Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

26 Nisan '09

 
Kategori
Güncel
 

Türkiyelilik

Bir sorun var. Bu sorunun ne olduğu ve ne olmadığı bir kenara, bu sorunun çözümüne yönelik olarak ileri çıkan bir kavram var Türkiyelilik.

Şurdan başlıyalım..

'Karı' ile 'kadın' arasında ne fark vardır? Her ikisi de dişil insan cinsini anlatan bir söz. Ancak, çoğu insan 'karı' sözünü kaba saba ve çirkin bulur.

Yine mesela, bir bedensel engelliye, eskiden 'sakat' denirdi, şimdi sakat demek ayıplanan bir şey, bir ara 'özürlü' deniyordu o da artık kabul görmüyor.

Oysa, ister 'sakat' diyelim, ister 'karı, ' bunlara yüklediğimiz negatif değerler psikolojiktir. Salt kelime olarak 'karı' sözü 'kadın' sözünden kötü ya da iyi bir söz değildir.

Orgeneral Başbuğ'un ünlü konuşmasını duyunca, Başbuğ'un zaafına kurban gittiğini düşündüm. Çünkü, Başbuğ'un bir entellektüalizm merakı olduğu seziliyordu. Bu temelde bir asker olarak hiç gerekmeyen bir şekilde, kendisinin akademik diye sunduğu bir konuşma yapmaya çalıştı. Burada zaten az çok üzerinde konuşulan bir Türkiyelilik kavramından bahsetti. Konuşmasının bu kısmının kendisinin kastettiğinden çok daha fazla ilgiye mazhar olacağı da belliydi. Çünkü, o aslında bu konulardaki merakını gidermeye ve entellektüel değerlendirmelerini sunmaya çalışırken, kamuoyuna malzeme olacak veriler sunduğunun farkında değildi. Farkında değildi diyorum, çünkü sözlerinin farklı değerlendirmelere yol açacağı çok belliydi ve nitekim daha sonra tekzip yayımladı.

Sadede gelecek olursam, Türkiyelilik kavramı ile güya, ülkedeki Türk etnisitesinin hükümranlığına karşı bir çözüm ortaya konulmak istenmektedir. Türkiye vatandaşı ya da Türkiyeli deyince Türk etnisitesi odaklı olmaktan arınılacakmış. Bu hangi sorunu nasıl çözecek ayrı bir konu, ancak, Türkiyeli ile Türk arasındaki yapılmaya çalışılan ayrım, karı ile kadın arasında yapılmaya çalışılan ayrım gibidir. Bu ayrım gerçekliğe tekabül etmez, ancak psikolojik bir değere sahiptir. Psikolojik değerler üzerinde oynayarak ise, sorunlar çözülemez. Artık sorun her neyse.

Türkiyelilik kavramına ilişkin bir diğer nokta ise şudur. Varsayalım ki, şöyle gerçekten somut herkesin, doğruluğu üzerinde uzlaştığı nurtopu gibi bir sorunumuz olsun. Ve bu sorunu Türk ile Türkiyeli lafının yerini değiştirerek çözelim. Çözüm bu şekilde mümkün ise, sorun aslında halen çözülememiş demektir. Çünkü, Türk odaklı olmamak için Türkiyeli demiyor muyuz? Diyoruz. E o zaman Türkiyeli'deki Türk kelimesini ne yapıcaz?

Türk odaklı olmaktan çıkmanın yolu olarak önerilen Türkiyelilik çözümünün mantığının devam yolu, Türk kelimesini de atmaktır.

Türk kelimesini atmadan Türkiyelilik ayrımını yapan, yine karı ile kadın arasındaki ayrım yapmaya çalışan psikolojik değer atfetmeden daha öte bir şey değildir.

Diyelim Türkiyeli'deki Türk kelimesini de attık. Yerine ne koyucaz? Anadolistan filan diyebiliriz. Peki Anadolistanlı olmak da bir tür hükümranlık yaratmayacak mıdır? Birileri de buna haklı olarak itiraz edebilir. Belki en iyisi ülkenin adını, iki basamaklı bir sayı sistemi filan yapabiliriz.. "01000101istan" gibi bir şey yani. Ama ne yazık ki bu tür bir adlandırma ülkedeki hiçbir somut sorunu çözmekte bir işe yaramayacaktır.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara