Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mayıs '21

 
Kategori
Siyaset
 

Ukrayna-Rusya krizi

Ukrayna bir Doğu Avrupa ülkesidir. Ukrayna, büyük Rusya düzlüğünün Güneybatı’sını oluşturan bir Doğu Avrupa ülkesidir. Kuzeybatı kaynaklı tüm nehirlerden, su kaynağı ve ulaştırma amaçlı,  örneğin Dinyeper 980km, Ukrayna’dan geçmekte ve bunlar Güneydoğu’ya;  Karadenize ve Azak Denizine akmaktadır. Ukrayna’nın yedi (7) ülke ile sınırı vardır. Batı’da Polonya, Slovakya, Macaristan, Kuzey’de Belarus ve Rusya,  Güneyde Moldovya, Romanya vardır. Güney’i Karadeniz ve Azak Denizine açılmaktadır. Doğudaki sınır Rusya iledir.

Ukrayna’nın alanı 603,550km², nüfusu yaklaşık 44 milyondur. Halkın %78’i Ukrayna, %18’i Rus kökenlidir. Rus sayısı 8 milyonu bulmaktadır.

Ukrayna’nın 1991’de Rusya Federasyonu dışında tutulması asıl hatadır.Ukrayna 25 Aralık 1991’de Yeltsin’in Sovyetler Birliği’ni dağıtmasıyla bağımsız olmuştur. Bağımsızlık tarihi olarak 24 Ağustos 1991 tarihi seçilmiştir. Rusya yönünden asıl hata, Ukrayna’nın başlangıçta Rusya Federasyonu ailesi içinde bırakılmamış olmasıdır. Rusya’yı oluşturan ailenin tarihi önemdeki çekirdek bileşenlerinden birinin dışarıda bırakılmasının hata olduğu birkaç yıl içinde fark edilmiştir.

Ukrayna, Sovyetler Birliğinin en önemli parçasıdır. Hata yapıldı. İflas eden komünist sistem sonrasında güçlü sanayi ve tarım sektörlerine, karasal iklime ve verimli topraklara sahip olan Ukrayna, Sovyetler Birliğinin önemli bir parçasıydı. Birlik dışında bırakılınca, doğal olarak refah içindeki Avrupa ülkelerinden biri olabilme şansına sahipti. Ama bu durum gerçekleşmemiştir. 2019 yılı  itibariyle GDP 154 milyar$, kişi başı yıllık ortalama gelir 3,600$’dır. İhracatı 40 milyar$, ithalatı 49 milyar$’dır. İlk dört ticari ortağı Rusya, Çin, Almanya ve Polonya’dır. Ukrayna ‘nın 2014’den beri uğraştığı kriz dış borcunun artarak 72 milyar$’ı bulmasına yol açmıştır.

 

Ukrayna nükleer gücünü 1994’de Rusya’ya aktardı.Sovyetler Birliği dağılınca Ukrayna’da kalan Sovyet nükleer tesisleri  (1) Nükleer sistemlerin bakımı ve yaşatılması çok masraflı olduğundan (2) Çok sayıda devletin bu sisteme sahip olması istenmediğinden 1994 yılında ABD, İngiltere, Rusya ve Ukrayna arasında imzalanan Budapeşte mutabakatı ile Rusya Federasyonu’na devredilmiştir.

Rusya bunun karşılığında Ukrayna’nın bağımsızlığını ve sınırlarını tanıyacağını belirtmiştir. Jeopolitik, 20 yıl sonra Rusya’ya bu sözünü unutturmuştur.

Sebebine gelince, ABD, Meksika’nın ABD aleyhtarı olmasına nasıl karşıysa, Ukrayna için de Rusya aynı şekilde itiraz etmekte ve Ukrayna’nın Nato’ya ve AB’ye girmesine karşı çıkmaktadır. Moskova-Kiev arası 851 km olup, otomobille 8 saat sınırları içindedir. Rusya için Belarus ve Moldovya’da Rus Avrupa’sını savunmak için tampon olarak önemlidir.

