Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '07

 
Kategori
Bilim
 

Üçlü sacayağı: İş, aile ve yaşam dengesi

Üçlü sacayağı: İş, aile ve yaşam dengesi
 

Şu an tez hocam Prof. Dr. Mary Dean Lee ile beraber çalıştığımız araştırma konumuz iş, aile, yaşam dengesi ve organizasyonlardaki esnek iş uygulamaları. Prof. Mary Dean Lee, bu konularda dünyada en tanınmış uzmanlardan biri. Mary Dean, profesyonel kariyer, değişen iş dünyası, iş ve aile, örgütsel öğrenme, kariyer başarısı gibi konularda kalitatif araştırmalar yapıyor. Hayatımda tanıdığım en iyi kalitatif araştırmacı Mary Dean. Ondan araştırma ve bilim adına o kadar çok şey öğrendim ki..

Son üç yıldır Mary Dean ile birlikte Kuzey Amerika’da 21. yüzyılda yeni iş formları, esnek iş uygulamaları ve iş-yaşam dengesi konularında çalışıyoruz. Alfred Sloan Vakfı ve Kanada Sosyal ve İnsani Bilimler Araştırma Konseyi tarafından desteklenen dev bir araştırma projesi bu. Bu araştırmayı IBM, Price Waterhouse Coopers, Starbucks, Ernst & Young, Proctor & Gamble, Xerox, Deloitte & Touche, Merck, KPMG gibi seçkin 45 Amerikan ve Kanadalı şirkette gerçekleştirdik. Toplam 82 yönetici ve profesyonel ile ikişer saatlik mülakatlar yaptık.

Her bir yöneticiyi bir örnek vaka çalışması olarak ele aldık ve her yönden inceledik: İş başarısı, iş ortamı, organizasyondaki sorumlulukları, kurumsal değişim, esnek uygulamalar, bunların etkinliği, aile yaşamı, eşinin ve çocuklarının durumu, aile mutluluğu, zaman planlaması.. Bu yöneticilerin eşleri, astları, üstleri, insan kaynaklari direktörleri ve iş arkadaşları ile de görüştük. Elimizde, tek bir yönetici ile ilgili 250 sayfayı aşkın bir data havuzu var. Araştırmanın datası Mary Dean’in odasına zor sığıyor. Böyle bir datayı toplamak zaten bir yıl alıyor. Analiz etmek ve makaleler yazmak ise yıllar alıyor. Data okyanusunun içinde yüzerken kayboluyorsunuz. Her bir yöneticinin ayrı bir evreni var ve siz o evrene derinlemesine yolculuğa çıkıyorsunuz. O insanın acıları, sevinçleri, duyguları, umutları, gelecek beklentileri, çocuklarına duyduğu sevgi, kocasıyla yaşadıkları, iş ortamında yaşadıkları, toplumdaki katkıları, kilisedeki rolleri, sivil toplum çalışmaları... A’dan Z’ye her şey. İşte kalitatif araştırma böyle bir şey. Çok zor, çok sancılı, çok kompleks, çok dinamik, çok kaotik, ama bir o kadar da zevkli. İstatistiklerden ve rakamlardan asla öğrenemeyeceğiniz zenginliği ve derinliği burada bulabiliyorsunuz.

Yıllar süren bu araştırmanın sonuçları bugüne kadar yaklaşık 25 ayrı yerde yayınlandı. Bunların çok büyük bir kısmı uluslararası indekslerde taranan bilimsel dergi makaleleri, bir kısmı kitap bölümleri, bir kısmı da araştırma raporları. Mary Dean ile beraber çalışarak bu konularda beş yayın çıkarma imkanımız oldu. Sizinle bütün bu sonuçları paylaşmam için bana bir kitap kadar yer lazım. O yüzden çok temel düzeyde bulgularımızdan bazı çıkarımları sizinle paylaşmak istiyorum. İşte sizin için seçtiğim ve derlediğim on araştırma sonucu:

1) 11 Eylül’den sonra Kuzey Amerikalılar ailelerinin değerini daha fazla anlamaya başladılar. Günlük yaşamın koşuşturmacası içerisinde hayatın anlamını sorgulama; dine, felsefeye ve hobilere yöneliş; ailenin ve yakın dostların değerinin bilincinde olma, daha duyarlı ve dengeli bir yaşam gibi trendler bunun göstergeleri olarak yorumlanabilirler.

