Türkiye'ye iktisatı öğretenlerden birisi: UFUK BAŞOĞLU

Öncelikle bu yazımın sayın Ufuk Başoğlu bilgisi dahilinde yazdığımı belirtmek isterim. Pek çoğunuz Ufuk Başoğlu’nu tanımaz ama öyle zannediyorum ki tanıyanların sayısı da öyle pek küçümsenecek ölçüde olduğunu sanmıyorum. Sevgili dostum, arkadaşım, manevi ağbim olarak gördüğüm Ufuk Başoğlu benim üniversitedeyken hocamdı. Kendisi ile 3. sınıftan itibaren müşerref oldum.Tabi öğrenim hayatım ve ekonomiye bakış açım bu tarihten sonra değişmeye , daha doğrusu şekillenmeye başladı.Prof.Dr.İlker Parasız hocamızın ( ülkemizin sahip olduğu zenginliklerden birisi diyeyim kısaca) asistanlığını da yapıyordu o yıllar.”Bilgi ve Anlaşılabilirlik” başlıklı yazımda belirtmeye çalıştığım üniversite hocalarından , çok daha farklı bir stil ve çizgiye sahip bir hocamızdır. Dersleri genellikle stand-up şeklinde izler ve interaktif bir tarzda devamlı ufak hamlelerle derslerin içinde konuların içinde hissederdik kendimizi.

Çok enteresandır. Zor soru soran hocalar (Öğretmenler kelimesini pek kullanmıyorum. Gerçi öğretmenliktir yapılan ancak üniversite lisanında öğretmenim kelimesine rastlamak mümkün olmasa gerek.) öğrenciler tarafından pek sevilmezler. Ancak Ufuk hocamız , zor sorular sormasına rağmen ki biraz sonra soru şeklini de söyleyeceğim , öğrencileri tarafından çok sevilmektedir.Tek tük , bir iki , bir elin parmakları kadar öğrenci belki bu söylediklerime katılmayacaktır.

Ufuk hocanın bazı imtihanlarda klasik yöntemlerin dışına çıkıp soru metodu , şimdi değiştirdi mi bilmiyorum ama , imtihanın yapıldığı tarihlerdeki , ciddi ekonomi dergilerinden veya bazı gazetelerin ekonomi sayfalarındaki , yayınlanmış ciddi makaleler üzerinden soru sormak şeklindedir.

Bu konu ile ilgili bir anım vardır. Ufuk Hocam bir gün Bursa Karacabey Meslek Yüksek Okulu’na imtihan yapmaya gidiyordu.İşin yoksa gel bana yolda sohbet ederiz. Yolculuğumuz sırasında ,hocam ne soracaksın diye sordum. Şuan kafamda tasarladığım şu nedir diye bir soru yok dedi.Yolda bir gazete bayisine uğradık ve ekonomi sayfasında Stagflasyon ve Büyüme ile ilgili bir makaleyi makasla keserek soru kağıdına yapıştırdı. Soru ise aşağı yukarı şu biçimde idi

“Makalede sözü geçen konunun para ve maliye politikaları açısından metrodsal yorumu ile ülke ekonomisinin ana değerleri üzerindeki etkisinin yorumu şeklinde”idi.

Soruya bakar mısınız.Kopya çekmenin imkanı yok.İsterseniz bu imtihan kütüphanenin içinde yapılsın ve 6 saatte süresi olsun.Sorunun en çarpıcı bitim noktası da “Bir iktisatçı gözüyle değerlendirilmesi” ibaresiydi.Yani bir iktisatçı gözüyle değerlendiriniz.

Bu imtihanda kopya çekme şekli ancak , bilim kurgu filmlerinde veya meşhur matrix filmindeki gibi , kafaya takılan bir chip ile 4 yıllık tüm tecrübelerin , teorilerin ve derslerin kafaya yüklenmesi ile bir nebze başarılabilir.Ama o yüklenen bilgileri de özümseyip , tez antitez sentez şeklinde bir yorum haline getirebilmek gerekir.

Öğrenci daha soruyu okurken , iktisatçı havasına bürünüp , kendine güveni gelmektedir.Yorumların isabetine göre imtihan değerlendirilir.

Sevgili Ufuk hocamız, Bursa Uludağ Üniversitesi’nde reytingi epey yüksek bir şahsiyettir.Yüksek Lisansımı yaparken kişilik olarak da Ufuk hocayı tanıma imkanına kavuşmuştum.Kendisi tam bir hümanist ve merhametlidir.Dost canlısıdır.Ayrıca renkli kişiliğini hemen göstermez.Ancak samimiyet ilerledikçe ve tanıdıkça sahip olduğu renkli kişiyi görmeye başlarsınız.

Bildiğim kadarıyla şuanda Marmara Üniversitesi’nde ders vermektedir.Şimdiden Marmara Üniversitesi öğrencilerini tebrik ederim.Hocamızın kıymetini iyi bilsinler.

Hocam kulaklarınız çınlıyor mu?Sevgiyle kalın.

Bu arada üniversitelerimizde görev alan tüm öğretim görevlilerimize sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.

Tüm blog yazarlarının ve okurlarının Kurban bayramını tebrik eder ve gelecek olan 2007 senesinin neşe ve mutluluk getirmesini dilerim.