Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

14 Ekim '06

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Türkiye' de sanatçı toplulukları

Dün akşam, Bilgi Üniversitesinde, sanat fonları, proje sunumu ve yeni medya, ses ve internet sanatı üzerine bir konuşmaya dinleyici olarak katıldım. Konuşmacılar bir sanatçı grubu olan KIT Sanat Topluluğunun iki üyesi ve onları Türkiye’ ye davet etmiş olan küratör Marcus Graf’ tı. Konuşma güzel ve sıcak bir ortamda oldukça uzun sürdü.

KIT Sanat Topluluğu kendi yaptıkları işlerden, projelerinin gelişim sürecinden, bunları gerçekleştirirken kullandıkları kaynaklardan ve Under Construction ile yapacakları sergiden bahsetti, açıkçası, oldukça ilginç ve hoş projeleri bulunan grubun Türkiye’ de yapmakta oldukları (halen devam ediyor) bu son çalışmayı merakla bekliyorum.

Fakat, tüm bu konuşma sürecinden burada özellikle üzerinde durmak istediğim konu, Marcus Graf’ ın sohbetin sonunda sorduğu soru ve bunun üzerine dönen tartışmalar…

Marcus; Türkiye’ de son 5 sene içinde çağdaş sanat alanında yaşanan bunca gelişmeye rağmen, neden sanatçı gruplarının yada inisiyatiflerinin bu kadar yetersiz kaldığını ve sayılarının birkaç isimden öteye geçemediğini sordu.

Dünyaya baktığımızda çağdaş sanat alanında, enstelasyon, video yada toplumsal çalışmalar, sürekli grup işlerinin varlığını görüyoruz. Bu sanatçı grupları toplumsal yada bireysel sorunları çalışmalarında ele alıp ortak üretimlerde bulunuyor. Bununla birlikte ülkemizde bu tarz çalışmalar yapan sadece 1 yada 2 gruptan bahsedebiliriz.

Dinleyiciler bu soruyla ilgili olarak çeşitli yorumlarda bulundular, aslında hepside dikkate değer yorumlardı, ekonomik, kültürel ve eğitimden kaynaklı olabileceği tartışıldı.

Sonunda dinleyicilerden biri aslında bu sorunun cevabının bu kadar basit olamayacağını vurguladı. Gerçekten de, ülkemizde sanat ile ilgili hangi sorunu ele alacak olursak olalım hiçbir zaman için cevap budur gibisinden tek, yalın bir yanıt bulunamıyor. Her şey birbiriyle ilişkili aslında. Ülkenin yaşadığı ekonomik durum, eğitim sistemimiz, öteden beri empoze edilen düşünceler, bize ait kültür yada şu anda aklıma gelmeyen başka şeyler. İşte bunların hepsi birleşince bu sorunun cevabı ortaya çıkıyor. Halen ülkede birkaç şehir dışında çağdaş sanat mekanları yok. Bu kadar zengin bir tarihe sahip olmasına rağmen müzeler bakımsızlıktan harap durumda, sanat eğitimi üniversiteden önce başlamıyor. Hatta gerçek anlamda eğitim ancak üniversite yıllarında başlıyor. Bireyin kendini tanıması kısaca yaratıcılığını keşfetmesi ancak 18 yaşından sonra oluyor, tabii o da eğer iyi bir üniversiteye girecek ve özgürlükçü bir ortamı bulacak kadar şanslı ise.

Gene de iyimser olmak elimizde, şu son 5 yıllık süreçte, İstanbul’ da pek çok yeni sanat mekanı, üstelik modern ve çağdaş sanat ile ilgilenen mekanlar açıldı. (Darısı diğer şehirlerin de başına.) Kısacası ülkede sanat alanında bir hareket var, bu kesin. Sanırım yakın gelecekte yeni yetişen sanatçılar arasında da bu tarz bir hareket görülecektir. Bu yüzden şu önümüzdeki birkaç seneyi aslında biraz da heyecanla bekliyorum.

 
Toplam blog
: 17
: 1687
Kayıt tarihi
: 23.05.06
 
 

Kendisini halen 10'lu yaşların ruh halinden kurtaramamış olan yazar kişi, 30'lu yaşlarına gelmede..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara