Türk Danteli ve bamteli

Biz yasaklar içinde büyüdük! Ekmeğimiz katığımız yasaklar!

Kenefte bile özgür değildik!

“Hadi çık artık o kadar zaman içerde kalınmaz günahtır”

Ha şimdi bitti diye buz gibi suyla şakır şakır… Karın ağrısı günaha sokan, sil baştan! O zamanlar solo solo yok! Kan ter içinde mahcubiyet; tüm ev sakinleri sözleşmiş gibi sıraya dizilmiş!

İki WC bir evde hayal ürünü bile olamaz! Bizimki bahçenin taa bi köşesinde!

Akşama denk gelirse Adamo’dan şarkılar “Tombolaneje la la la.. -Tombe La Neige-” Korku baskın gelirse Ajda imdada yetişirdi o zamanlar! O da yetmedi “ …mehtaba çıkardık!

Sonu gelmeyen yasaklar vardı! Bu cümleden; şimdiler de yokmuş gibi bir anlam çıktı! Yasaklar entari değiştirdi desem daha mı uygun düşerdi!

Barda kahvede takılmam ne vaktim var ne de p...m! Tüylüler, kanatlılar ağaçlar çiçekler benim dünyam! Bir lüksüm var tabii internette yazı yazmam; niyet bilgi alış verişi; birazcık dert dinlemek birazcık yanmak!

Yüzüm kızararak itiraf ediyorum yazdıklarımı devamlı okuyan bir okurum bana bir mesaj göndermiş “28.Ekim Salı günü 17.30 da TV 8 de Pınar Hanım’ın programına katılıyorum beni izlemek ister misiniz?”

İnsan isterse birçok şeyin üstesinden geliyormuş!

Nano kızım sabahtan ameliyat oldu ve saat 17 sularında onu eve getirdik. Korku ve heyecandan yarım baş ağrım tutmuş nefes alamıyorum. Nano inliyor titriyor.

Onu kapalı balkona alıyorum yer yatağı yapıyorum. Kedi kızlar onun hasta olduğunu biliyorlar. Hoplayıp zıplayıp rahatsızlık vermiyorlar. Balkondan oturma odasındaki televizyonu görebiliyorum.

Gülsüm Tıknaz Hanım’a söz verdim! Programı izlemeliyim!

Bir elimle Nano’yu okşuyorum. Gözlerim sunulan güzellikleri takip etmeye çalışıyor. Tanrım diyorum; ne zengin bir kültüre sahibiz!

Dünyanın Türk danteli diye bildiği oyalarımız bile “Konuşma yasağının ürünleriymiş” de haberim yokmuş! Gülsüm Tıknaz Hanıma eşlik eden Semra Hanım iğne oyasının tarihçesini anlatıyor; ağzım açık dinliyorum!

Dantel ile iğne oyasının farkı: Dantel sökülür, oya sökülmezmiş!

Gelinlerin söz hakkı olmadığı o zamanlarda( Şimdi vardır inşallah) gelin kız derdini iğne oyası motifleriyle anlatırmış!

Biber oyası= Kafam bozuk kızgınım. Mezar taşı oyası= Kaynanamla aram buz gibi. ( Konya yöresinin motifleri) Zilli maşa( Bir tür çalgı aleti)= Çaçaronluk ( Bursa yöresi)

Ege yöresinde: Erkek ve kadın için farklı iğne oyaları yapılırmış!

Dağlara çıkan efeler başlarına o kadar çok oya dolarlarmış ki bu oyalar yastık görevini görürmüş!

Gelin kız hamileliğini yuvarlak top top motifli iğne oyalarıyla müjdelermiş!

Teşekkür ederim Semra Hanım, teşekkür ederim Gülsüm Hanım sizlerden öğrenebildiklerim beni çok mutlu etti! Üretken becerikli kadınlarımız ellerinize dillerinize sağlık! Hiç susmayın anlatın! Sizlere ihtiyacımız var!

Sevgili MB Yazanlarım! Ben iğne oyası bilmem; bilenleriniz var mı?

Eminim aramızda becerikli eller, yaratıcı ruhlar vardır!

Birlikte kafa kafaya verelim; ipek ipliği benden olsun!

Amanın tez vakitte bir iğne oyası motifi bulalım! Adını siz koyun!

İster Dişlitürk olsun, ister fikirkapatma ben razıyım!

Yeter ki kimsenin nasırına, bamteline basmadan özgürlüğün ipini pazara çıkarmadan… Nasıl olacaksa…

29.Ekim. 2008 Bayramımız Kutlu Olsun! İzmir Seni seviyorum!

Vatanım seni sevmekte özgürüm! Şükürler olsun diyorum!