Ukrayna aslında 18. yüzyıldan beri Rusya idaresindedir. Ukrayna, üç yüz (300) yıldır Rusya ile birlikte anılmaktadır. Kırım 26 bin km² alanlı ve 2,3 milyon nüfusludur. 28 Ocak 1954’de Kruşçev, oğul Sergey Kruşçev’in açıklamasına göre (1) Batı Ukrayna halkının desteğini almak, Ukrayna ile dayanışmayı geliştirmek  (2) Kırım yarım adası coğrafik olarak Ukrayna’ya bağlı olduğundan ve Dinyeper üzerinde yapılacak baraj ve sulama tesislerinin verimli çalışması ve Kırım’ın su ihtiyacının iyi bir şekilde karşılanması, işlerin tek elden, Ukrayna tarafından, yürütülmesi için Kırım’dan Ukrayna’nın sorumlu olmasını istemiştir. Karısının Ukrayna’lı olduğu için Kırım’ın Ukrayna’ya hediye edilmesi söz konusu değildir.  

Bağımsız Devletler 1991de bir gecede kurşun atmadan oluşturulmuştur. Rusya Federasyonu dahil on beş (15) bağımsız devlet, Rusya lideri Yeltsin’in 25 Aralık 1991 Noel gecesi konuşmasıyla mevcut sınırlarıyla oluşmuştur. Geçiş dönemini (1991-2000) takip eden on yıl sonra Rusya Federasyonu zamanla toparlanınca (2000-2008),  Rus Karadeniz donanması ve Akdeniz gücü Kırım Sivastopol’da olduğundan,  Kırım’ın Ukrayna’ya ait olmasının sıkıntı oluşturduğunu Rusya görmüştür. Rusya uzun dönemde Kırım’ın 1954 öncesindeki gibi kendisine katılmasını planlamıştır.

Kırım’ın 2,3 milyon nüfusunun %60’ı Rus, %25’i Ukrayna ve %12’si Tatar kökenlidir.

Ukrayna Doğusunda yaşayan etnik Rus halkı Rusya’ya daha yakındır.  OnlarUkrayna’ya değil Rusya’ya katılmak istemektedir. Batı Ukrayna ise Kiev dahil Rusya’dan ziyade Avrupa’ya katılmak istemektedir. Ukrayna, Rusya ve Avrupa arasında derinliğe sahip bir geçiş ülkesidir. Bağımsız olduktan sonra Avrupa’ya yönelmek isteyen Batı Ukrayna halkı ve Rusya’ya dahil olmak isteyen Doğu Ukrayna etnik Rusları arasında anlaşmazlık çıkmıştır. Ukrayna’yı ekonomide başarısız kılan bu iç bölünmedir.

Rusya artık sınırlarındaki tampon devletleri muhafaza etmek istiyor.  Batı’nın etki alanını artırması ve Polonya, Litvanya, Estonya, Letonya, Slovakya, Romanya ve Bulgaristan’ın AB ve Nato’ya katılması Rusya tarafından 2000’li yıllardan itibaren bir tehdit olarak görülmüş ve Rusya; zamanla Doğu Avrupa’daki Belarus, Moldovya, Ukrayna ve Kafkasya’daki Gürcistan, Ermenistan gibi ülkelerin Avrupa Birliğine ve Nato’ya katılmasını tehdit olarak algılamıştır. Mevcut Rusya Federasyonu, ABD gibi kendi Monroe doktrinine sahip olup, sınırına yakın ülkelerin Amerikan taraftarı değil kendi tarafında veya nötr olmasını isteyen bir imparatorluk durumundadır.

Yanukoviç Avrupa Birliği antlaşmasını imzalamadı. Kargaşa 2013 Kasım’ında başladı. 2013 yılı Kasım’ında daha modern ve verimli çalışan Avrupa Birliği (AB) ekonomisi ile antlaşma imzalaması beklenen Yanukoviç, Rusya’nın 15 milyar$ yardım ve ekonomik işbirliği teklifleri ve siyasi etkisiyle bundan vazgeçmiş ve Rusya ile ekonomik işbirliğini artıracağını söylemiştir. Ukrayna halkı, yolsuzluklara bulaşmış Yanukoviç idaresinin AB antlaşmasını reddetmesini protesto etmiş ve devlet kurumları işgal edilmiştir. Yanukoviç’in kendi halkına emniyet güçleri ile silahlı müdahalesi kayıplara yol açmıştır. 20 Şubat 2014’te 48 saatlık süredeki ölü kişi sayısı 88’dir. Yanukoviç  22 Şubat 2014’de Rusya’ya sığınmak zorunda kalmıştır.

