Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '08

 
Kategori
Güncel
 

Tuncay Özkan her şeyi neden sattı

Tuncay Özkan her şeyi neden sattı
 

Açıklama yapmasını bekliyoruz.


Tuncay Özkan’ın her şeyi satması bazılarını sevindirdi sanırım. Neden sattığını bilemeden ahkâm kesmek biraz ayıp olmuyor mu? Ona ve ardında olan bir milyon kişiye karşı haksızlık , fırsatçılık olmuyor mu? Bir milyon kişiyi satamamıştır demiş bir yazar arkadaş.. Bu arkadaşı böylesine yazmaya, düşünmeye acaba ne etken oldu gerçekten de merak ediyorum.Bir Tuncay Özkan sendromumu yoksa kıskançlık mıdır?

Bu sayfalarda okuduğum bir yazı beni gerçekten de çok üzdü. Kısaca alıntı yapacağım

Bu ülkede sosyolog olmak da, yazar olmak da, aydın olmakta çok kolay aslında. İstediğiniz yerden istediğiniz analizi yapabilirsiniz.Tuncay Özkan’a da baksanız.Recep Tayyib’e de baksanız. Sokaktaki sefil hayvanlara otobüslere doluşmuş yüzlerce fakir insana, hayatında kadın görmeyip çeşme başında turistlere tecavüz edenlere de baksanız analiz aynıdır.

(Yazıdaki ince ince ayrımı herkes fark etmeyebilir elbette.)

Şimdi ben de bu yazıyı analiz ediyorum kendimce.

1-Yazar olmak belki kolay da , aydın bir yazar olmak kolay kolay her kula nasip olmaz.<ı> Gerçek aydın ezilen toplum çoğunluğunun sesi ve vicdanı olmak zorundadır. Haksızlıklara karşı durmak zorundadır. Antiemperyalist, anti sömürgeci, antifaşist ve yurtsever olmalıdır. Emperyalist güçlere boyun eğmeyen çıkarını düşünmeyen olmalıdır. Günümüzde ise böyle gerçek aydın yazarlarımızın sayısı oldukça azdır.

2-Analiz’in sözlükteki yeri, bir konuyu (maddi veya düşünsel) temel parçalarına ayırarak, daha sonra parçaları ve aralarındaki ilişkileri tanımlayarak sonuca gitme yoludur. Yukarıda yazdığım alıntıda da Sn. Tuncay Özkan’ı ve Sn. R.T.Erdoğan’ı sokaktaki sefil hayvanlarla , çeşme başındaki turistlere tecavüz edenlerle aynı kategori içerisinde analiz etmek ne derece doğrudur ve etiktir bunu da anlayamadım. Tuncay Özkan her şeyden önce namuslu, dürüst bir gazetecidir.İdama giden mahkûma bile son isteği sorulur değil mi? Onun ağzından henüz bir açıklama olmadan peşin hükümlü olmak ta bence hiç etik değildir.Bu şekilde davrananlar ilk önce kendilerini analiz etmelidirler.

Sn. R.T.Erdoğan’a gelince halkının oyları ile seçilmiş bir başbakandır. Türkiye Cumhuriyeti Başbaka-nıdır. Onu benim kadar eleştiren hakkında bazen acımasızca yazı yazan , eleştiren çok az kişi vardır diyebilirim.Gel gelelim ki kendisine hakarete varan hiçbir sözüm olmamıştır ve olamaz da.En azından makamına saygı duymak gereklidir .

Büyük Önder Atatürk’ün gelip Atatürkçüyüm diyenleri dövmesine gelince yazarın burada haklılık payı vardır da, acaba kendiside bu dayak yiyeceklerin içerisinde midir?

Türkiye’yi bu duruma getiren bizler değil miyiz ki? Meclise yolladıklarımızı bizler seçmiyor muyuz ki? Demek ki bir hata varsa ki vardır, bu hata hepimizindir. Onu, bunu suçlamak yerine kendimizi de buna dahil etmeliyiz. Bu vatan için ne yaptık kendimizi sorgulamalıyız.

Koskoca bir imparatorluğun dağılmasından, yıkılmasından sonra Mustafa Kemal bize aydınlık ve çağdaş bir ulus devlet bırakmıştı. Bizler bugünlere nasıl geldik? O zaman iğneyi kendimize , çuvaldızı başkasına batıralım derim. Saygı ve sevgilerimle.

Tünay Süer

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..