Turnalar uçurduk taa İzmir'lerden barış adına, Japon kızı Sadako Sasaki anısına

 İzmir Konak Kent Konseyi Çocuk Hakları Çalışma Grubu tarafından  'Barış İçin Diren Çocuk' projesi kapsamında yapılan ”bin turna kuşu,” Japonya Hiroşima'da bulunan Barış Parkı içindeki Sadako Sasaki Anıtı'na ulaştı.

Ve Japonya’dan “teşekkür” mektubu da geldi. Mektupta barışçıl bir dünya inşa etmenin, tüm dünyanın ortak çabası ile olabileceği vurgulandı.

ŞÖYLE Kİ:  Grup üyesi çocuklar tarafından savaşta ölen çocuklara dikkat çekmek için kağıttan yapılan bin turna kuşu Japonya'ya ulaştı. Turna Kuşları, 2. Dünya Savaşında nükleer bombanın atıldığı Hiroşima'daki  Barış Parkı'nda yer alan Sadako Sasaki Anıtı'nda sergilenecek.

SADAKO SASAKİ’NİN ÖYKÜSÜ:  2. Dünya savaşında Hiroşima’ya düşen atom bombası birçok cana kıyar. Tüm canlıları etkiler. Bomba düştüğünde 2 yaşında olan Sadako Sasaki iyi bir öğrenci, başarılı bir sporcu olarak büyür. 12 yaşına geldiğinde hastalanır. Atom bombasının yaydığı radyasyona bağlı olarak bir çok insan gibi lösemiye yakalanır..

Hastanede onu ziyarete gelen bir arkadaşı 1000 turna kuşu efsanesinden söz eder. Bir dilek dileyerek 1000 turna kuşu yaparsan, dileğin gerçek olacak” der. Arkadaşı altın renkli bir kağıttan ilk turna kuşunu öğretir Sadako’ya. 644 ncü turna kuşunu yapabilir en son. Hastalığı ilerler ve ölür Sadako.

Tüm bu süreçte bir günlük tutar. Arkadaşları geri kalan 356 turna kuşunu tamamlarlar. Sadako’nun günlüğünü yayınlarlar. Bir turna kuşu kulübü kurarlar. Bir kampanyayla Hiroşima Barış Parkına Sadako Sasaki anısına bir anıt heykel yapılır. Dünyanın her yerinden kâğıttan yapılan turna kuşları bu parka gönderilir. İşte bu parka Türkiye’den de kağıttan turna kuşu yağar.

Katsumi Suesada, tarafından gönderilen mektupta,“ trajedinin tekrarından kaçınmak için, nükleer silahların olmadığı barışçıl bir dünya inşa etmeye çalışıyoruz.” Diyor

Konak Kent Konseyi'de cevaben mektup yazarak: " Turna kuşları barışa uçarken hiçbir çocuk vatansız kalmasın, bombalardan kaçarken sularda boğulmasın, artık çocuklar ölmesin diyerek turna kuşlarının uçlarına kayıklar yaptık" denildi.
 

Uçun turnalar, uçun dedik,
Yediğimiz, içtiğimiz, sizin dedik,
Yaylalardan geçin dedik,
Yardan, mardan vazgeçtik,
Zarafetinizle şenlendik,
Aşkınızla hislendik,
Deliler gibi estik,
Sizleri çok özledik…
Sen, gözümüzün aşinası
Masallarımızın tadı,
Gönüllerin sultanı,
Çocukluğumuz turnaları
Ciğerlerimin kuzuları….

Bizdeki garip turnalar Ağrı Dağından da ses vermiyor artık. Beyazıt, İç ve Doğu Anadolu’da, göllerimizdeki üreme alanlarımızda yitirdik onları. Başka memleketli oldular artık. Ancak İzmir Kuş Cennetinin misafiri olduklarında, onları gözlerimizle uzaktan da ılsa seviyor ve okşuyoruz.
Uzak memleketlerin dağlarının ardından, sevgilimiz, zarafetimiz, aşkımız, gözyaşımız, sevdiceğimiz, ilk göz ağrımız, turnamız, bize el sallar. Tıpkı ‘Telli Ezo Gelinimiz gibi…’
Boyları 1, 5 metre. Bacaklar upuzun. Boynu zümrüt yeşili. Endam derseniz, afili mi afili. Bir öttüler mi, daldaki kuşu düşürür aşağı. Dedi kodu bilmez. Aralarına yabancı kuş almazlar. Eşlerine sadıktırlar. Onlara, el bebek, gül bebek bakarlar. 60-70 yıl yaşarlar da.
Florida’ da turnaların bulunduğu çayırlıklardan, yeni göç yolları temin için, önlerinden uçaklar kaldırılıyormuş. Pilot, onları yeni yerleşim ve üreme merkezlerine yönlendiriyormuş. Uçak önde, onlar da arkada. Ev, bark, çoluk çocuk sahibi yapılıyormuş. Yiyecek yerlerine sevk ediliyormuş. Çoluk çocuğa karışıp üreyeceklermiş gittikleri yerde.