Rusya öncelikle Kırım’ı ilhak etti. Ukrayna’nın içerdeki kargaşalı döneminde, Rus özel kuvvetleri 27-28 Şubat 2014’te Kırım başkenti Simferopel’deki Hükümet binalarını işgal etmiştir.  Rusya 1 Mart 2014 sonrasında Kırım’a asker göndermiş ve kontrolü ele almıştır. Yapılan 16 Mart 2014 yerel referandumunda halk Rusya’ya katılmak istemiştir. Kırım bu şekilde Rusya’ya ilhak edilmiştir.

Kırım’ın ilhakından sonra Donbas bölgesi (Luhansk ve Donetz) işgale uğradı. Rusya’nın takiben özel kuvvetlerinin Donetz, Luthansk ve Karkiv şehirlerinde faaliyetlerini artırdığı ve Doğu Ukrayna’daki etnik Rusların başkaldırmasını desteklediği bilinmektedir. Rusya’nın silahlandırdığı Luthansk ve Donetz’deki ayrılıkçı gruplar Mart, Nisan aylarında bölgeye hâkim olup Ukrayna’dan ayrılarak 11 Mayıs 2014’te bağımsızlıklarını ilan etmiştir. Ukrayna,  ayrılıkçılara olan tepkisini Nisan 2014’den itibaren ortaya koysa da 2014 yılındaki Ukrayna ordusu yeterince güçlü değildir. Rusya ayrılıkçıları desteklediğinden Ukrayna sonuç alamamıştır.

2021 yılı itibariyle Kırım’ın susuzluk sorunu vardır.  Ukrayna’dan gelen Dinyeper nehri su kaynakları, Kırım Kuzey Su Kanalı üzerinden Kırım’a gelmekte ve ihtiyacın %87’sini karşılamaktaydı. Bu kanalın Dinyeper nehri kaynaklı suları, Ukrayna tarafından kesildiğinden Kırım susuzluk sorunuyla karşılaşmaktadır. Kerch’deki yeni yaptırılan köprü Rusya’ya karasal irtibat sağlamaktadır. Rusya Kırım’daki susuzluğa çare bulmak ve ekonomik sorunları azaltmak istemektedir. Kırım ve Sivastopol limanı Rusya deniz donanması için vazgeçilmez statüsündedir.

Ukrayna’daki kayıp rakamları az değildir. Ukrayna’daki iktidar savaşı sırasında ve Rus taraftarı ayrılıkçılarla yapılan çatışmalarda Ukrayna’da 14 bini aşkın can kaybı, 23 bine yakın yaralı ve iki (2) milyon insanın göçü olmuştur. 25 Mayıs 2014’de yapılan seçimi Batı taraftarı Poroshenko kazanmış ve Yanukoviç’in vazgeçtiği AB ile ticari işbirliği antlaşmasını imzalamıştır. Ayrılıkçılar ise 17 Temmuz 2014’de Malezya yolcu uçağını bir füzeyle düşürmüş, 298 yolcu yaşamını yitirmiştir.

ABD ve Avrupa, Rusya’ya yaptırım uygulamaya başladı. 29 Temmuz 2014’de ABD ve AB,  Ukrayna’ya yapılan müdahaleye karşı çıkarak, Rusya’ya ekonomik yaptırım uygulamaya başlamıştır. Bu yaptırım kapsamında beş (5) Rus ana bankasının projeler için Avrupa’dan finanse edilmemesi, Arktik denizde derin arama ve kaya gazı bulma teçhizatının ABD tarafından verilmemesi, Rusya’nın G8 üyeliğinin iptali bulunmaktadır. Rusya’da bu yaptırımlara karşı ABD ve AB’ den satın aldığı yıllık 300 milyon$ civarındaki gıda ürünlerini almaktan vazgeçmiştir.

