- Kategori
- Ekonomi - Finans
Türkiye yönünden Suriye
Virus, Suriye’yi bir süre Türkiye gündeminden çıkarmış görünüyor. Ama sorun devam ediyor. Suriye Türkiye için ekonomik ve askeri alanda yük oluşturuyor.
ABD Suriye’de Fırat’ın doğusunu YPG/PKK etkinliğinde tutuyor. Esad gitsin ama yerine Mısır’daki gibi radikal İslamcı yönetim gelmesin istiyor. Bunun garantisi var mı? Yok. Esat gidince başka bir Esat gelebilir . O zaman ne olacak? sorusunun cevabı ABD'ye verilemiyor. ABD İsrail isteğine uyumlu, İran'ı tehdit edebileceği bir güç olarak YPG/PKK'yı ve Kuzey Irak Bölgesini Barzani'yi destekliyor.
Rusya, Esad’ı destekliyor. Şimdilik elde ettiği deniz limanı ve hava üsleriyle bölgede etkin. Suriye’deki siyasi ve askeri gücünden memnun. En çok kârda olan ülke olarak gösteriliyor. Esad’ın Rusya’nın isteklerine itaat ettiği belirtiliyor.
İran Suriye içinde taraftarıo lan güçleriyle İsrail’i rahatsız ediyor. Esad’ı destekliyor.Avrupa Birliği Fransa ve Almanya ile konuya nüfuz etmek istiyor ama etkinliklerinde büyük bir gelişme yok.
İstekler ve çabalar muhtelif ama Suriye haritası parçalı durumdadır.
Türkiye 930 km’ye yakın sınıra sahip. Güvenliğim tehlikede diyor. Belirli dar bir alanda etkinliği var. Ama tüm sınırı boyunca güvende değil. Terör örgütü YPG/PKK Fırat doğusunda yeni demokratik bir yapılanma oluşturduğunu iddia ediyor. ABD desteğinde ISIS ile mücadele rolünde başarılı oldular.
Suriye işi Türkiye için tam savaşa dönüşmedi ancak bütçeye olan yükü askeri alanda ve sivil halka hizmet de verildiğinden artmış durumda. Bu yük fazla sayılabilir. Türkiye içindeki ve sınırdaki Suriyelilere harcanan 40 milyar $’dan fazla olan paranın karşılığı alınmış değil. Türkiye zararlarını karşılayacak bir çözümü bulmuş değil. Kaynaklarımızı güvenlik dahil, ekonomik ve siyasi bir çerçeveye oturtarak harcamamız faydalıdır.
Ayrıca, yüzyıl öncesine bakınca Türkiye’nin güneyinde sınırda bulunan kasabaların hepsi Osmanlı kasabası veya şehriydi. İngilizler petrolü stratejik ürün olarak kabul edip, Fransızlara Irak’ı vermemeye karar verince güneyden Mondros sonrası Anadolu’yu işgal edip Fransa’ya Çukurova, Antep, Urfa, Lübnan, Suriye’yi cömertçe sunup paylaşım antlaşmasını değiştirdiler. Oldukça başarılıydılar.
21. yüzyılda harita değiştirmenin zor olduğu söyleniyor. Ama haritalar değişiyor. Örnekleri var. Kırım’ı ve Ukrayna’nın doğusunu Ruslar aldı. Ruslar Azerbaycan aleyhine Ermenilerin 2001’de Karabağ’da toprak kazanmasını sağladı. Yugoslavya parçalandı. Doğu ve Batı Almanya birleşti. Kıbrıs bölündü. İsrail 1967 sınırlarını ufak fedakârlıklarla Mısır ve Ürdün’e kabul ettirdi. Sınırlar doğal olarak kuvvet zoruyla değişiyor. Günümüzde de yine yeni şartlarda barış kurulması için sınırlar değişecek.
Suriye savaşının harita değişmeden sonlanacağını söylemek fiili duruma aykırıdır.
Parçalı bir Suriye var. Yeni bir Anayasa uzlaşması da ufukta görünmüyor. Parçalı bir Suriye çözümünde Türkiye ne isteyeceğini kararlaştırmalıdır.Türkiye, Suriye işinden çok zarar ettiğini ve bu zararının karşılanması gerektiğini yüksek sesle söylemelidir. Güvenliği için lehinde olacak sınır değişikliklerine karar verip fikri altyapıyı oluşturmalıdır..
Bu arada Fransa ile imzalanan 20 Ekim 1921 Ankara antlaşmasındaki sınırların uygun olmayan en kötü şartlarda imzalandığını, bu yerlerin Anadolu’nun devamı olduğunu, sınır düzeltmenin gereğini uygun bir güvenlik stratejisi tespit ederek anlatmalıdır.
Unutulmasın Venizelos zamanında tüm Batı’yı ikna etmişti. Gücü yetseydi bizi Anadolu’dan kovacaktı. Davalar peşinde koşarak, yeni fikirleri eskiyle bağ kurup ilişkilendirerek belirli bir temele oturtarak fikirlerle savunulabir ve desteklenebilir.Bu kadar asker kaybettikten ve 4 milyon Suriyeli’nin maliyetlere katlandıktan sonra Suriye’nin birliğini destekliyoruz deyip, araziyi bırakmanın anlamı yoktur.
Suriye’nin siyasi ve ekonomik geleceği orada uygun şekilde barış ve refah sunanların olabilir.Netice de barış olacaksa ABD, AB, Arap ülkeleri, Çin orada bazı şeyler kazanmalı ki parasal olarak ve siyaseten barışı desteklesinler. Rusya ekonomik bakımdan Suriye’nin geleceğini yüklenecek durumda değildir.
Suriye sorunu çözümsüz kalırsa Türkiye için daimi bir problem ve zarar alanı olacaktır. Gerekirse biraz daha fedakarlık yapıp fiili durum yaratmak uzun dönemde bizi rahat ettirebilir veya mevcut yükün maliyetini azaltabilir.
Bu arada virus’un tüm Dünya’daki dengeleri değiştireceğini iddia edenlere seslenmek isterim. İspanyol nezlesi Dünya’daki dengeleri değiştirdi mi? Hayır. Siyasi değişimler fikirler ve askeri güçle olur. Virus ile değil. Tüm Dünya’da sağlık sistemleri yeniden organize edilebilir. Bu zaten alınan dersler kapsamında normal olarak yapılmalıdır.