Eee, bu pilot bize de gelmeli. Bizdeki çayırlıklara sürüler getirmeli amma, su nerde, sazlık nerde.

Turnalar, mutluluğun, şansın, uzun yaşamın, barışın simgesidir. Japonlar o’na ‘Turu’ der. Azeriler.’Durna’. Kazaklar ‘Tırna, ’ Tatarlar ‘Torna’ derler. Kırgız, Özbek, ve Uygur’lar, bizim gibi ‘Turna’ derler.
 

Güzel turnam, diyem,
Telli turnam diyem
Oy turnalar, oy diyem
Bu kahırları, gece gündüz çekiyem,
Derdimi dağlara söyliyem..
Oralardan kimlere el ediyem.
Epeydir  sizleri görmiyem,
Hasretinizle ben neyliyem,
Başımı alıp nerelere gidiyem,
Halimi kimlere arzediyem
Ula ula, bizlere de gelin lo !
Bizi yalnız komayın lo !
Biz ettik, siz etmeyin lo !
Sesleniyik şimdi lo !
Uy babo, uy babo!

N E T İ C E : Hiroşima’larda adın geçer yıllar yılı telli turnam. Bir kız çocuğu, minik elleriyle seni, kağıttan yaptı yılmadan, usanmadan. O Japon kızı sana inandı, seni ata bildi, baba bildi. Seni, ‘Medet’ bildi! O, Yıllar yılı kahredici Atom ışığının etkisindeydi. Ona şöyle söylemişlerdi. ‘Kağıttan turnalar yap: ‘Şifadır, tılsımdır, güzelliktir, hayat verir.’

Yılmadan uğraştı, didindi. Kağıttandı, kolun kanadın, o uzun bacakların. ‘İyileşme umudunu’ hiç yitirmedi o!  Ve nefesi yetmedi sonunda Telli turnam. Nöbeti şimdi, başka şifa bekleyenler aldı.
Aynı minik eller; O minik kızdan sonra seni, kağıttan yaparak Hiroşima’daki‘ Barış Anıtının’ taşları arasına milyonlarcasını doldurdular telli turnam. Oraya da uç, güzel başlı turnam , telli Turnam. Gözyaşını, yükseklerden koyuver, kimseler görmeden. Şifa dağıt onlara! O Damlalar; onların, kağıttan hayallerine, umutlarına, hülyalarına ve de ruhlarına ulaşacaktır, şifa bulacaktır. Ona, İzmir’lerden şifa taşı kanatlarınla.
Oy telli turnam / Gelinim / Sevdiğim / Özlediğim / Güzelim / Oy! Oy!..

İŞTE DÜNYANIN DÖRT BİR TARAFINDAN YOLLANAN ON BİNLERCE  KAĞITTAN TURNALAR BİR ARADA

SADAKO SASAKİ ANISINA HİROŞİMA DA DİKİLEN ANIT... YOLLANAN TURNALAR, ANITIN AYAK UÇLARINDA BİRİKTİRİLİYOR.

RENGARENK KAĞITTAN YAPILMA TURNALAR

ANITIN TEPESİNDEKİ SADAKO SASAKİ. ELİNDE KAĞITTAN TURNA TUTUYO.R

BİR GENÇ KIZIN HAYATINA HÜKMEDEN TURNALARIN CAZİP BİR POZU

İŞTE O ANIR VE BİNLERCE TURNALAR SERESERPE. HEPSİ SASAKİ İÇİN

JAPON KIZI SASAKİ, HASTALIĞINDA BİN TANESİNİ TAMAMLAYAMADAN ÖLMÜŞTÜ 12 YAŞINDA. İŞTE BU AÇIĞINI BÜTÜN DÜNYA HER YIL BİNLERCE TURNA KUŞU İLE TELAFİ EDİYOR. Kİ JAPON KIZI RAHAT UYUSUN DİYE

ZARİF TURNALAR, HÜKMÜNÜ JAPONYADA DA SÜRDÜRÜYOR.

İŞTE KAĞITTAN TURNALAR.  ONBİNLERCE. JAPON KIZI YATTIĞI YERDEN MEMNUNDUR BU BÜYÜK İLGİ KARŞISINDA.  VE BİR DAHA HİROŞİMALAR OLMASIN. İNSANLAR ÖLMESİN.

ANIT VE SASAKİ Yİ SEVENLERİN OLUŞTURDUĞU  PARK