Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Mayıs '09

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye'de genç olmak..

Türkiye'de genç olmak..
 

19 Mayıs sebebiyle TRT-TÜRK kanalında yayınlanan MASA programının iki konuğu vardı bugün. Kızın adı Duru Yavan’dı, erkeğin adını şu anda hatırlayamıyorum… Konu Türkiye de genç olmak, sorular ve cevaplarla şekillenen bir sohbet.

Sunucu : “Türkiye’de genç olmak nasıl bir duygu?” dedi.

Bir an için duraksadım. Kendi kendime sordum, “Nasıl bir duygu?”. Sonra yaşadığım şehirden, eğitimimden, geleceğimden, geçmişin gençlerinden düşünerek cevaplar vermeye başladım.

- Türk olmak, böylesine asil bir kana sahip olmak oldukça güzel.

- Tarihi galibiyetlerle dolu, hoşgörüsüyle ünlü, çalışkan, azimli, hırslı bir toplumda doğmak büyümek harika.

- Köklerimin Orta Asya’ya dayanan tarihinde kaybolmak, dünyanın ayakta alkışladığı ulu öndere sahip olmakta çok kıvanç verici…

Ama…

Tam anlamıyla maddeleyemediğim mutlulukların yanı sıra kocaman bir ama var aklımda…

Çıkar kavgaları içinde yıpranan devlet düzeni, her gün artan terör olayları, ölen insanlar, patlatılan binalar, bankalar, gazeteler, haklı haksız davalar, tutuklanan insanlar, adlarını yalnız beynimizin tozlu raflarına kaldırdığımız ilkelerimiz! Sosyal devlet (!) anlayışıyla bağdaşmayan yaşama sitilimiz beraberinde gelen işsizlik onu takip eden ahlaki ve kültürel yozlaşmalarımız… Türkiye de GENÇ olmak mı?

Bir kere çok zor baştan kabullenmek gerek. Daha sonra adımları bu zorlu yolda daha emin atmak düşmemenin altın kuralı. Adımları sağlamlaştırmak demek birçok şeyi düzeltmek gerek.

Ama mutlu olmak daha kolay. Öncelikle hiçbirimizin kanımca idealist olmaması lazım yok öyle bir şey, olursan kaybedersin sonunda ya aç kalırsın ya da kimsesiz. O yüzden mutlu olmak için ilk aşama ideallerini kenara atmak. Ben doğuya giderim doktor olurum yok efendim siyaset okurum çarkın dişlilerini tamir ederim, sildik attık bir kenara hiçbir şey beklemiyoruz hayattan.

Mesela yurdumda genç olmaktan zevk alabilmek için bir diğer yolsa herhangi bir yerde okuyup, okuldayken de tek düşüncenin onun eteği, bunun saçı olması lazım. Aksi takdirde tiyatro beklersin, kitap fuarı beklersin, burs beklersin, gezi beklersin, konser beklersin, seni hayata alıştıracak olanaklar istersin… Bunlar mutsuz eder genci. Sadece gencimi bürokratlarıda. Adam sabah 9 da gelir kurumuna odacısından çayını alır kurulur yerine sen gidersin ona ulaşabilmek içinde ekstra bir çaba harcarsın sonra senin için çok önemli olan bir soru yöneltirsin adam sana alaycı bir gülümsemeyle bakar ve mutsuz olursun. Oysa Ayşe’nin saçı, Mehmet’in topu daha mutluluk verici.

Öyle böyle şöyle okuduğun okul bittikten sonra yurdumun her köşesinde bahar gelince açılan çiçekler gibi, bir gecede kondurulan kondular gibi türeyen üniversitelerden birinde tercihe bağlı ister “Kümes hayvanları yetiştiriciliği bölümü” ister “Tohum ekme dikme bölümünde” okuyabilirsin. Tabi okumak ve okumamakta tercih meselesi. Sonrada doğduğun büyüdüğün şehre döner yan komşunun kızı/oğluyla evlenirsin gençlik geçip gider. Sonra sana soranlara Türkiye’de genç olmak çok güzel dersin.

Sanane terörden, sanane seçimden, partiden, sanane kitaptan, sanane konserden, filmden, sanane dünyadan, sanane krizden, sanane okumaktan, sanane toplumdan, yozlaşmaktan… Neden korkasın ki haberleri izlerken, neden yazılar yazasın ki gençlik hakkında, neden kafa patlatasın ki dünyayı anlamaya…

Banane olmadığı içinde sanırım ben “Türkiye’de genç olmak nasıl bir duygu?” sorusuna çok olumlu yanıtlar veremeyeceğim...

 
Toplam blog
: 58
: 1647
Kayıt tarihi
: 13.05.09
 
 

Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümü öğrencisiyim. Okumak, yazmak ve hayata dair yorumlar ya..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara