Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

20 Mart '15

 
Kategori
Deneme
 

Üçgen aşk

Modern insanın dinden sonra kafasını en çok karıştıran ve gündemini meşgul eden konusu aşktır. Aşk, insan fıtratının bir parçasıdır, bu nedenle insanı sürekli meşgul eden doğal bir konu. Ama modern dünyanın ilahları, insanın bu zaafını çok iyi analiz ettiklerinden, kedinin fareyle oynadığı gibi aşk konusunda insanla oynamaktadırlar. Aşkın insanın doğal bir gereksinimi olduğunu bilen modern dünyanın tanrıları, aşkı çıkmaz ve karışık binlerce labirentlerin içine gizleyerek, aşk için deliren insanları bu labirentlerde gezdirerek insanı ölmeyen ama yaşamayan bir insan hale getirme gayesindeler.

Modern dünyanın ilahları, aşkın genetiğiyle oynadılar. Böylece parçalanan ve kirlenen aşk kendi özüne dönmesi zorlaşacaktır. Aşk, kendi özüne ne kadar uzak ve yabancı kalırsa, insanları aşk kuyusunda bir o kadar çırpınacak ve başka dertleri olmayınca modern dünyanın tanrıları, insanı var oluş amaçlarından uzaklaştırma politikaları başarılı olmuş olacaktır.

Ve insan, genetiğiyle oynanmış aşkı, gerçek aşk(cinselliği) zannedip, hayatını buna adayacak ama farkında olmandan aşkın(cinselliğin) kölesi halinde gelecektir.

Modern dünyanın tanrıları, psikoloji ve sosyoloji alanlarında yaptıkları yüzlerce binlerce araştırma ve incelemelerden sonra insanın genetiği üzerinde rahatlıkla oynamayı öğrendiler. İnsan üzerindeki deneyler sonuç verdi: Aşk(cinsellik) hastalığının mikrobu türedi ve bünyeleri sardı.

Peki, bu hastalık nasıl oldu da bu kadar hızlı yayıldı?

Cevap: sinema ve televizyon dizileri üzerinden mikrop serpildi ve yayıldı.

Mikroba bir aşı üretilmesinin zorluğu mikrobun binbir şekle girmesidir. Sürekli farklı şekil ve biçimlerde üreyen mikrobun fark edilmesi zorlaşıyor. Ve mikrobun tedavisinin zor olmasının bir nedeni de bedenin sürekli bunu arzulamasıdır.

Biz burada sadece son dönemde mikrobun yayın olan şekli-biçimi olan üçgen aşk üzerinde duracağız.

Üçgen aşk, sinemada çok da yer edinen bir mikrop türü değil. Sinema teknik olarak buna müsait değil. Ancak üçgen aşk kısa ve belirgin olmasa da sürekli kendini sinemada gösterdi. Belki bir alt metin konusu olarak karşımıza çıktı. Bazen de doğrudan işlenen bir konu oldu.

Üçgen aşk, teknik olanakları gereği ve üçgen aşkın kalplerde ve zihinlerde daha kolay ve hızlı yer etmesi için sürekliliğe ihtiyacı vardı. Bunu da diziler üzerinden yapması daha kolay oldu. Üçgen aşk, Türkiye dizilerinde en çok işlenen ve popüler bir konu. Konu etrafında yüzlerce dizi, birkaç sezon devam edecek kadar konuyu dallandırıyorlar.

Üçgen aşk, konu sıkıntısı çeken yapımcılar için kolay bir menü. Artı aşk, ihtiras, aldatma, şehvet, yalan, babasız çocuklar, serbest ilişkiler, acılar, ıstırablar, ayrılıklar, kavuşamamalar, istenmeyen zoraki evlilikler, gizemlere büründürülerek nice çarpık ilişki türü gençlere servis edilerek dimağlar kirletiliyor. Gençlerin merakını cezp etmesi ve gençlerin ilgi duyması ve kendilerini görüleni model almaları üçgen aşkın konu edinmesi kolaylaştı.

Bir sonu olmayan üçgen aşkın tek derdi, çarpık ilişkileri meşrulaştırmadır. Üçgen aşk, aşk adına yapılan her şeyi meşrulaştırmaktır. Ahlaksızlığın her türlüsü meşru olunca, herkes kendini haklı görmeye başlıyor.

Ahlaksızlığın meşrulaştırdığı en önemli konu, aldatmanın normal olduğudur. Üçgen aşk, cinsel tatminlik ve seks fantezileri etrafında dönen bir dünya oluşturuyor. Gençlerde sevgili edinme, arkadaşının-dostunun sevgilisine göz koyma, sulanma, taciz ve tecavüz etme anlayışı artıyor. Ve bunun normal olduğunu üçgen aşk öğretiyor. Gençler üçgen aşkla yatıp, kalkar oldular. Üçgen aşk, çarpık ilişki anlayışını sürekli zihinlerde diri tutuyor.

Üçgen aşktaki, yapay ilişkiler ekran başındakilere gerçek göründüğünden kendi ilişkisinde de benzer şey arıyor, bulamayınca çarpık ilişkiler peşinde koşuyor. Üçgen aşkta bunu meşru, doğru ve gerekli gösterdiğinden kişi sürekli motive olup, kendini maceralara atıyor. Sonra görüyor ki izlediği saçma sapan üçgen aşk dizilere hayat benzemiyor. Pişman oluyor, bulanıma giriyor, çevresini ve ailesini kayıp ediyor. Yalnızlaşıyor. İntihar ediyor. İnsanlara karşı güvenini kaybediyor. Belki de psikopat oluyor.

Üçgen aşkın hedefinde gençler var. Gençleri varoluşlarından uzaklaştırmayı gaye edinen üçgen aşk, bunu büyük bir ölçüde başardı da. Maalesef bu başarısına başarı katmaya devam ediyor.

Üçgen aşk, gençleri hayatın gerçekliği karşısında manipüle ederek, sürü haline dönüşmek istemektedir. Dertleri olmayan, hedefi olmayan bir gençlik üçgen aşkın arzusudur.

Üçgen aşk, dizilerin malzemesi değil, modern dünyanın tanrılarının bir projesinin bir parçasıdır. İstenen çarpık ilişkileri çoğaltmak, aile kavramını parçalamaktır.

 

Osman Tatlı

osmantatli@gmail.com

 
Toplam blog
: 90
: 382
Kayıt tarihi
: 02.08.14
 
 

2004 yılında İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Üniversite yılla..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara