- Kategori
- Futbol
Türk futbolu geriye gidiyormuş! Emin misiniz?

Herkesin ağzında sakız olmuş "Türk futbolu geriye gidiyor" diye. Ben soruyorum, "ne zaman ilerideydi?" Dünya standartlarında bir Türk futbolu hiçbir zaman olmadı. Arada bir Galatasaray mucizesi yaşadık. O GS'lı futbolcularla bir dünya kupası madalyası geldi. Bu kadar çarpık bir düzende gelen başarı gerçekten mucize oldu. Böyle bir takım bugünkü anlayışla 50 yılda bir ya gelir ya gelmez. Aziz Yıldırım'ın meşhur lafını bir kere daha düşünüp yorumlayınca doğru geliyor kulağa. Ne demişti "Galatasaray'ın başarısı tesadüftü." Ortada çok büyük bir hedef, yılların altyapı çalışması (Bülent, Suat, Okan, Emre, Fatih Akyel) gelmiş geçmiş en iyi yabancı seçimleri ve istikrarlı bir teknik kadro vardı. Bu durum, Galatasaray kültürü için tesadüf değildi fakat Galatasaray'ın Türkiye'mizde ki ortamda yetişmiş olması tesadüftü gerçekten... Acı bir gerçek.
Geri gittiğimiz falan yok. Bir Galatasaray vardı, o da bu düzene ayak uydurdu. Devamlılığı büyük bir tesadüf olurdu. Biz yerimizde sayıyoruz fakat, Avrupalı toplam kalitede yol alıyor.
Toplam kalite nedir? Bu ülke futbolunun toplam kalitesini belirleyen unsurlar sadece takımların performansları gibi algılanıyor. Takım performansları yapılan binlerce hatanın sonunda ortaya çıkan sonuç sadece. Türkiye'de kötü futbol var diyor yorumcular, taraftarlar hatta teknik direktörler. Peki neden? Futbol kötü peki, taraftar iyi mi? Hakemler? Yöneticiler? Yazarlar? Gazete patronları? Lig TV? Menejerler? Federasyon? Sponsorlar? Bunların hangisi avrupa standartlarında?
Hadi biraz Türk spor basınından bahsedelim. Onlar ne kadar avrupa standartında sizce?
Ömer Üründül'ü izliyorum TRT de. "Liverpool-Manchester United maçından sonra Süper Lig izlenmiyor diyor". Ömer Bey, ben Premier Lig maçını izlerkenTV'nin sesini kapatıp yayını radyodan takip ediyorum, çünkü bizim yorumcularımız hep aynı şeyleri tekrar ediyorlar, kendimize bir şey katamıyoruz. Spiker ve yorumcularımızda bizim takımlarımız gibi, biraz geri kalmış açıkcası.
Aynı programda Bilgin Gökberk. Bir gün önce Milliyet'teki köşesinden Ersun Hoca'ya göndermede bulunuyor. (http://www.milliyet.com.tr/2006/10/22/spor/ygokberk.html) Ersun Hoca "artık imparatorlar, padişahlar devri bitti" dedi ya, "O lafı Terim'e söyledi fakat kendisinin daha bir kupası yok" diyor. Bilgin Gökberk'i çok beğenirim, bir Fatih Terim konusunda anlamam. Bilgin abi, Ersun Yanal'ın o lafı Fatih Terim'e söylemiş olmasına imkan yok. Çünkü Fatih hoca kendisini imparator ilan etmedi. Onu spor basını imparator ilan etti. Ersun Hoca'nın lafı da spor basınındaki kraldan çok kralcılara. Bizim masaya yumruğunu vurdumu ses getirecek efelere değil, sistem ve programla çalışıp, organizasyon kurup başarı getirecek teknik adamlara ve uluslararası profesyonellere ihtiyacımız var. Ersun Hoca inşallah bu kişilerin önünü açacak...
Milyonlarca futbolsever (o kadar varız değil mi?), misal bir Galatasaray maçı izliyoruz, kamera maçı izleyen Erman Toroğlu'nu gösteriyor. Maçla hiç alakası olmayan bir durum. Üstelik yaranılmaya çalışan kişi spor etiği konusunda ciddi şüpheler taşıyan ve sıkça sorgulanan bir eski hocamız.(bknz; Ümit Karan'a sorduğu soru, Engelli sporculara "bunlar yarı-ölü demesi" ve binlercesi...) bizim televizyon kanalımız her pazar iki saat yorum yapan bir profesyonel kendisi. Erman Toroğlu'nun bakış açısı çok demode ve kahvede maç izleyen kitleye yönelik. Dürüst olalım, Erman Toroğlu'na Almanya'da yorum yaptırırlar mı sizce? Engelli sporculara "bunlar yarı ölü" dedi diye dava bile açılabilir kendisine. Şimdi bir kere daha, hepimiz dürüst olalım, bu tarz yorumcuların Türk futbolunun geriye gitmesinde etkisi yok mu sizce?
Fenerbahçe hayal kırıklığı yaratıyor diye, hemen bir süpermen arıyorlar. Kim o ? Ersun Yanal ! Bu gerçekten pek yaratıcı bir çözüm değil. Bir adam gelecek dertler gidecek. Gürcan Bilgiç ne diyor, "Bu ülkede önce Cumhurbaşkanı, sonra Başbakan, üçüncü sırada Fenerbahçe başkanı gelir". Fenerbahçe başkanı isteyecek, 5 yıllık sözleşmesi olan Ersun Yanal Fenerbahçe'ye gelecek ve bütün dertler bitecek. Yılların spor yazarı, tek düşünebildiği reçete bu. O kadar kolay olacak yani. Olmuyor işte. Sonra Türk futbolu geri gidiyor.
Arkadaşlar, bence futbolumuz geri gitmiyor. Bir sürü çapası olan gemi gibi yerinde sayıyor. Bu zihniyete sahip yazarlar ve yorumcular her yeri işgal etmiş ve bunlar bu şekilde konuşup yazdıkça bir yere gideceğimiz yok. Malesef.
Blog oraganizasyonu başka türlü bir izleyici, taraftar, spor sever grubunun olduğunu ve bütün bu numaraları yutmadığımızı göstermek için iyi bir platform. Gelin birlik olalım ve bu klişe yorumcuları protesto edelim. Ortak protesto e-postaları atalım, onlara sesimizi ve gücümüzü duyuralım. Milliyet Blog'da futbol aşıkları var, üstümüze fena geliyorlar desinler. Burada bu gücü oluşturabilecek kaliteli arkadaşlar olduğunu farkındayım. Yorumlarınızı heyecanla bekliyorum.
Not: Konuyla alakalı girdiğim bir diğer blog için, "Kır kalemi kes cezamızı Ersun hoca" http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=10111