2) Amerikan ve Kanada şirketlerinde “Esnek İş Düzenlemeleri” giderek artıyor.
“Düşük İş Yükü”, “Yarı Zamanlı Çalışma”, “Esnek Organizasyonlar” ve “Evden çalışma – Telecommuting” yeni bir dönemin habercileri. Artık çalışanlar haftada 70 saat deli gibi çalışmak yerine daha esnek ve dengeli bir hayat sürmek istiyorlar. Şirketler de iyi ve kaliteli çalışanlarını tutabilmek için esnek uygulamalara daha çok yer vermek zorundalar. Şirketler artık çalışanların ekonomik ihtiyaçlarının yanında sosyal gerçeklerini de göz önünde bulunduruyorlar. Şirketler artık çalışanın üretkenliğini, performansını, moralini ve vermliliğini etkileyen sorumluluklar ve bireysel ihtiyaçları göz önünde bulunduruyorlar. Buna bağlı olarak şirketler çalışanlarının aile ve iş arasında denge sağlamalarına yardımcı olacak geniş çapta çalışmalara ve esnek uygulamalara daha fazla yer veriyorlar. Kanada tüm bu konularda Amerika’dan çok daha önce gidiyor. Amerika’da iş yaşamında dominant paradigma halen hızla yükselmek için delicesine hırsla çalışma ve işkoliklik.

3) Kuzey Amerika’da kadınlar yakın geçmişe göre çok daha iyi eğitimliler, daha fazla kariyer-odaklılar ve finansal açıdan olduğu gibi her açıdan daha bağımsızlar. Cinsiyet konusundaki değer yargıları değişiyor. Kadınlar iş yaşamında erkeklerle neredeyse fırsat eşitliğine kavuşmuş durumdalar ve daha kolay yükseliyorlar. Kadınlar ve erkekler arasında daha eşit ve dengeli bir iş-aile ve yaşam şekli ortaya çıkıyor. Kadınlar artık daha geç evleniyor, “bebek de yaparım kariyer de” şeklinde tercihlerini ortaya koyuyorlar.

4) Bu değişimlere paralel olarak kadının işte, ailede ve toplumda rolü hızlı bir değişim içinde. Roller değişime uğruyor ve dengeyi sağlama çabaları ile ilişkili olan stres de artıyor. Çalışan kadın ve erkek arasında ortaklık anlayışı önem kazanıyor ve iş-aile sorumlulukları eşler tarafından yerine getirilmeye çalışılıyor. Eşlerin ikisinin de ücretli olarak çalıştığı durumlarda aile sorumlulukları eşler arasında daha fazla paylaşılıyor. Duruma göre bu sorumlulukları dengeli bir şekilde yerine getirebilmek için eşlerden biri işe giriyor, diğeri çıkıyor, izin alıyor, part-time çalışıyor, ve sonuçta aile için uygun çözüm bulunuyor.

5) En iyi uygulamaları gerçekleştiren firmalar çalışanlarının özel hayatlarının iş performansına olan etkisini dikkate alarak iş-aile arasında dengeyi sağlayıcı ilişkiler ve programlara önem veriyorlar. Çocuk doğumu, hastalık, anne-babanın bakımı için ayrılma izni gibi konularda firmalarda eskiye oranla daha fazla esnek uygulama mevcut. Firma destekli çocuk bakım programları, kreş destek programları giderek artıyor. Aile gezileri, spor klüpleri ve benzeri aktiviteler, iş ve aile bütünleşmesine katkı sağlıyor.

6) Kuzey Amerika’da 'dokuzdan beşe, Pazartesiden Cumaya' klasik çalışma takvimi hızla değişiyor. Bilgi yönetimi önem kazandıkça, altın yakalı çalışanların güçleri ve seçenekleri de artıyor. Artık, firmalar entelektüel sermayelerini ellerinde tutmak için daha esnek olmak zorundalar. Şirketler 'esneklik katsayıları'nı hızla arttırıyorlar. Serbest kıyafet uygulamaları, şirkette film gösterimleri, çalışanlardan oluşan koro veya tiyatro grupları, kokteyller, sanat aktiviteleri artıyor. Şirketlerin hedefi belli: Daha az stres yaşayan, devamsızlığı azalan, daha mutlu, daha sadık, daha verimli çalışanlar.

