Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '07

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye uyandı, imam bayıldı

29.Nisan.2007 günü İstanbul’da Cumhuriyet mitingi vardı. Çağlayan meydanı gerçekten “çağladı”. 14 Nisan 2007 günü Ankara’da düzenlenen Cumhuriyet mitinginden sonra, ne yalan söyleyeyim, aynı amaçlı ikinci bir mitingin Ankara’daki başarıyı gölgelemesinden korkuyordum. Arka arkaya, hem de arası çok kısa olacak olan bu İstanbul’daki mitingin başarı şansının ve sayısının az olması olasılığının gerçekleşmesi durumunda, mitingin yapılış sebeplerini anlamsız bulan kişi, kuruluş ve partilerin ekmeklerine yağ sürülecek; “işte gördünüz mü?” sorgulamasının kendilerini haklı yapacakları meydanı ve fırsatı bulacaklarını düşünmüştüm. Yanılmışım. "Keşke her konuda böyle yanılgılarım olsa" diye dua etmeye başladım o günden beri.

Bir akademisyen devlet memurunun maddi geliri düşünüldüğünde, hele de harcama planı geniş zaman diliminde çok önceden ayarlı ve belirlenmiş olduğunda, mitinge Ankara’da katılmanın yeterli olduğunu kendime inandırmaya ve kabul ettirmeye başlayarak İstanbul’a uzaktan kalpten destekle yetinmeye kendimi alıştırmaya başlamıştım. Gönlüm bu mitinge katılma taraftarı olmasına rağmen, vicdan ile cüzdan arasında gidip gelirken, 27.Nisan.2007’de Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı’ndan gece yarısı kendi internet sitelerinden Türk Milletini ve Cumhuriyet’ini koruma amaçlı Dünya ve Türk kamuoyuna yapılan yazılı açıklama geldi.

“Aha”, dedim, “İstanbul’a gitmek farz oldu”. Söz konusu olan Cumhuriyet’ti. Söz konusu olan milletin bağrından çıkan ve hiçbir beklentisi ve menfaati olmayan “askerimiz”, Türk milletinin geleceğine sahip çıkıyordu. “Onlar” tehlikenin farkındaydılar, her sorumlu vatandaş gibi. Farkında olmayanlar, zaten ülkemizi karanlığa götürmek isteyenlerdi. Genelkurmay Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün temelini attığı değerlerin ortadan kaybolmaya başladığını, bu değerleri kaybettirmek için çabalayanların uğraşılarının boşa çıkarılacağını kendi diplomatik usluplarıyla açıkladılar. Her sorumlu Türk vatandaşı gibi askerimize ve toplumumuza destek vermek, Türk milletinin geleceğini Atatürk’ün koyduğu değerlerden uzaklaştırmaya çalışanların da bu çabalarının boşa çıkartılacağının mesajını vermek ve artık meydanları demokrasiyi araç olarak kullanıp asıl amaçları farklı olan bu kötü amaçlılara bırakmamak için İstanbul’a gitmek gerekiyordu. “Vicdan” ve “cüzdan” derken, sevgili eşimden destek geldi:

“Ne yapalım, giden paramız olsun, gitmelisin İstanbul’a. Çocuğumuz için, onun geleceği için gitmelisin”.

Kalktım gittim. Vatandaşlık görevimi ve sorumluluğumu yerine getirdim.

Çocuklarımız, “Baba, sizin zamanınızdaki gibi neden değil ülkemiz? Bir zamanlar Atatürk varmış, değil mi? Şimdi okullarda O’ndan bahsetmek yasak biliyorsun. Hatta sizin okul yaşınızdan da önce bir zamanlar O’nun kendi yazdığı ‘yurttaşlık’ kitabı okullarda okutulurmuş. Şimdi neden Atatürk’ten bahsetmek kötü oldu baba? Neden çabalamadınız, niye uğraşmadınız ülkemiz bu hale gelmesin diye? Ülkemizi yönetenler ‘müslümanlık laiklikle bağdaşmaz’ diye neden dediler de bu hale geldik? Laiklik çok mu kötüydü baba? Cumhuriyet’le yönetim çok mu kötüydü baba? Şimdikinden daha mı kötüydü de Cumhuriyet’le yönetim ortadan kaldırıldı?”, demesinler ve bizi sorgulamasınlar diye çabalayanların çağlayışlarını çağlaştırdık 29 Nisan’da Çağlayan’da.

Demokrasiyi amaç değil araç olarak kullananları ve müslümanlığı sözde camilerde sıkışmış sanıp, sanki ibadetini yaşamayanlar varmış gibi ülke yönetimini şeriat’la yönetmeyi arzulayanları destekleyen basında bu “çağlayış” hiç görülmemişti. Milyonlardan haberleri yokmuş. Bu desteği veren birçok gazeteden iki tanesinden biri “Medyadan gece yarısı bildirisine destek yok”, diyerek mitingden sözde bahsetmiş, diğeri de “mitinge katılanlar darbeye hayır diye slogan attılar” demiş.

Külliyen yalan, Oradaydım, içindeydim, böyle bir slogan duymadım, görmedim. Askeri darbeleri demokrasi yanlısı hiçbir vatandaş savunmaz, istemez, bu ayrı bir şey; mitingde bunun dile getirilmesi ayrı bir şey. Mitingde böyle bir tezahürat olmadı. Ama olan tezahüratlardan, sloganlardan bir tanesi ise şöyleydi:

“TÜRKİYE UYANDI İMAM BAYILDI”.

 
Toplam blog
: 135
: 1226
Kayıt tarihi
: 11.10.06
 
 

Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi. Spor Sosyolojisi, Popüler Kültü..