- Kategori
- Güncel
TÜSİAD kavgası toplumsal bir anlayışa dayanır

Zengin olmak, varsıl olmak ayrı bir şey, parası çok olmak ayrı bir şeydir. Ülkemizde parası çok olan insan sayısı çok fazladır, zengin olan insan sayısı ise çok azdır, bir parmağın sayısını geçmez. Şimdi burada isimlerini versem Türkiye zenginlerinin ayıp olur. Ama zengin olmak ne demek, ülkemdeki insanlar zengin saydığı insanlardan neden hoşlanmaz bunu kendi çerçevemden anlatmaya çalışacağım. Bu yazıyı son günlerde yeniden hortlayan TUSİAD, hükümet çatışması nedeniyle yazmak gereği duydum. Eğitim konusundaki bu tartışma başlayınca, bir radyo programında konuşan tanınmış bir gazeteci, sadece AKP değil, MHP’nin de, CHP’nin de TÜSİAD karşıtı bir tutum içinde olduklarını söyledi. Aslında TÜSİAD bir zenginler topluluğu değil parası çok olanlar topluluğu ama insanlarımız onları zengin sanıyorlar, orada sadece beş tane zengin var, onlar zenginlik kültürü ile yaşıyorlar.
Zengin demek, dineldiği müzik ile, izlediği sanatsal faaliyetler ile, sanata katkıları ile, konuşması ile, sosyal hayata faydaları ile, giyim, kuşamı ile belirgin bir yaşam biçimini yansıtır, çok fazla çoğunluğa benzemezler, elit bir tabakanın özelliklerini taşırlar. Oysa ülkem insanları esnaf tipini kendine daha yakın bulur, zengin olarak vasıflandırdığı insanları, züppe, kendini beğenmiş olarak görür ve onların sosyal hayata yapmak istedikleri katkıları inandırıcı bulmaz, onların yaşamına özenir ama bir türlü bu yaşamın içine giremez. Eski Türk filmlerinde konaklarda yaşayan, uşak ve hizmetçileri olan ailelerin oğlu bir yoksul kenar mahalle kızın âşık olur, oğlanın anne ve babası oğlana kızı layık görmezler, filmi seyreden herkes aileye lanet okur, yoksul kızı zengin oğlana yakıştırırlar, bir kül kedisi masalıdır bizim hayallerimiz.
Esnafın sahip olduğu çok para ülkem insanının gözüne batmaz, çünkü esnaf takımının yaşamı orta halli insan yaşamı ile aynıdır adeta, elbiseleri, bulundukları mekanlar çoğunluk insan ile aynıdır.
Esnaf tipi üretime katılmaz, alır satar, ticaret yapar. Zenginlik kültürünün bir kıstası da üretim alanında bulunmaktır, fabrika sahibi olmaktır, esnaf küçük sanayide iş yapar, zengin ise büyük sanayicidir.
TÜSİAD’ın fikir söylediği alanlarda MÜSİAD fikir söylediğinde bu kadar tepki görmez, çünkü MÜSİAD ve üyeleri ticaret erbabıdır, küçük sanayicidir ve yaşam şekli çoğunluğa uyar. Çoğunluğun doğru düşündüğü ve doğru yaptığı anlayışı, çoğunluğun bir üst düzey yaşam biçimine katılmasını engeller.
Oysa zenginlik güzel bir şeydir, parası çok olanların fakat çoğunluğun hoşlandığı davranışları yapanların, plakları çoksatar, filmleri çok izlenir, ama bunlar çoğunluğun yaşam kalitesini artırır mı derseniz, bu kimsenin umurunda seğildir.
Son günlerin moda olan dizisiz “Yalan Dünya” daki tiplemelere bakın ve çoğunluğun hangi tipleri beğendiğini sorgulayın. Zengin aile kızının dizide nasıl alay edilecek hale getirildiğini gözlemleyin. Bu değişmiyor ve bu değişmedikçe parası olanımızın sayısı çoğalacak, zenginlerimiz ise hiç olmayacak.
İlginç olan bir şey daha var, bu toplum sosyalizme de uzaktır.