Yaptırımlar Rus ekonomisine zarar verdi.Kırım’ı işgal edip referandumla kendine katan ve Donbas bölgesinde ayrılıkçıları destekleyen Rusya’ya karşı Batı ülkelerinin başlattığı ekonomik yaptırımlar, rublenin değerini düşürmüş ve Rusya’da enflasyon artmıştır. Rusya, Ukrayna-AB antlaşmasına karşıdır. Kaliteli ve ucuz Avrupa malları Ukrayna’ya ve takiben Ukrayna-Rusya arası ticaret serbest ve gümrük vergisiz olduğundan, Rusya’ya geleceğinden Rusya buna karşı çıkmış ve Ukrayna-Rusya ticari serbestliği askıya alınmıştır.

Ateşkes 20 Eylül 2014’de imzalandı.  Fransa, Almanya, Rusya ve Ukrayna’nın katılımıyla Donbas bölgesindeki ayrılıkçılar ve Ukrayna arasında ateşkes antlaşması imzalamıştır. Ateşkes ile yeni temas hattında  (1) Çarpışmaların durması amaçlanmıştır. (2) Çarpışmalardan olumsuz etkilenen 3,4 milyon insana 2020 yılında 158 milyon$  Birleşmiş Milletler yardımı planlanmıştır. (3) Esir değişimi yapılmıştır. Ayrılıkçıların olduğu bölgede yeniden seçim ve Rus isteği Donbas’a özel statü sağlanması gerçekleşmemiştir. Rusya’nın isteğinin özü,  Ukrayna’nın, Rus taraftarı ayrılıkçılarla müzakere etmesi ve neticede onlara bağımsızlık vermesidir.

Havza önemli bir endüstriyel bölgedir. Rus ayrılıkçıların çoğunlukta olduğu Donbass havzası geniş kömür yatakları içermektedir. Donetzk ve Lugansk şehirleri bu havzadadır. Donbass/ Donets havzası Avrupa'nın dördüncü büyük kömür rezerv bölgesidir.Bölge, Rus taraftarı ayrılıkçılar ve Ukrayna arasında ihtilaf konusudur.

Rusya siyaseten ihtilafın dışındayım. İhtilaf, Ukraynalıların iç sorunudur diyor.                               Rusya, ayrılıkçıları desteklemesine, silah vermesine rağmen kendisinin olaylara taraf olmadığını, sorunun Ukrayna ve ayrılıkçı güçler arasında olduğunu belirtmekte ve sorunun çözümü için Rusya-Ukrayna müzakerelerini reddetmektedir. Ayrılıkçıların bölgelerine %100 hâkim olduğu konusu da biraz tartışmalıdır.

İhtilaf bölgesindeki halk zarar gördü. Bölge halkının  işsizlik oranı artmıştır. Halk, taraf tutmak için zorlanmasından şikayetçidir. İki tarafa da güvenmiyorlar. Ancak bu ihtilafın kurbanları olmuştur. 2014-2017 dönemi geçiş dönemi olmuş, halkın bir kısmı Rus taraftarı olmuş, bir kısmı da Batı’ya Ukrayna’ya göç etmiştir. Ukrayna 2017’de ayrılıkçılarla temasını ve ticaretini kesmiştir. Neticede endüstriyel Donbas bölgesinin ekonomisi kötüleşmiş, kömür üretimi, demir çelik üretimi azalmış, işsizlik artmış ve bölgede daha çok Ukrayna tarafına göçler olmuştur. Kurulan ayrılıkçı bölgelerin Rusya’ya yılda 1,5-2 milyar$ mali yük getirdiği tahmin edilmektedir.

2021 yılı itibariyle Kırım ve Donbas Ukrayna’dan ayrılmıştır.

Luhansk ve Donetz bölgeleri her biri yaklaşık 17,000 km²dir. Bunların yarısı (1/2)  Ukrayna’dan ayrı durumdadır. Kırım 26,080 km²’dir. Bunların toplam alanı yaklaşık 43,000 km² ve Ukrayna topraklarının %7’sidir.

