Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

19 Ocak '14

 
Kategori
Deneme
 

Üç çocuk üzerine

Üç çocuk üzerine
 

Epeydir  hep birileri ailelerin kaç çocuk yapacağı hususunda ahkam kesip duruyor. Bazen mitinglerde, bazen yeni evlenen çiftlerin eline evlilik cüzdanı tutuşturulurken 3 çocuk isteriz, 3 de yetmez 6 olsun gibi nerdeyse emrivaki istekler sıralanıyor.
İşin üzücü yanı bir bilim adamı, bir muhalefet lideri veya sağlıkla ilgilenen üst düzey bir yetkilinin çıkıp bu 3 çocuk meselesine yeterli cevap verememesi.
 
"Yahu kardeşim, Türkiye'nin nüfusu 80 milyona yaklaşıyor. Gençler işsiz, toplumun yüzde 60'ı yardıma muhtaç durumda halen siz çıkıp altı çocuk isteriz diyorsunuz ! Çekin elinizi bu milletin özel yaşamından uçkuruna  da mı karıştınız!" diyemiyor.
Dünya koşullarına baktığınızda sosyologlar dünya nüfusun  astronomik şekilde arttığına işaret ediyor.
 
Hatta önümüzdeki onyıllarda insanlığın açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bilimsel bir gerçek.
 
Türkiyede de durum  Afrika ve Arap ülkeleri gibi olmasa da tehlikeli boyutlarda. İki çocuğu olan sanki çocuğuna iş buluyor da kaldı 5-6 çocuk ! 
 
Eğer siz "6 çocuk olsun, cahil kalsın, yardıma muhtaç olsun ama bana oy versin." diyorsanız o başka.
 
Doğuda 20-30 çocuğu olan ve çocuklarının adını bile hatırlamayan babalar var.
Öte yandan bu kötü ekonomik koşullarda ne yazıktır ki çocuk yaştaki 13-14 yaşındaki kızlarını adeta satan ve sofradan bir baş eksilsin diyen aileler mevcut.
Ne yazık ki sağlık kuruluşları da nüfus planlaması diye birşeyi artık takmıyor bile. Geçen yaz,  Mersin Atakent denilen beldede Sağlık ocağına giderek misafir olduğumu söyledim ve hemşireden korunmak için prezervatif istedim. O, beni doktora yönlendirdi. İlgili doktor kendisinde kalmadığını söyleyerek başhekimden istememi belirtti. Başhekim genç bir doktordu. Kibarca, kasabada misafir olduğumu ve korunmak için malzeme istediğimi belirttim. O da " Dışardan gelenlere malzeme veremeyiz. Gidin dışardan alın." dedi. Ben de vatandaş olduğumu bunun da bir sağlık hizmeti olduğunu söyleyince doktor daha da sinirlenerek beni tersledi. Ben de " Bırakın vatandaş çok çocuk sahibi olsun, sokaklar işsiz dolsun öyleyse." diye çıktım. Ben çıkarken arkamdan: "Umurumda bile değil!"  diye bağırıyordu. Umurunda olacak kişinin bile bu iş umurunda değilse vay halimize.
 
Bakın Çin, nüfusun çığ gibi artışı yüzünden evlenen çiftlere yıllarca şu öğüdü verdiriyordu: "Size mutluluklar dileriz ama ülkemizin koşulları meydanda. Siz iki, çocuk bir." 
 
Hindistanda ise evlenenlere:" Siz iki, çocuk iki. Dikkat edin! " diye önerilerde bulunuluyordu. Bu öneriler yetmezse tabii ki gerekli önlemler de alınıyordu.
Bizde ise anlamadığım şey, sanki her çocuk çok iyi eğitim görüyor, mezun olunca iş bulabiliyor. Fabrikalar işçi sıkıntısı çekiyor da bizim bir şeyden haberimiz yok !
Bu üç çocuk, beş çocuk meselesi, analık içgüdüsüyle  doğurganlıktan hoşlanan ve bu sözü söyleyene sempati duyan bazı kadınların belki hoşuna gidebilir. Ya da cahil vatandaş, dini gerekçeler veya ilgisizlikten tedbir almayı bile akıl edemeyebilir. Ama devletin "Vatandaşın refah ve huzurunu sağlamak, yeterli sağlık ve eğitim" gibi bir dizi görevleri yok mu ?
 
Bu ülkede "Kim ne karışır benim çocuk sayıma, ben geleceğini garanti altına almadığım çocuğu ne yapayım." denmedikçe ekonomik refah da uzak görünüyor.
Gerçi demografik (nüfusa dayalı) gerçekler  3-5 çocuk isteyenlerin başarılı olamadıklarını gösteriyor. Ancak benim anlamadığım, sanatçıların, siyasetçilerin, sağlıkçıların ve toplum bilimcilerin bu konuda halka gerçekleri anlatmayışı. 
Bence yeni evlenen çiftler başını iki elinin arasına alıp sağlıklı düşünmeli ve  çocuk sahibi olmaya öyle karar vermeli. Aksi takdirde gözü yaşlı analar ve işsiz güçsüz gençler ülkesi olmaya devam ederiz.
 
Toplam blog
: 123
: 1874
Kayıt tarihi
: 02.07.12
 
 

68 kuşağındakileri iyi bilirim. Çalışmam ziraat üzerine. İnsanların ana dilleri ile konuşmalarını..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara