Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '12

 
Kategori
Güncel
 

Uludere yerine sendikacı kadınlar operasyonu!

Uludere yerine sendikacı kadınlar operasyonu!
 

Bugün her türlü ayrılıkçı kışkırtmalara karşı bizleri bir arada tutabilen değer ve ilkelerimizin, insani duygularımızın hala dipdiri olduğuna dair bir yazı yazmayı düşünüyordum.

Bunu düşünmeme neden olan güzel bir etkinliği paylaşacaktım.

Tüm Bel Sen Sendikası’nınŞırnak’ın Uludere İlçesi Roboski Köyü’nde “yanlış istihbarat” sonucu paramparça edilen 34 canın ailelerine başsağlığı dilemek amacıyla Türkiye’nin değişik illerinden oluşturduğu 42 kişilik bir heyetle bu köye yaptığı ziyareti anlatacaktım.

Kaçakçılıktan başka hiçbir geçim kaynağı olmayan, devlete sımsıkı bağlı bu “korucu köyü”nün konumundan,  köylülerin deyimiyle “bile bile gerçekleştirilen” katliamın yarattığı müthiş acıdan, yaşamdan koparılan çocuk/genç insanların nakledilen hayallerinden bahsedecektim.

Devletin özür dilemek yerine,  “kelle başına” 123 bin lira tazminatla işi geçiştirmesine duyulan tepkiyi,  son derece yoksul olmalarına karşın “parayı değil, suçluların ortaya çıkmasını istiyoruz” diye haykıran acılı annelerin feryatlarını paylaşacaktım sizlerle.

Telefon, bilgisayar gibi hayallerini süsleyen “oyuncakları” almak için kaçağa katılan 13, 15, 17 yaşlarındaki yavrulardan; bombalama sonucu geriye kalan et yığınlarını toprağa verip, her gün başlarında Kuran okuyan genç anne babaların hiç bitmeyecekmiş gibi görünen derin sızılarını vicdanlarınıza yerleştirecektim.

Bunları yazmayı düşünürken,  iki gün önce, aralarında Tüm Bel Sen’in Merkez Kadın Sekreteri Güler Elveren arkadaşımın da olduğu pek çok kadın sendikacı, “KCK soruşturması” gerekçesiyle gözaltına alındılar.

Polis bu yöneticilerin ev adreslerini, telefonlarını, görüştüğü kişileri adı gibi bilmesine, çağırdığında ayağına getirtebileceğine karşın, medyanın iştahını kabartacak şekilde, yine sabahın erken saatlerinde evlerini ve sendika genel merkezlerini basarak onları gözaltına almayı tercih etti.

Bu seferki operasyonda sendikaların sadece kadın merkez sekreterlerinin seçilmesi son derece manidar geldi bana.

Çünkü KESK ve bağlı sendikalar kadın sorunları üzerine yeni yönelimler içindeydi.

27 Ocak 2012 tarihinde Ankara’da Tüm Bel Sen Şube Kadın Sekreterleri’nin katıldığı toplam 40 kişilik kadın eğitim toplantısı yapılmıştı.

KESK de 28–29 Ocak 2012 tarihinde Ankara’da Kadın Meclisi toplantısı düzenlemişti.

KESK üyesi sendikaların kadın yönetici ve üyeleri “Kadınların güvencesiz, esnek, kuralsız, düşük ücretle, performansa dayalı kölece çalışmasına karşı güvenceli iş; savaş, şiddet, cinayet, taciz, tecavüzle yaşam hakkının tehdit altında olmasına karşı güvenli yaşam şiarıyla “ mücadele yürütmeyi benimsemişlerdi.

Kadın Meclisi Toplantısı sonucunda “8 Mart’ın resmi tatil olması” temel talebi ile yeni bir mücadele programı hayata geçirilecekti.

Ancak bu toplantılardan iki hafta sonra, 2009 yılından beri süren bir soruşturma gerekçe gösterilerek Ankara’da KESK Kadın Sekreteri Canan Çalağan, KESK Eski Kadın Sekreteri Songül Morsümbül, SES Kadın Sekreteri Bedriye Yorgun, Tüm Bel Sen Kadın Sekreteri Güler Elveren’in de aralarında bulunduğu toplam 15 kadın yönetici ve üye gözaltına alındı.

KESK operasyona tepki gösterirken önemli saptamalar yaptı.

“Son yıllarda emek ve demokrasi güçleri olarak hiçbir dönemle kıyaslanmayacak düzeyde bir kuşatma altına alınıyoruz.”

“Hemen her gün yapılan ‘operasyon’ ve baskınlarla demokrasinin olmazsa olmazı kurumlarından sendikalarımızın, konfederasyonumuzun mücadelesi engellenmek isteniyor.”

“Son olarak ‘MİT olayında’ yaşandığı gibi ucu kendisine dokunduğunda yasaları eğip bükerek yargıyı, adaleti işlevsiz hale getirmek isteyenler her zaman olduğu gibi yine gündem saptırmanın peşindedir.”

Tüm Bel Sen adına yapılan açıklamada ise farklı bir yorum dikkati çekti:

“Sınır komşularına demokrasi ve özgürlük nutukları atan Başbakan;  kendi iktidarının tek taraflı çıkardığı yasaları, sivil insanların katledilmesine varan askeri operasyonları, demokratik kurum ve kuruluşların sudan gerekçelerle basılarak, üye, yönetici ve çalışanlarının gözaltına alınmasını ve bu insanların haklarında hiçbir somut kanıt olmadan aylarca hatta yıllarca cezaevlerinde tutsak edilmesini ise aynı onlar gibi açıklamaktadır.”

Suçlusu ortaya çıkarılamayan(!)  bir “operasyon”  sonucu parçalanan 34 canımız…

Sendikal haklar için ağır bedeller ödeyen KESK ve bağlı sendikalara ispatı mümkün görünmeyen gerekçelerle, bu kez kadınları da hedef alan “operasyonlar”

Ağırlaşan iç ve dış sorunlar karşısında çareyi “dindar nesil yetiştirmek” ve her olaya, her soruna “operasyonel” yaklaşmakta arayan bir hükümet…

Sağlık “operasyonlarıyla” hayatı zorlaşan bir başbakan…

Anlaşılan hayatımız boyunca hem mücadele sürecek hem de “operasyonlar”

 
Toplam blog
: 152
: 700
Kayıt tarihi
: 17.07.08
 
 

Trabzonluyum ve bu kentte yaşıyorum. Kamuda inşaat mühendisi olarak çalışıyorum. Resmi görevimin..