- Kategori
- Siyaset
Türban siyasi simgedir...

Resim: www.milliyet.com.tr
Başbakan Erdoğan, dönüp, dolaşıp konuyu yine türbana getiriyor. Bir de bu sorunu İspanya'da dile getiriyor. "Türbanın siyasi simge olarak takıldığını düşünün. Suç kabul edebilir misiniz? Simgelere, sembollere yasak getirebilir misiniz?" diyor.
Ben de bir şapka tasarladım. Şapkanın üzerine altı tane ok diktim. Üniversiteye bu şekilde gideceğim. Bir sembol daha tasarladım. Üç tane ay. Yarın üniversiteye giderken onları yapıştıracağım alnıma. Bir de çanta tasarladım kır-at şeklinde. Kitaplarımı onun içine koyacağım. Ha, bir de canlı ak güvercin götüreceğim okuluma. Güvercinimin ayağına temsil ettiği siyasi partinin bayrağını asacağım. Soruyorum şimdi. Suç sayabilir misiniz? Simgelere, sembollere yasak getirebilir misiniz?
Getirirsiniz değil mi? O zaman; "Ne işi var bu siyasi simgelerin devlet dairesinde, üniversitede?" dersiniz. Ben de derim ki: O zaman türbanın ne işi var devlet dairelerinde, üniversitede? O da bir siyasi simge değil mi? derim. Siz de 'hayır.' dersiniz. 'Onlar onu dini gereklilik olduğu için takıyor, ' dersiniz. Bu kez ben, kendimi türbanlıların yanında Müslüman değilmiş gibi hissederim. O üniversiteye, türbanı dini gereklilik için takan da girer, siyasi simge olarak takan da. Ama ben oklarımla, aylarımla, güvercinimle giremem. Çünkü bunların siyasi simge olduğu apaçık ortada. Çünkü bunların sığacağı bir kılıf yok. Türbanın sığacağı bir kılıf var. O da 'dini gereklilik adı altında siyasi simge.' Kısacası din işi ile (türbanla), devlet işinin (siyasetin) birbirine karıştırılması.
Zavallı oklarım, aylarım, güvercinlerim. Sizi ne yazık ki yanımda taşıyamayacağım. Sizler birer siyasi simgesiniz. Siz şimdi rafta durun, bir yerde seçim mitingi olursa sizi sadece oraya götürebilirim. Çünkü siyasi simgelerin yeri, seçim meydanlarının yanıdır, üniversiteler değil.