- Kategori
- Yılbaşı
Umuda merhaba
Umut yaşamın en değerli hazinesidir.
Eski bir yılı uğurlarken genelde hep aynı şeyleri söyleriz: “ Oh, çok şükür kurtulduk şu yıldan.” Oysa önceki yıl ve yıllarda da aynı sözleri sarf ettiğimiz hiç aklımıza gelmez o anda. Bize bunları söyleten, uğurladığımız yılda bir türlü gerçekleşmeyen beklentilerimiz, yani umutlarımızdır. Hele bazılarımız çıtayı iyice yüksek tutmuşsa, yıl içinde yaşadığı küçük mutluluklar da onu tatmin etmeyecektir. Ama sonunda yeni yıl güle oynaya geldi işte, iyi ki de geldi. Şimdi umutlarımızı yeniden tazeleme ve beklentilerimizi sürdürme şansını da elde etmiş olduk böylece. Bir başka deyişle; hayat köprüsünde umuda yolculuğumuz da devam etmektedir.
Yaşamın bir ziyafet sofrası olduğunu düşünürsek, o sofrada acı ve tatlı yiyeceklerin de bulunduğunu hatırlamalıyız, bunların bir arada bulunması hayatın lezzetidir, çeşitliliğidir.
Yaşam bir yolculuk, bir süreçse eğer, o süreçte hedefe varmak için asla yılgınlığa yer olmamalı diye düşünüyorum. Umudumuzu hiç yitirmeden bu güzel sofrada bize sunulan lezzetin farkında olmalı ve sabırla beklemeliyiz. İnsanlar günün getirdiği sorunlar yumağında her şeyden çabuk bıkar oldular ve düş kurmayı unuttular; oysa bugünün düşleri yarının gerçekleridir. O güzel sofranın çeşitliliği umutlarımızın da canlı tutulmasının bir nedenidir.
Yaşam bize armağan edilen en değerli şeydir, bir bakıma biz de yaşama armağan edilmişizdir, yaşamın olduğu yerde umut da vardır. Yaşama ve umuda dört elle sarılmanın tam zamanı; şimdi olmazsa ne zaman?