 Sonra bir ses kulağıma onlardan Almanya’da da, Hollanda’da, İngiltere’de ve İtalya’da da diğer ülkelerde de var diyor.

Bütün ülkelerde oraların sağlam değerleri ile yetişmiş, iyi evlat, iyi öğrenci, kariyer sahibi ve iyi insan olmuş bireyler yani iyi aile çocukları var.

Hatta onlarda büyük olasılıkla bizim sahip olduklarımızdan daha fazla “iyi aile çocuğu” var.

Öyle olmasa ulusal gelirleri de, refah düzeyleri de bizden biraz daha iyi olmazdı.  Bunları arttıranlar iyi yurttaşlar, yani iyi yetişmiş insanlar, yani iyi aile çocukları.

Ne? Gülüyor musunuz? Hadi ama, gerçekten mi? O kadar mı yanlış?

Tamam, gülün. Elbette değerlendirmelerinize ve inançlarınızda özgürsünüz.  Gülenler için söylüyorum tabii.

Ben devam edeceğim.

İyi aile çocuklarının iyi kimseler olduklarını bilmeyen mi var!

Siz de her ne kadar bu yaklaşıma bugün gülüyor olsanız dahi alttan alttan hak veriyorsunuz ya da vereceksiniz. Buna eminim.

İyi aile çocukları önce ebeveynlerine, büyüklerine sonra da amirlerine ve patronlarına itaatkârdırlar.

Genellikle çok çalışır, iyi okullar bitirirler. Okumayanları da her nerede olursa olsun hemen göz doldurur.

İyi aile çocukları siyasal sistemle, büyükleriyle, kurallarla ters düşmezler. Kendilerine verilen işleri en iyi bir şekilde yapıp bitirmeye bakarlar.  Adlarına en ufak bir söz gelsin istemezler.

Şu an aklıma gelen yaşanmış bir olayın duruma örnek olabileceğini düşünerek sizinle paylaşmak isterim.

Tuzla Piyade Okulu’nda acemi eğitimimiz esnasında rahmetli Şadi Albayımız bir hafta sonu içtimasında sıkıntımız olup olmadığını sormuştu.

Söz isteyen bir arkadaş bölüğün banyosunda insanların tamamen çıplak şekilde yıkandıklarını söyleyerek buna müdahale edilmesini istemişti.

Gerekçesi sorulduğunda da iyi aile çocukluğu sıfatına nasıl sahip çıkılır sorusuna tokat gibi yanıt olacak bir gerekçeyi dile getirmişti.

“Komutanım” demişti,  “ben bulunduğum şehrin tanınmış ailelerindenim. Gelecekte milletvekili olmayı planlıyorum. Aday olurken askerliğim esnasında bölüğümde çıplak yıkanıldığına ilişkin bir söylentiyle, sorunla karşılaşmak istemiyorum.”

O iyi aile çocuğuydu ve belli ki oldukça da duyarlıydı.

Onların çoğu, çok dikkatlidirler. Önlerindeki bilgisayarda her anlamda sakıncalı şeyler olmasın diye özen gösterirler. Birilerinin gizlice ve hatta şifreleri de kırarak ya da çözerek bilgisayarlarına girebileceği, sakıncalı siteleri göreceği duygusuyla yaşarlar.

Sırf bu nedenle kimi merak ettikleri sitelere de “ne olur, ne olmaz, bilgisayarda izi kalır” endişesiyle yaklaşmazlar.

İyi aile çocukları ailelerinin, kabile ve aşiretlerinin, devletlerinin değerlerine önem verirler.

İyi aile çocuklarının tamamı olmasa da büyük bir bölümü dini değerlere önem verirler. Müslüman, Hıristiyan, Yahudi ya da başka dinler fark etmez bir kısmı sürekli olarak kutsal mekânlara giderler, ibadetlerini yaparlar. Zaten iyi aile çocuğu, iyi insan olma ile ilgili değerlerinin bir kısmı inanç temellidir.

İyi aile çocuklarının çoğu ulusal değerlere de düşkündürler. Bu konularda çok duyarlıdırlar. Vakti geldiğinde ülkeleri için cepheye seve seve giderler.

Aslında memleketler de bu iyi aile çocuklarının yüzü suyu hürmetine ayakta durur.

Onlar yetişme dönemlerinde sık sık uyarılmış, yol gösterilmiş, tabiri caizse hep çapalanmış yerlerde büyümüş insanlardır.

Birileri onların gereksiz ve fazladan uzayan dallarını budamış, ilaçlarını eksik etmemiştir.

Bu yüzden doğal olarak kırmızı çizgileri, kimi anlamsız korkuları ve çekinceleri de vardır.

Çoğunun kuralları vardır ve o kuralların dışına ya hiç çıkmaz ya da nadiren çıkarlar.

İyi aile çocukları her durumda diğerlerinden iyidirler.

Biraz pısırık, biraz korkak, biraz asosyal olanları da vardır elbet ama her durumda yaşadıkları toplumlara katkıları çoktur.

Avrupa gibi bir yerde ve her türlü kirliliğe rağmen kirlenmeden yaşarlar. Uyuşturucuya, siyasal hareketlere yaklaşmazlar.

Bazen yanılıp kötü aile çocuklarının yaptıklarına imrenirler ama çabuk geçer.

Yine de itiraf etmek gerekirse o maceracı, zıpzıp çocuklara takılıp gidenleri de olur ara sıra. Nede ve nerede fire olmaz ki!

Hepimiz yaşamımızın bir yerinde bir ya da birkaç kez raydan çıkmaz mıyız?

Hooop uçup gidenler çıkar bazen onların da aralarından.

Uçar gider ve bir kısmı asla geri dönmez.

Gidenlerin bir kısmı da daha sonra geçmiş yaşamını iyi aile çocuğu olarak geçirdiğine bin pişman olur.

Eh, yanılanlar da olabilir değil mi?

Her neyse, işi sulandırmamamız gerekiyor.  

İyi aile çocukları iyidirler. Kendilerine, ailelerine, ülkelerine yararlı insanlardır.

Nerede yaşıyor olurlarsa olsunlar.

 

06 Ocak 2015 Salı

10:41 

 
Toplam blog
: 284
: 245
Kayıt tarihi
: 21.06.14
 
 

Yaşadığımız evrenin oldukça zengin bir yer olduğunun farkındayım.  Bu zenginliğin çok az bir kısm..