Tutku ve kadınlar

Tutku üzerine düşünmeye başlayınca hep kadınlar gelir aklıma. Erkeklere göre çok daha fazla tutkuludurlar yaşama, kararlıdırlar ve ne istediklerini bilirler. Ucunda ölüm olacağını bilseler bile sonuna kadar sabır ve inatla giderler tutkularının peşinden. Çünkü defterlerinde kaybetmek, başarısız olmak yoktur. Tutku, bencil ve aşkın da ötesinde bir duygudur. Kokladığın bir çiçeği yalnız senin olsun diye koparıp ölüme terk etmek gibi, kimi yerde ölümle eşdeğerdir.

Tutkulu kadın erkeğe göre çok daha güçlüdür. Tarihte güçlü, başarılı olarak bilinen imparatorların, komutanların, liderlerin çoğunun arkasında da kendilerinden çok daha fazla ihtiraslı ve iktidar tutkulu kadınların iradesi vardır. Sezar’ın Kleopatrası, Kanuni Sultan Süleyman’ın Kösem Sultan’ı, gibi. Ya da tutkularıyla kendilerini ön plana çıkarıp başarılı olmuş kadınlar vardır, Marie Antoinnet, 8. Henry’nin kızı 1. Elizabeth ya da Jean Darc gibi.

Tutkulu kadınlar erkekleri hep ürkütmüştür. Onlar birer potansiyel tehlikedir ve arzularının önünde durmak neredeyse olanaksız gibidir. Seçim sadece onların seçimidir.