2021 yılına gelindiğinde Rusya yedi yıldır Kırım’ı ilhak etmiştir. Donbas bölgesinde Rus taraftarı ayrılıkçılar iktidardadır. Oluşturulan sınır hatlarında ateşkes anlaşması ihlalleri çok sayıda olmaktadır. ABD ve AB, Rusya’ya Kırım ve Donbas meselesi yüzünden yaptırımlar uygulamaktadır. Nisan ayında yedinci yılını tamamlayan kriz, Ukrayna, Donbas bölgesi ve Rusya üçlüsünün ekonomisini olumsuz etkilemektedir. Pandemi ise ayrıca sıkıntı yaratmaktadır.

Zelensky sorunları çözmeyi vaadetti. Zelensky 2019 seçimlerinde yolsuzlukları yok etmek, kanunların herkese eşit uygulandığı bir hukuk sistemi oluşturmak,  AB’ye yönelmek, Donbas bölgesi sorununu çözmek vaadleriyle iktidara gelmiş ama bu sorunları çözememiştir. IMF desteği ve AB vize serbestisi reformlar geciktikçe azalabilecektir.

Zelensky’nin zayıflamasını, Ukrayna’nın AB’ye ve Nato’ya girmemesini hedefleyen Rusya, 2021 yılı Nisan ayında Doğu Ukrayna sınır bölgesine ve Kırıma 120 bine yakın asker, zırhlı birlikler, topçu ve radar sistemleri, yüzlerce tank ve hava gücü yığmıştır. Yığınak 2014 yılındakinden daha büyüktür. Yığınak Mart sonu, Nisan ayı döneminde maksimuma ulaşmış, maliyeti yüksek olsa da Nato’nun ve AB’nin yapamadığı büyük bir askeri güç gösterisi yapılmıştır. Nato’nun ABD kaynaklı büyük bir hava gücü olmakla birlikte kara gücü zayıftır. Rusya, Ukrayna’yı suçlamış ve Minsk mutabakatını uygulamadığı bilgisini yaymaktadır. Yığınak sırasında, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edebileceği endişesi oluşmuştur. ABD lideri Biden, Rusya lideri Putin’i telefonla aramıştır. İki lider muhtemelen 16 Haziran 2021’de problem konuları İsviçre/Cenevre’de yüz yüze görüşeceklerdir.  

Rusya, Donbas sorununu Ukrayna’nın bir iç meselesi saymakta ve Minsk mutabakatına göre ayrılıkçılarla Ukrayna’nın gecikmeden görüşmesi gerektiğini belirtmektedir. Putin-Biden telefon görüşmesinden sonra Rus kuvvetleri 1 Mayıs’tan itibaren Ukrayna sınırından geri çekilmeye başlamıştır. İstihbarat kaynakları, ağır silahların yine sınıra yakın yerlerde konuşlandığını belirtmektedir.

Krizde tarafların tutum ve hedefleri:

ABD’nin krizi tırmandırarak Rusya’nın hata yapmasını beklediği belirtilmektedir.

ABD’nin neticede Rusya-AB, Rusya-Ukrayna ve Rusya-ABD ilişkilerinde soğukluk yaratmak istediği ve oluşan gerilim sonucunda; (1) Rusya-Almanya arasındaki Nordstream 2 gaz hattının çalışmasını önlemeyi planladığı (2) Yeni yaptırımlarla Rusya’nın daha fazla ekonomik yönden sıkıştırılmasını ve izole edilmesini hedeflediği (3) ABD’nin sonuçta AB ihtiyacını karşılamak için AB’ye LNG gaz satmayı istediği söylenmektedir. Avrupa Birliği ve Rusya ekonomik ilişkilerinin zayıflamasından AB ve Rusya zararlı çıkacaktır. Nordstream 2 gaz hattı çalışmaya başlarsa Almanya daha ucuza doğal gaz satın alabilecek ve AB’de gaz dağıtım merkezi olabilecektir. Rusya ise gaz dağıtımını doğrudan Almanya’ya yapacak ve Ukrayna’daki gaz hatlarına bağımlılığı azalacaktır.

