- Kategori
- Siyaset
Türkiye'de etnik milliyetçilik karşı milliyetçiliği körüklüyor

Türkiye iç siyaseti kızışıyor ve politikacılar karşı hamleler üretiyor.
Satranç oyunu kuran kurana, oyuncular kısa yoldan rakipleri mat etme hesabında.
Demokrasi diyorlar ve farklı fikirleri savunur görünüyorlar. Karşı taraf fikrini ortaya koyunca bu kez saldırıya geçiyorlar.
Türkiye’yi yönlendirmeyi başaranların bıçaklarının iki tarafı da keskin ve kesiyor. İki yüzlülük, duruma göre renk değiştirme, beri benzer tiyatroculara taş çıkartırcasına yetenek sergileme “iktidara giden her yol mubah “ desturu siyaset dünyasında gırla gidiyor.
CHP İzmir milletvekili Birgül Ayman Güler’in TBMM kürsüsündeki konuşması, arkasından CHP Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’ın partisinden istifası, oyunu kurup pusuda bekleyenleri harekete geçiriyor. Konuşmayı ve istifayı CHP’de çatlak olarak lanse ederek çatlağı genişletmek , aleyhte kamuoyu oluşturmak amacıyla açık oturumlarda, röportajlarda, yazılarda konuyu abartarak propagandaya geçiyorlar.
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman’ın konuşmasında tepki çeken iki cümle, “Kürt milliyetçiliğini bana "ilericilik' ve "bağımsızcılık' diye yutturamazsınız. Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eş değerde gördüremezsiniz” şeklindeydi.
Bu sözlere gösterilen tepkilere karşılık CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, “ Beni zamanında Zonguldak’ta söylediğim bir söz yüzünden parçalamaya çalıştılar. Şimdi hiç kimseler bir arkadaşımızı parçalayamazlar. Hele ki, bunlar gibi sırtlanlara parçalatmayız…Değerli arkadaşımız Birgül Ayman Güler, kral çıplak dedi. Bize sakın, kaba etnik bir milliyetçiliği ve etnik bir Kürt milliyetçiliğini ilericilik ve solculuk diye yutturmaya kalkışmayın dedi. Hepimiz oradaydık”diye konuştu.
Öte yandan AKP Milletvekili Mehmet Metiner Haber Türk’te katıldığı bir programda konuyla ilgili olarak, “Türkçülük de Kürtçülük de ayaklarımız altındadır” dedi.
Görüldüğü gibi Türkiye, politikacılar ve yorumcular sayesinde kavram kargaşası da yaşıyor. Terimler ve tanımları birbirine girmiş durumda.
Bir yanda hakim güçler milliyetçiliği körükler ve olanca gücü ile desteklerken, öte yanda aynı güçler, “milliyetçilik lanet olası ırkçılık” diyor.
Toplumun televizyona her çıkanın doğru bildiğine, doğru konuştuğuna inanma, güvenme zafiyeti karışınca halk siyaseti Kel Ali’nin Bağı’na dönerken etnik milliyetçilik karşı milliyetçiliği doğuruyor. Bunun farkına varan politikacılar, son zamanlarda milliyetçiliğe oynuyor. Hüseyin Seyfi