Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '12

 
Kategori
Siyaset
 

Tutuklu milletvekillerine kurtuluş reçetesi: AKP’ye geçmek!

Tutuklu milletvekillerine kurtuluş reçetesi: AKP’ye geçmek!
 

16 Mayıs tarihli Cumhuriyet'in başlığı...




Doğrusu, tutuklu milletvekillerine tutuksuz yargılanma yolu açılacağına, milletvekillerinin Meclis’e gideceklerine iki kez inandım.  İnanmamızı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “söz verme”sine bağlayabilirsiniz.

Buna “saflık” derseniz, ne yazık ki, onu da kabullenmek zorundayım. Böyle olmasına karşın, özeleştiri yapmam. Derim ki, söz veren Başbakan Erdoğan’a inanmayacak da kime inanacağız?

Başbakan Erdoğan’a şundan inandık?

Uzun görüşmelerden, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında gelgitlerden sonra anlaşmaya varılmış, CHP ile AKP arasında imzalanan 11 Temmuz 2011 tarihli “Mutabakat Metni” imzalanmıştı.

“Mutabakat Metni”nde AKP’den Nurettin Canikli, Haluk İpek, Ahmet Aydın ile CHP’den Akif Hamzaçebi, Turgut Dibek, Aydın Ayaydın’ın imzaları vardı.

Bu uzlaşma, CHP için “yemin etmek” demekti. Çünkü CHP, farklı istekleri de olsa BDP,  tutuklu 8 milletvekilinin Meclis’e gelemediği için yemin etmiyordu.

Anlaşma sağlandıktan sonra, CHP,  boykotu sona erdirdi, yemin etmesine etti de...

Gel gör ki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu metni yok sayan açıklamalar yaptı, umutlar suya düştü.

İnanan ve aldanan biz olduk!

*****

İkinci inanma ve aldanmaya gelince...

Tutuklu milletvekillerinin durumuna Meclis’in çözüm bulması gündem düşmeyince, AKP, CHP’ye “Önce bir öneri getirin!“, sonra “Önce 3 parti kendi aralarında anlaşsın!” demeye başladı.

Sanıldı ki, 3 parti (CHP, MHP, BDP) anlaşamayacak.

Çünkü istekler/ yöntemler farklıydı; özellikle MHP’nin  bütün milletvekillerinin çıkmasından yana olmadığı söylenip duruyordu.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, anlaşılan, “Nasıl olsa anlaşamazlar” üzerinden yürütülen çalışmalarda anlaşma sağlandı. Böylece, anlaşmaz sanılan 3 parti anlaşınca, “Kendi aralarında bile anlaşamıyorlar, biz ne yapalım?” türünden “koz”lar elden gitmeye başladı.

TBMM Başkanlığı bir açıklama açıklama yapmıştı:

“.... sorunun siyaset malzemesi yapılmadan 4 parti grubunun mutabık kalacağı bir şekilde yasal zeminde çözümlenmesi hususunda görüş birliğine varıldı.''

Meclis’in işe el atması, yasa çıkarmak ya da var olan yasalarda düzenleme yapmak.

Yapıldı mı?

Hayır!

Çünkü Başbakan Erdoğan’a bugün son noktayı koydu:

“... atılan adımlar anayasaya da yasaya da uygun olmadığı halde maalesef kenardan köşeden dolaşarak yapıymış bir adımdır ve milletvekili seçilme olayını sulandırma hareketi olarak görüyoruz. Bundan dolayı da bu olaya olumlu bakmıyoruz. Ama tabi yargının vereceği kararla ilgili de bizim söyleyecek herhangi bir şeyimiz yok."

*****

Muhalefet, çözümün “yargının vereceği karar”a bırakılmasını, tutukluluğun sürmesi diye yorumluyor. Yani “kaçma şüphesi”, “delilleri karartmak”, “delillerin toplanmaması” gerekçe olacak...

Peki,  yeni formüller ortaya çıkarsa... Başbakan  Erdoğan buna da karşı çıkıyor; diyor ki:

"Bunun formülü olmaz.”

Peki ne olacak?

Yanıtı, Başbakan Erdoğan’a tepki gösteren CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan veriyor:

"Bu sürecin bugün itibarıyla iktidar kanadından gelen açıklamayla sona erdirildiğini gördük.”

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ne diyor?

“Tutuklu milletvekilleriyle ilgili olarak Başbakan Erdoğan,  ‘sorun AKP’nin değil’ demişti. Doğru, sorun AKP’nin olsaydı, tutuklu milletvekili zaten olmazdı.”

Yeniçeri, “yargının vereceği karar” bırakılması, bir başka deyişle “yargının işine karışmamalı" değerlendirmesine de tepkili:

“Başbakan, ‘sır küpüm’ dediği bürokrat Hakan Fidan’ı, savcının soruşturmasından üç gün içinde almıştı.”

Yani?

Tutuklu milletvekillerini niye mahkemeye havale ediyorsunuz?

Yani?

Anlaşıldığı gibi işi Meclis’te çözelim.

Tutuklu milletvekilleri AKP’li olmayınca, demek ki, sorun çözülmüyor.

O zaman sorunu çözmenin “fomül”ü değil, “reçete"si belli:

Tutuklu milletvekilleri AKP’ye geçsin!

*****

Başta dedik ya, tutuklu milletvekillerinin tutuksuz yargılanacağı umudu konusunda iki kez yanıldık. Bizi yanıltan, Başbakan Erdoğan oldu.

Derim ki, söz veren Başbakan Erdoğan’a inanmayacak da kime inanacağız?

Başbakan Erdoğan’a inandık ve yanıldık!

Anladık ki, içerideyken milletvekili seçilenler, orada milletvekili olarak kalacaklar, çıkınca “eski milletvekili” diye anılacaklar.

Bu kez de yanılmak isteriz!




TURGUT ÇELİK/ Mersin

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..