Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '08

 
Kategori
Sosyoloji
 

Türban ve Anayasa

Türban ve Anayasa
 

Demokrasinin, "istenen yaşam biçimini seçme özgürlüğü", son yirmi-yirmibeş yıl içinde, özellikle "kılık-kıyafet"serbestliği şeklinde kendini göstermiştir. Kimi aşırı demokrat ve aşırı özgürlükçü kişi ve gruplarca da hoşgörü ile karşılanan bu serbestlik, daha sonraları "türban" ile başlayan ve "kara çarşaf"a kadar uzanan bir "İslami kıyafet"in oluşmasına neden olmuştur.Kara çarşaf, çok radikal İslami kesim tarafından kullanılırken türban, İslami ideolojinin bir simgesi haline gelmiştir.

1960 sonrasının özgürlük ortamı, İslam'ın siyasallaşmasına;12 Eylül'ün ise İslami yaşam tarzına hoşgörü ile yaklaşması, siyasal İslam'ın çalışmalarını rahatlaştırmıştır.Siyasal İslam'ın bir simgeye ihtiyacı vardı.Kara çarşafa göre fazla itici olmayan "türban" ve onunla bütünleşen "pardösü", siyasal İslam'ın üniforması haline getirildi.Çünkü, İslamiyeti Arap kültürü ile kaynaştırmak isteyenler, en kolay işlenecek kesim olarak kadınları ve genç kızları görmüştür.

Başlangıçta, yalnızca İslami ideolojinin gerçek yanlıları tarafından kullanılan bu giysi şekli, giderek moda hareketine dönüşmüş ve toplumun "mütedeyyin" tabir edilen diğer dindar kesimlerine de yayılmıştır.Bu giysi şeklinin yayılmasında, cami ve evlere giden mevlit hocaları ile olayı paraya çevirmek isteyen konfeksiyoncuların da büyük rolü olmuştur.Bunun yanında, genellikle geliri az olan toplum kesimlerinde "modern giysi modasına uymakta zorlanma", "özellikle ilgili belediyelerde iş bulma kolaylıkları", "İslami kesimden geliri yüksek biriyle evlilik yapma", "beden yapısıyla ilgili bazı eksikleri saklama" ve "merak ve değişikli arzusunun dürtüsü" gibi daha birçok nedenler bu tür İslami giysinin yaygınlaşmasını kolaylaştırmıştır.(Üniversitede, öğretim elemanı olarak görev yaparken -o sıralarda bazı üniversitelerde türban kesin olarak henüz yasaklanmamıştı- konuştuğum bazı türbanlı öğrencilerim bana, değişik normal giysiye yetecek kadar paralarının olmadığını söylemişlerdi ve bu öğrencilerimin siyasal İslam konusunda da hiç bilgileri yoktu.)

Böylece, başlangıçta "dini siyasal simge" olarak ortaya çıkan türbanın bu etkinliği giderek "sosyal bir durum" haline gelmiştir.Ancak, yeni bir anayasa çalışmalarının taslak olarak bittiği ve TBMM'nin onayına sunulması aşamasına gelindiği günümüzde "türban"ın anayasa ile birlikte gündeme getirilmesi, türbanın tekrar siyasallaşmasına ortam hazırlamaktadır.

Türban, sosyal bir giysi türü olarak benimsendiğinde, siyasal bir sorun olmaktan çıkacaktır.Çünkü türban, dinimizin uyulması gereken kurallarının en önemlisi değil;onlardan yalnızca biridir.Ayrıca dinimizin uyulması gereken çok daha önemli kuralları varken türbanın bir takıntı haline getirilerek öne çıkarılmasının mantığını da sorgulamak gerekir.Kot pantolan ya da dar bir etek ve onlara uygun bir üst giyecek ile tamamlanan türban ya da sıkmabaşlı bir kıyafetin ne demek olduğunu anlamak çok güç.Bu kıyafet içindeki genç kızlarımızın bütün vücut hatları gözler önündeyken saçlarını göstermemek istemesi hangi din kuralına ve mantığına sığmaktadır.

İslami giysinin, bu arada türbanın da, yaygınlaşmasının en önemli nedeni yukarıda açıklandığı gibi, "tesettür" inancının da ötesinde olan ekonomik yetersizliktir.Durum böyle, ekonomik ve sosyal olarak değerlendirildiğinde sorun çözülecektir.Ancak bu çözülme, "Kuran'da tesettür vardır, yoktur" tartışmasıyla mümkün olmaz.Daha akılcı yöntemler kullanmak gerekir.İslam hukuku bilginlerinin "zamanın değişmesiyle hükümler de değişir" önermesi, bu çözülmenin anahtarı olabilir.Laik devletin, laik olması gereken Diyanet İşleri Başkanlığı, bu çözülmede başrolü oynayabilir.


cdenizkent
 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..