Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '15

 
Kategori
Deneme
 

Üçü de sınıfta kalmışlardı 12. Bölüm

Üçü de sınıfta kalmışlardı 12. Bölüm
 

- Üç kız arkadaşız, beraberliğimiz ilk okul öncesine dayanır, öyleyken dahi, kendi ebeveynlerimiz bile, bir araya geldiklerinde, biz kızlarından taş üstünde taş koymazlar. Rahmetli Ayşe teyze, yani Solmazın annesi, iyilik meleği sessiz sakin bir hanımdı, zamanında onun az ekmeğini yemedik. Allah rahmet etsin deyip Solmaz'ın ellerinden tutup başını kızın omuzuna yaslamış, ona - Aman dur seni üzmek için söylemedim, gözlerin sulanmasın, sulu göz demiş, Solmaz'da ona - Yok ağlamam merak etme, dua ederek ağlamanın önüne bir nebze olsa da önüne geçiyorum, onun benim yanımda olduğunu o kadar çok hissettiriyor ki Yüce Rabbım, her yatağa yattığımda, annemin saçlarımı okşadığını düşünerek uyuyor, uyandığımda ise yine dualarımla güne başlıyorum. Ben annemin yerinin rahat olduğunu düşünüyorum Yoncacığım.
 
Merhume rüyalarıma o ilk öldüğü halleriyle girer ve ellerimi tutarak. Bana - Seni yanıma alamam, görecek güzel günlerin var, gelin olacaksın, anne olup yavrularını seveceksin diyordu, ama canı gönülden anacığımı ne öpe-bildim, ne de kokusunu içime çekebildim, ben ona ilerledikçe, annem benden rüyamda uzaklaşıyordu.
 
Nehir - Canım, merhume annen belki canı gönülden seni öpüp okşasaydı, yanına alır, ve seni kaybederdik, belli mi olur! Ay dur ya, neler konuşuyoruz, hep beraber sevgili anneciğine; Allah cc, gani, gani rahmet etsin diyelim. İlahi Yonca, mevzuyu beş dakikada nereden nereye getirdin, ee devam et bakalım deyip, Yoncaya da göz kırparak, konuşmasına devam etmesini ima etmişti ama!
 
Solmaz - Vakit fazla geç olmadan, bence gidelim, gittiğimde ağzımın tadı bozulmasın arkadaşlar. Nasıl olsa az çok tanıştık, bir daha ki buluşmamıza kökten sekte vurmayalım. Nehir - Bence de, annem sayısız kez telefon etmiş, telefon sessizde olunca duymadım. Solmaz - Benim telefonda sessiz-deydi, ama vibratörden ses duyduğumda bakmıştım, babam aramaz da üvey annem nasılda arar! Maksat laf aramak ya, iş olsun! Esra, annesinin telefonundan mesaj yazmış. - Abla ne zaman geliyorsun, babam soruyor - Tamam mı kızlar, ufak ufak pılımızı pırtımızı toplayalım, saat epey ilerledi, güneş batmadan yola koyulalım ki, bizimkiler beni eve gittiğimde daha fazla tırmalamasın. Nil - Tırmalamasın derken! Sizin ailede kedi cinsi mi var? Dediğinde hep beraber gülüşerek minibüsle yola koyulmuşlar.
 
Mahalleye geldiklerinde ise, herkes evinin yolunu tutmuş, tatlı yorgunluktan bitap düşmüşlerdi. Ertesi günün iş günü olması dolayısıyla, kızlar ancak akşama buluşup piknikte geçirdikleri günü konuşacak. O günün kendi üzerilerinde bırakılan izlenimleri birbirlerine anlatacaklardı. Sedat iş görüşmesinde mutabık kalıp anlaşarak işe aynı gün başlayın dendiğinde, tamam diyerek başladığını Vedat'a telefon ederek bildirmiş, o da akşama konuşuruz, şuan çalışıyorum diyerek telefonu kapatmıştı. Ne Yonca, ne de Nehir evlerinde pek problem yaşamamışlarsa da, Solmazı üvey annesinin dolduruşuna gelen babası, kızı soru yağmuruna tutarak, Solmazı canından fazlasıyla bezdirmişti.
 
Kız - Benden ne alıp veremediğiniz var, aylığımın hemen hemen hepsini avucunuzun içine koymuyor muyum? Biraz el insaf, benimde arkadaşlarımla gezip eylenmek hakkım değil mi? Üvey anne - Tabi, tabi elin genç oğlanlarıyla fink ay, değil mi? Milletin ağzı torba mı ki çekip büzesin, yaşın yirminin üzerinde yeter be! Solmaz dayanamayıp - Senin o millet dediğinin, en başında sen varsın! Bunu duyan acuze kadın - Hee, sen böyle konuş, bizim akrabalardan Reşit ağa, oğluyla kendi dükkanlarında çalışıyor, manav dükkanları var, babanla beraber konuşup k arar verdik bile, seni istemeye haftaya pazar günü bize gelecekler.
 
Solmaz - Ne diyorsunuz ya, hangi çağdayız, tezgahta ki meyva gibi eş mi seçilir, ölürümde gitmem. Babası - Ne, hele bir daha söyle, gitmessin öyle mi? deyip, kızın yüzüne patlattığı tek tokatla Solmazı yere yaprak gibi savurmuş. Hafta sonu gelsin de, seninle o zaman görüşürüz! Ablasının yediği tokatı gören Esra, istemediği birine ablamı neden vereceksin baba, ben sevdiğime varırım, bana böyle vuramazsın dediğinde bir tokatta ona vuran babası - Allahın cezaları, konuşma kız saçaklı, sende bir oğlan doğuramadın şunu kadın, Allah seninde belanı versin pis meymenetsiz deyip aşağı kahveye kapıyı hızla çarparak gitmişti.
 
 
Toplam blog
: 425
: 412
Kayıt tarihi
: 24.02.13
 
 

37 Yıldır  yurtdışında yaşıyorum , 1000 den fazla şiirim var,  çeşitli edebiyat sitelerinde, derg..