ABD, Ukrayna Batı tarafına geçsin istemektedir.  Uzun dönemli Amerikan beklentisi şudur.  ABD’nin çabalarıyla Ukrayna başarılı olur, demokrasiye geçer, yolsuzluk azalır,  hukuk devleti olur ve ekonomisi gelişirse bu Rus halkında Ukrayna yaptıysa, başarılı olduysa  Biz de yapabiliriz kanaatini oluşturacaktır.

AB ve özellikle Almanya yumuşama taraftarıdır. Almanya, Rusya ile ticari ilişkilerin devamını istemektedir. Almanya Rus muhalifi Navalny’ye Rusya tarafından bir şey yapılmamasını istemekte ve Ukrayna’nın (aynı zamanda Rusya isteği) ayrılıkçılarla görüşüp, Minsk mutabakatını uygulamasını ve bağımsız Luhansk ve Donetz devletçiklerinin Ukrayna’ya gevşek bağlarla bağlanmasını istemektedir. Neticede yumuşama Nordstream 2’nin çalışmasına, Rusya ile ticaretin artmasına ve uzun dönemde Rusya’ya yaptırımların azalmasına ve Ukrayna’ya olan Rus baskısının azalmasına yol açacaktır.

Rusya’nın çabalarında şunları hedefleyebileceği düşünülmektedir:

Yaptırımların Rus endüstrisi gelişimine zararı olmakta, enflasyon artışı, rublenin değer kaybı, ekonomik gelişmenin olumsuz etkilenmesi görülmektedir.

Rusya, (1) ABD ile görüşerek küresel olarak önemini devam ettirmek, (2) Radikal islam konusunda Ortadoğu’da ABD ile iş birliği yapmak, (3) Suriye meselesinde Esad rejiminin kalıcılığını sağlamak, (4) Nükleer silahların yayılmasını engellemek ve azaltılması sürecine devam etmek, (5) AB ile ekonomik iş birliğini artırmak daha fazla petrol ve gaz satmak istemektedir. (6) Rusya, kaliteli ve makul fiyatlı endüstriyel AB ürünleri için Rusya’ya yatırım yapılmasını istemektedir. Böylece istihdam ve üretim arttacaktır. (7) Siyaseten ise G8 olarak kabulünü istemekte  (9) Nato’nun Doğu Avrupa’da genişlemesinin durmasını istemektedir.

Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Ermenistan, Belarus, Moldovya’nın Nato’ya katılmasına karşıdır. Bu ülkelerden Nato’ya katılacak olanları istikrarsızlaştıracağını, savaşacağını belirtmektedir. Rusya Kırım ve Luthansk, Donetz’deki askeri varlığını artırmıştır. Buraları savaşla Ukrayna’nın alabilmesi düşük olasılıktır. 

Ukrayna’nın 1991’den beri tutumu incelendiğinde (1) Rus etkisinin Ukrayna’da azalması ve Avrupa Birliği’ne katılmak ana hedef olarak gözükmektedir. Ancak bu istek Doğu Ukrayna’daki Rus etnik nüfusunun isteği değildir. Onlar kendilerini Rusya’ya yakın hissetmektedir. Ukrayna 1990-2004 döneminde AB tarafına geçememiş ve Nato’ya katılamamıştır. 2004 sonrasında ise Rusya özellikle Ukrayna’nın Nato’ya katılmasına izin vermeyeceğini belirtmektedir. Son 30 yıllık süreçte Ukrayna iktidarları başarılı değildir.

Rusya ve AB ilişkilerinde halk bölünmüştür. Ukrayna elitlerinini kendi aralarında anlaşıp Rusya ve AB ile daha akıllıca işbirlikleri yapma şansını kullanamadığı söylenmektedir. Rusya severler, Avrupa severler yanında iki gruba eşit mesafede kalmak isteyen gruplar da bulunmaktadır.  Demokrasi ve ekonomik bağımsızlık hedefleri, yolsuzluğun kalkması, üretimde verimliliğin artması Ukrayna hedefleri arasındadır. İç cephedeki bölünme Ukrayna’yı zayıflatmaktadır.

