- Kategori
- Deneme
Uğurlamak
6.Eylül 2010 Pazartesi sabahı; essah uçakla gidiyor. Gitmek istemiyorum dese de... Güle güle Azize
Uğurlayabilmek…
Gözyaşı dökmeden, yüreği karartmadan…
Kısmetse bir gün; kavuşmanın nasip olacağına inanarak…
Bir maşrapa su dökmeyince…
Sarılıp şapır şupur öpmeyince…
Ona vedalaşmak mı denir?
Neyin garantisi var ki… Tekrar kavuşabilmenin; olsun.
Göz pınarları kuru; öyle diyor Dr. N. Torunoğlu...
O daha genç bir bilim adamı…
Çocukları dizinin dibinde sayılır; elbet bir gün torunları da olacaktır.
Şimdilik hasreti tanımıyor; dünyanın bin türlü hali…
Havalimanları ayırıyor.
İnternet bağlantı kurmaya çalışıyor.
Yetmiyor güzel kardeşim; yetmiyor.
Start almış uçağı kim maşrapa ile uğurlayabilmiş?
Uçaklar sihirbazlar… Suya ihtiyaç duymadan büyütüveriyorlar.
Bir bakıyorsun; agu bagu bebek çıkıyor içinden…
Bir dahaki sefere bir bakmışsın agu bagu boyuna yakın…
Şakır şakır yabancı dilde şakıyor.
Anaya babaya yükleniyorsun; hani bu kızın öz dili?
“Mırın kırın; bin dereden su getirmekler; boğa misali kırmızı görüyorsun her şeyi”
“Adını sen koydun yetmez mi? Senede beş altı hafta idare ediver gari; sanki bilmezmiş gibi sitem ediyorsun; çalışmaktan didinmekten vakit mi kalıyor sanki…”
“Kurt yaşlanınca; enciklerle başa çıkması zorlaşırmış” derler.
Hesaba katmazlar; bir hususu göz ardı ederler.
Bozkurt bozkurttur, gri hücreleri farklı çalışır.
Bahanelere kolay kolay pabuç bırakmaz.
Yutar gibi görünür…
Uğurlamak nedir? Güzel bir şey midir?
Çözemedim gitti.
Güle güle diyemezsem Ramazan Ayına…
En sevdiğim bayram; Şeker Bayramına…
Hoş geldin nasıl diyebilirim?
Güle Güle Azize!
Kendine iyi bak.
Seneye kısmet olursa; internetli köy; çok büyük dediğin güzel İzmir; dilini anlamadığın çocuklar ve konuşmadan anlaştığın tüylü çocuklar senin dönüşünü bekleyecekler.
Mübarek Kadir gecesinde edilen tüm dualar kabul görsün inşallah.
İzmir, 5 Eylül 2010 Pazar
Alev Meisel