7) Kurumlarda 21. yüzyılda çalışanların farklı ihtiyaçlarını dikkate alan ve onları bir bütün olarak gören bir anlayış yaygınlaşıyor. Yeni anlayışa göre çalışan; sosyal, psikolojik, ve ekonomik ilişkilerin ortasında. Yeni anlayışa göre çalışan; aile, toplum, kültürel ortam, çevre, çocuklar, eş, birim, departman ve işyeri ağları (network) içerisinde hayat kalitesini bir bütün olarak arttırmaya çalışan bir birey. Bütün bu paydaşlar ve sistemler arasında birey dinamik bir dengeyi sürdürmeye çalışıyor. Bu dinamik ve çok boyutlu dengeyi sağlamak ve devam ettirebilmek çok zor. Dengeler çok hızlı değişiyor ve denklem çok kompleks hale geldi. Hem aileler hem kurumlar çok hızlı değişiyor. Bütün bu değişimin ortasında insan, okyanusta seyreden bir yolcu gibi belirsizlik ve risklerle karşı karşıya.

8) Şirketlerin alternatif çalışma programları içinde “esnek çalışma saatleri” (flextime) giderek yaygınlaşıyor. Bu yöntem kolaylığı ve ucuzluğu nedeniyle firmalar tarafından tercih ediliyor. Çalışanlar eşit sayıda saatte çalışmak koşuluyla gün içinde istedikleri saatleri tercih edebiliyorlar. Çok sayıda firma 10'dan 15'e gibi ana saatlerde çalışanın firmada olmasını zorunlu kılıyor ancak geliş ve gidiş saatlerini esnek bırakıyor. Bazı firmalar da gün ortasında esnek bir bant uygulaması ile çift vardiya oluşturuyorlar.

9) Evden çalışma (telecommuting) şirketlerin, özellikle teknoloji ve yeni ekonomi şirketlerinin giderek daha fazla tercih ettiği bir uygulama. İletişim için teknolojik imkanları kullanarak düzenli bir şekilde evden çalışma yöntemi artık Amerika’da yaygın hale geliyor. Özellikle kendi kendine motive olmuş ve işleri sık yüz yüze etkileşim gerektirmeyen profesyonellerin çok sayıda olduğu genç bilişim şirketlerinde bu yöntem daha çok kullanılıyor. Ulaşıma giden masraf ve zamanın tasarruf edilmesinin yanısıra, evden çalışma ile bölünmeler yaşanmadığı için verimlilik artışı da sağlanıyor.

10) Yeni uygulama ve çözümlerden birisi de iş paylaşımı (job sharing). Bu uygulamada iki çalışan, tam zamanlı çalışan bir kişinin sorumluluklarını beraber yerine getiriyor, eşit yarı maaşla yetiniyorlar. Özellikle aynı çalışma stillerini ve benzer kişilik özelliklerini paylaşan çalışanlar tarafından bu yöntem daha elverişli olarak kullanılıyor. Uygulama sırasında iki çalışanın birbiriyle sıkı bir iletişim içinde olmaları şart. Bunun için de iki çalışanın e-posta kullanmaları, aynı masa ve telefonu kullanmaları, birbirlerinin dokümanlarına erişebilmeleri, ve en az haftada bir ikisinin de işyerine gelmesi gerekiyor.

Burada size sunabildiklerim ancak deryada bir damla. Ama şunu söyleyeyim: Türkiye'de kalitatif araştırmaların acilen artması ve sosyal bilimler sahasında daha fazla yaygınlaşması gerekiyor. Çünkü yeni dünyayı anlamada rakamlar ve istatistikler bize yetmiyor.

 
Toplam blog
: 279
: 2488
Kayıt tarihi
: 09.09.06
 
 

Dr. Fahri Karakaş, Londra’da University of East Anglia’da görev yapmaktadır (Norwich Business Sch..