2014 sonrasındaki kriz Ukrayna’yı AB ve Rusya için problem kaynağı, istenmeyen devlet statüsüne getirmiştir. Avrupa Birliği,  Rusya ile ticaretini artırmak istemekte Ukrayna sorunu buna engel olmaktadır. AB, ABD istekleri ile Rusya’ya ambargo uygulamak zorunda kalmaktadır. Zarar edenler AB, ABD, Rusya ihtilafın büyümesini isteyen ise ABD’dir.

Ukrayna,  Rusya’yı savaşta yenip Kırım’ı kendisine bağlayacak güçte değildir. Ukrayna Kırım’ın statüsünü kabul etmeyip, diplomatik alanda mücadelesine devam edebilir. Ukrayna’nın yapacağı en iyi şey, demokratikleşme, hukukun üstünlüğü, yolsuzlukların önlenmesiyle Batı’dan, AB ve ABD’den yatırım alıp kalkınmak ve bir refah ükesi olmaktır. Bu durumda Rusya aynı oranda gelişemezse Ukrayna ülke olarak Ruslar, Kırımlılar için de özlenen bir ülke olacaktır. Putin sonrasında Rusya yeni bir politika güdüp, Batı ile sorunları asgariye düşürmek konumuna gelir ve Karadeniz Rus donanması için Rusya’yı memnun eden bir çözüm üretilirse Kırım’ın tekrar içerde bağımsız ve Rusya’ya karşı olmayan bir Kırım olması durumunda, Ukrayna sınırları içine katılma şansı olabilir. Bu belki de 20 yılı aşan bir zaman gerektirebilir.   

Biden-Putin Haziran görüşmelerinde olumlu sonuç çıkmazsa:

Rusya Ukrayna’nın tamamını değil ama Doğu Ukrayna’yı işgale teşebbüs edebilir. Ukrayna’nın tamamını, 44 milyon nüfuslu, bilinçli bir ülkeyi işgal etmenin çok maliyetli olacağı açıktır.  Böyle bir tutumun (1) Rus kaynaklarını fazlaca zorlayacağı, yüksek maliyet gerektireceği ve (2) Rusya’nın saldırgan damgasını pekiştireceği açıktır.

Bu yüzden olası en kötü durumda (1) Rusya, Azak denizi Ukrayna bağlantısını yok ederek Doğu Ukrayna’yı işgal edebilir ve Donbas bölgesi Kırım arası bölge işgal görür. Bunu yaparken Kırım’a ilişkin su kaynak yerlerini de işgal edebilir. Doğu Ukrayna’nın bir kısmını kendisine bağlamak, Ukrayna’nın Azak denizi çıkışını yok etmek isteyebilir.  

Bu istenmeyen olasılık gerçekleşirse, Ukrayna Doğu Ukrayna’nın bir kısmını kaybetmiş Azak denizi irtibatı kapatılmış olacaktır.Takiben Rusya-ABD ve Rusya-AB ilişkileri görülmediği kadar olumsuz noktaya gelebilir. Bu durumda, Rusya yeni yaptırımlarla karşılaşacak, uç noktada Uluslararası Bankacılık Sisteminden çıkartılabilecektir. Rusya ihtiyaçlarını karşılamak için Çin‘e yönelebilir. Nato ise ABD etkisiyle Doğu Avrupa’da Belarus, Moldovya, Ukrayna’yı Nato’ya katmaya çabalayabilir. Bu ise Rusya’yı Doğu Avrupa cephesinde daha fazla silahlanmaya, tehditkar olmaya itebilir. Ayrıca, Rusya’nın Birleşmiş Milletlerde veto hakkı olduğundan Uluslararası kararlarla baskı altına alınamayacağı bilinmektedir.

