Tuncel Kurtiz'in ölümünün düşündürdükleri...

Yılların deneyimli sanatçısı Tuncel Kurtiz, kısa bir süre önce ayrıldı aramızdan... Ölümü tüm Türkiye'yi yasa boğdu. Çünkü oyuncunun haslarındandı. Kaliteli sanatçıdan anlıyordu halk, böyleleri kolay yetişmiyordu...

Tuncel Kurtiz hayata veda etti etmesine de, varlığının bu dünyadan ayrılması, günlük hayatımızda çoğu zaman aklımıza gelmeyen ya da geldiği anda kovaladığımız bir gerçeği de tekrar zihinlerimize getirdi. Ölüm neyi gizliyordu? Şu fani yaşamımızın gerçek amacı neydi?

Ölüm hatırına gelince insanın, sanki başka hiç bir şeyin anlamı kalmıyor... Dünyaya geliş amacını sorgulamaktan başka...

Topraktan geldik, toprağa gidiyoruz...da... Sahi, neden geldik biz bu devasa toprak parçasına? Evler alıp içinde oturmak için mi? Bir yerlerde çalışıp para kazanmak için mi? Birileriyle aile olup, birileriyle dostluklar kurmak için mi?

Bu kadar basit değil aslında. Ve olmamalı da... Gizli yaşam amacımız var bizim. Her birimizin... Bir tane de değil. Amaçlarımız... Farketmediğimiz... Üstünden atlayarak geçip gittiğimiz...

Durup düşünmeye vakit harcamak bile boş gibi geliyor, değil mi? Öyle olmamalı işte... Vakit harcanmayan her düşünce, ilerde büyük pişmanlıklar olarak, karşımıza birer heyula gibi çıkabilir. Herşey için çok geç olabilir sonra...

Yapmak isteyipte yapmadıklarımız... Fırsat bulamadıklarımız... Ertelediklerimiz... Önemsemediklerimiz...

Ne var mesela böyle, içimizdeki o saf bilgide saklı. Ama bizim göremediğimiz... Herşey bilmekten, öğrenmekten geçmiyor. İçimizde, kendi benliğimizde, biz daha doğmadan önce bize bahşedilen, o gizli gerçeğin bilgisinde saklı bazı şeyler de...

Farketmeli... Hissetmeli...

Düşünmeli... Ve zaman ayırmalı biraz da gerçek hayata...

Hayatın özüne...