- Kategori
- Sosyoloji
Yalnız insandan sevgi cümbüşüne

Her şey bizim elimizde
Her şey zaman içinde insanın doğallığından uzaklaşması ve giderek birbirine yabancılaşmasıyla başladı. Günümüzde neredeyse tüm içtenliği ile size “ günaydın, merhaba “ diyen veya tebessüm eden insanlardan adeta hortlak görmüş gibi ürken ve kaçan kişiler haline geldik. Birbirimize bakmıyoruz, göz göze gelmekten kaçınıyoruz, konuşmuyoruz, dokunmuyoruz, hatta en yakınlarımıza bile. Bu aslında insanın kendinden kaçışıdır, ne kadar acı değil mi?
Uzun bir serüven olacağa benziyor, insanoğlunun önce kendinle barışması ve tekrar insanlarla kaynaşması. Doğallığın yeniden dünyaya ve insanlığa egemen olması için, önce evrende ne kadar yalnız ve savunmasız olduğumuzu fark edip harekete geçmemiz şart. İlk adımda bizi bu duruma sürükleyen ve doğal olmayan her şeyin yıkılması gerekiyor; ciddi ve inançlı bir çaba ile öze dönme sürecini kısaltmak hızlandırmak elimizde. Bu başarılabilirse, domino taşlarının yıkılması gibi bir etki ile insanoğlu bugünkü yalnızlıktan kurtulabilir. Bu kararlılık ve inançla önce yakın çevremize dönüp bir bakmamız yararlı olacaktır. Hani, şu bize, “ günaydın, merhaba, nasılsınız? ” diye tebessümle yaklaşanlar vardı ya, işte bu kez biz onlara gidelim ve aynı içtenlikle soralım, gözlerinin içine bakarak soralım, dokunalım, el ele tutuşalım ve bu halkayı giderek genişletelim. Hemen olmasa bile şaşırtıcı olumlu sonuçlarını gördükçe umutlarımız pekişecek ve kendi kendimize yarattığımız bu cehennemden kurtulmanın, öze dönmenin tarifsiz huzuru hayatımızı dolduracaktır.
Ah, insanoğlu bir bilse, hava, su, güneş, ışık ve bir yudum nefes gibi ne kadar ihtiyacı var birbirine, bir bilse ve tüm adımlarını ona göre atabilse, seyredin siz o zaman dünyadaki sevgi cümbüşünü.