Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Nisan '10

 
Kategori
Güncel
 

TSK'de iki taraf ve tarafsızlar!

TSK'de iki taraf ve tarafsızlar!
 

Eski komutanlardan Çetin Doğan, başına gelenlerden Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök Paşa'yı sorumlu tutarak, yakışıksız bir polemik başlattı.

Doğan Paşa'nın iması şu: Hilmi Paşa, Genelkurmay Başkanlığı döneminde Kozmik odadaki belgeleri sızdırdı, bu yüzden bu Balyoz soruşturmaları başladı...

Sayın Özkök bunu yalanladı. Ama, biz bir an için Çetin Doğan'ın iddiasının doğru olduğunu kabul edelim.. Yani bir Genelkurmay Başkanı Kozmik odaya "gizlenmiş" hukuk dışı belgelere ulaşamaz mı?... Bu "Kozmik oda" ne kadar kozmik oluyor ki, ülkenin Genelkurmay Başkanı bile ulaşamıyor... O zaman, şunu sormalı değil miyiz; bu kozmik odanın sahipleri kimler?

Hilmi Özkök Paşa, asker olmanın verdiği ağırlıkla kurumun yıpranmaması için polemiğe girmek istemiyor. Ancak, Çetin Paşa, üzerine bulaşan çamuru etrafına sıçratmaya kararlı görünüyor.

Aslında, dışardan bakınca, vahim görünen bu durum, TSK içindeki iki "zıt kutbu" da su yüzüne çıkardı: Demokrasiye bağlı askerler ile darbeci, cuntacı askerler... Kimin hangi tarafta olduğunu söylemeye gerek yok tabii ki...

Bir de "tarafsız" taraf var, anlaşılan TSK içinde... Genelkurmay Başkanımız Sayın Başbuğ bu tarafsızlar grubundan gibi gözüküyor. Darbeciliği ordunun "onuru" sayan grubun ağırlıklı olduğu hissedilen ordu içinde, Başbuğ Paşanın işi giderek zorlaşıyor. Bir yanda toplumsal demokratikleşme taleplerinin ağır baskısı, bir yanda cuntacı geleneğin baskısı...

Türkiye, bugüne kadar, dokunulmaz, tartışılmaz "tabularından" saydığı Ordusunu bugün tartışmalı... Bu tartışmaların orduya zarar vereceği, söylemi gerçekçi değildir. Sorunlar tartışılmadan çözülmez; çıbanlara masaya yatırılmadan neşter vurulmaz.

Göz bebeğimiz olarak kabul ettiğimiz Ordumuzun, kendi içinde bir "devlet" olmasını istemiyoruz. Tüm kurumlar gibi TSK da, halkın egemenliğine tabi olmalıdır. Sorunlar ancak böyle çözülür; normalleşme ancak böyle sağlanır.

"Orduyu yıpratmayalım" diye başlayan her cümle, aslında bu "tabu"nun yıkılmasını istemeyen bir zihniyetin ürünü... İçindeki cuntacıları temizlemekle ordu niye yıpransın ki... Aksine, ordu bu, kendini her türlü hukuki bağlardan müsella sanan, gruplar tarafından yıpratılıyor.

Herkes bildiğini ortaya koysun. Çetin Paşa tarafı da, Hilmi Paşa tarafı da...Kimse karnından konuşmasın. Sayın Özkök Paşa'nın bir darbeyi önlemesi eğer "suçsa" o cezasını çeksin... Yok, eğer bir darbe ortamı oluşturmak için, camileri bombalamak dahil, bir yığın ürkütücü eylem hazırlamak suçsa, bu suçu işleyenler cezalarını çeksinler...

Artık, TSK içinde de, kol kırıldığın da yen içinde kalmasın... Çünkü, yen içinde kalan kolun kırık olduğu anlaşılmaz... Kırık olduğu anlaşılmayan kol, tedavi edilemez; kırık olarak kalır.

Kırık kollu bir ordunun bizi savunması da herhalde kolay olmaz!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..