- Kategori
- Futbol
Tünelin ucundaki ışık

Beşiktaş maçından beri kan kaybeden sarı kırmızılı takıma gereken müdahaleler yapılmayınca bu akşamki rezalet meydana geldi. Son 5 maçtır kötü oynayan, iyi kötü demeden bütün takımlara gol şansı veren kâh yenen, kâh beraberlik alan, çekirge gibi sıçrayan Galatasaray bu sezonki ilk yenilgisini törenle(!) aldı. Kutlu olsun! Artık oyuncuların da, teknik heyetin de, yönetimin de, taraftarın da stresi kalmamıştır.
Bence bu sene iyi transferler yapan ve iyi bir teknik heyeti de takımın başına getiren, küskün taraftarı tribüne toplayan yönetime kimsenin bir söz söylemeye hakkı yoktur. Taraftar da takıma maksimum desteği vermekte ve her şartta desteklemektedir. Ama oyuncular işlerini iyi yapmamakta, teknik heyet ise onlara işlerin nasıl iyi yapılacağını gösterememektedir.
Maçın 75.dakikasından sonra, ya bu maç 0-0 ya da gol atanın 1-0 kazanacağı şekilde biter diye düşünüyordum. İşte ne olduysa o zamanlarda oldu. Ankaragücü kendi gücünü bilerek dengeli, savunmada iyi kapanan ve hızlı hücum yapmaya çalışan bir oyun sergiliyordu. Galatasaray’ı iyi etüt etmişlerdi ve sarı kırmızılı takımın risk aldığı son dakikalarda pozisyonları değerlendirdiler ve skoru 10 dakikada 3-0 yaptılar. Haftalardır tatlı rüyalarda gezen Cimbomun ayaklarının yere basmasını sağladılar. Hiç şaşırmadım ve bu sonucu veya böyle bir yenilgiyi zaten bekliyordum. Ankaragücü’nü tebrik etmek lazım. Galatasaray’ın sorumsuz oyunu onların haklı galibiyetini asla gölgeleyemez.
Galatasaray’ın problemi, oyunu yönlendirecek oyuncuların kendilerine olan aşırı güveni ve gereksiz hareketleridir. Takımda herkes çok kötüydü. Ama bazı oyunculara odaklanırsak;
Servet: Önce asli görevi olan savunmayı iyi yapması gerekiyor. Yerini bırakıp sık sık topla ileri çıkıyor ve genelde bu topları kaptırıyor. Popescu’ya çok özenmiş durumda.
Ayhan: Geçen hafta da yazdım. Çok ağır ve bol yan pas yapıyor. Yaratıcı hareketi yok.
Mustafa: Ayhan abisinden pek farkı yok. Olumlu katkısı yok.
Elano: Kondisyonu hala yetersiz. Her pozisyonda yerde. Nasıl Brezilya milli takımına seçilebiliyor, anlamıyorum. Yanlış yerde oynamaya devam ediyor. Asla oyun kurucu olamaz.
Arda: Verilen sorumluluklar ağır gelmiş durumda. Çok çabalıyor ama yanlış yerde oynatılıyor. En verimli yeri santrafor arkası. Hagi’ye özenir bir havası var. Elano ile Arda’yı toplasan bile bir Hagi etmez. Her şeyi kendinin yapacağını düşünüyor. Takım oyunu oynadığını unutmuş durumda.
Baros: Top gelirse oynamaya çalışıyor. Topsuz oyunda hiç yok. O da Elano gibi her pozisyonda yerde.
Yukarıdaki oyunculara dikkat ederseniz hep merkez veya merkeze yakın oynayanlar. Yani sorun merkezde, oyun kanatlara yayılmıyor, yön değiştirilmiyor, yaratıcı fikir üretilmiyor. Galatasaray’ın iyi çalıştığını da düşünmüyorum. Çok çabuk oyundan düşüyorlar. Böyle devam ederlerse bu sezonki bütün yarışmalarda erken havlu atarlar. Milli maç arasından sonraki maçlar daha zorlu olacak. Böyle isteksiz ve moralsiz bir takım Trabzon, Bükreş ve Fener maçlarını nasıl çıkaracak, bilmiyorum. Ama tünelin ucundaki aydınlık günışığı mı yoksa üstümüze gelen trenin ışığı mı hep beraber göreceğiz.
Maçın Adamı: Koray Gencerler (Orta Hakem)
Mutlu ve sağlıklı kalın
Mehmet Tabak