Görüşmelerden olumlu sonuç çıkması, gerilimin azalması daha büyük olasılık içindedir. ABD’nin, Çin ile sorunlarını çözmek istediğinden Rusya’yı yanında veya nötr durumda tutmak istemesi daha büyük olasılıktır. Olumlu sonuç olursa Luhansk ve Donetz devletçikleri iç işlerinde daha bağımsız olabilir ve bu çerçevede Ukrayna’ya bağlı kalabilirler. Rusya’nın Kırımı bırakması ihtimal dışı sayılabilir. Uzun dönemde Rusya, Kırım’ın kendisinde kalması için hukuki alt yapıyı oluşturmaya çalışmaktadır. Referandumla halkın Rusya’ya katılmak istediği gösterilmiştir. Sorunun çözümü için Rusya kabul ederse, Ukrayna ve Ayrılıkçıların arasına Birleşmiş Milletler gücü yerleştirilerek uzun dönemde aşırı sayıda olan ateşkes  ihlallerinin azaltılması da mümkündür. 

Ukrayna krizi maliyeti:Ölenler, yaralananlar ve göç edenlerin maliyetine ilave olarak krizin 2014’den beri oluşturduğu maliyet devam etmekte ve yedi yıldır toplam maliyet artmaktadır. Rusya ayrılıkçılara yardım etmekte, Ukrayna silahlanmakta ve AB’nin özellikle Rusya ile ticareti olumsuz etkilenmektedir. Krizin en büyük zararı (1) Ukrayna’ya siyasi, ekonomik ve askeri yönden olmaktadır. (2) Takiben askeri varlık olarak Kırım ve Donbas bölgesine destek veren ve batı tarafından ekonomik yaptırımlar uygulanan Rusya ikinci büyük zarar eden sırasında bulunmaktadır.  Rusya devleti; Ukrayna, Moldavya ve Belarus’un durumunu, güvenliği ve stratejik yönden daima tampon devlet olarak kalmalı şeklinde kıymetlendirmektedir. Mevcut jeopolitik ve Rusya’nın hırsı bu devletlerin normal bağımsız devlet gibi hareket imkânını kısıtlamaktadır. İlaveten Rusya yönetimi, hegemon devlet davranışını iç politikada oya çevirmeye, Rus halkının  gururunu okşamaya çalışmaktadır.  Yaptırımların olumsuz etkilerini, güvenlik için yapılması gerekli fedakârlık olarak göstermektedir. Üçüncü zarar eden taraf  Rusya’ya ticareti aksayan Avrupa Birliği’dir.

Sonuçta, çözüm için tüm tarafların gerçekçi olmasıgereklidir. AB, ABD ve Nato’nun (1) Rusya’nın güvenlik endişelerini artırmaması  (2) Nato’nun genişlemesinin belirli bir noktada durması ve Rusya’ya kuşatıldığı hissinin verilmemesi  gereklidir.  Rusya bu çabalara “Kesinlikle hayır” demekte “Savaşacağını” ifade etmektedir. (3) İdeoloji ihraç etmeyen bir Rusya ile batı sisteminin dengeli ilişkiler kurması uzun dönemde tüm tarafların lehine olabilecektir. (4) ABD savaş endüstrisi, bölgesel ihtilaflardan silah satışı yaparak istifade etmektedir. ABD, artık Rusya’yı ikinci süper güç değil girilmesi gerekli ekonomik bir pazar olarak görmektedir. ABD’ye karşı yapılan siber atakları cezalandırmak ve önlemek peşindedir.  

Yararlanılan Kaynaklar:

(1) How to Resolve the War in Ukraine, 16 September 2015, The National Interest,

(2)  Ukraine Crisis Summary and Explanation by Kimberly Amado, tha balance

(3) How to Solve the Ukraine Crisis: Peacekeepers? by Dave Majumdar, Feb 21, 2018 The National Interest

(4) Zelensky has misgivings about Nato effectiveness in E. Ukraine crisis posted by Rachel Brooks May 21, 2021

(5) CFR100, Ukraine: Conflict at the Crossroads of Europe and Russia,written by  Jonathan Masters, February 5, 2020

 
Toplam blog
: 182
: 1556
Kayıt tarihi
: 14.10.12
 
 

Elektronik Y.Mühendisiyim. Teknik alan dışında Tasarruf ve tutumlu yaşam, Kişisel Finans Yönetimi..