Türk halkının karakteri

Osmanlıyı, batılı imparatorluklar gibi değerlendirmek yanlıştır.Zaten Osmanlı da kendini hiçbir zaman böyle değerlendirmemiştir; Osmanlı ; Devlet-i Aliye dır...Yüce ve ulu olarak görür kendini. Kendini böyle nitelerken halkını da tebaa olarak değerlendirir; Devlet-i Aliye’nin sınırları içindeki halkların tamamı bu mülkün birer parçasıdır..

Bu anlayış ve değerlendirme Osmanlıyı görünürde zaafa uğratmasa da onun devamı olan Türkiye Cumhuriyetinin demokrasi yolundaki ilerleyişinde önemli handikaplar oluşturmuştur..

Türk Halkı Cumhuriyeti ve Demokrasiyi içine sindirememekten dolayı olması gereken taleplerine karşın, devletinin verdikleri ile yetinmesini becerebilmiştir..Buna beceri denecekse, altında yatan nedenleri, teba karakterinin kalıntılarında aramak gerekir..

Yukarıdaki yapı devletin karakterinin halkın karakteri ile örtüşmesinin en güzel örneklerinden biridir..

Ancak bu örtüşme ne Türk halkına ne de Yeni Türk Devletinin demokrasi yolundaki ilerleyişine katkı sağlayabilmiştir..

Bugün “ sadaka ekonomisi” dediğimiz, bir çoğumuzun eleştirilerine konu olan meselenin özünde halkın ve devletin karakterinin örtüşmesi yatar.. Devletin polisinden kimlik soramama gibi bir ezikliğin ve korkunun altında da bu iki karakterin örtüşmesi yatar..

Bakınız, Türk halkı gibi gençlerini davulla zurnayla askere uğurlayan başka bir ulus var mıdır?

Üstelik bu gençlerin olası bir çatışma ortamına gideceklerini bile bile..

Bir ülke sınırları içinde bir insanın kaybolmasını, ne ölüsünden ne dirisinden haber alınamamasını sorgulamayan hatta kanıksayan başka bir ulus var mıdır?

Yunanistan, bir gencin polis kurşunuyla öldürülmesinin ardından tüyler ürpertici görüntüler yaşadı; Hükümet istifaya davet edildi, mağazalar yağmalandı, üniversitelerde boykotlar ve işgaller yaşanmakta..

Daha birkaç yıl önceki ekonomik krizde Arjantin de yaşanan olayları hepimiz biliyoruz...

Elbette ki halkımızın devletine olan güvenini, saygısını sorgulamıyorum.. Bu birçok, ülkede olmayan, gurur duyulması gereken bir özelliktir.

Sorgulanması gerekenin, halkının bu karakterini kötüye kullanan devlet ve onun icra katını teşkil eden hükümetler olduğunu söylemek istiyorum;Türk milleti insan gibi yaşamanın, sadaka yerine iş ve aş istemenin devlete başkaldırmak olmadığını anlamalı, devletin kolluk kuvvetlerinin halkına kurşun sıkmaması gerektiğinin de bilincinde olmalıdır..

Mesele budur..