- Kategori
- Mizah
Umudumuz Şeytan’da

Beyni de ayağı kadar büyük olmalı, ama hep Şeytanlığa çalışıyor
Ayvalık’ta Şeytan Sofrası adlı bir tepe var. Hani cenneti tarif et deseler, herhalde orayı anlatırdım. Yarımadalar, adacıklar, koylar, ormanlar, hepsi iç içe girmiş ve tepeden bütün manzara ayaklarınızın altında.
Rivayete göre Türk ve Rum köylüler, Şeytan’ı haklamak için bir tuzak kurarlar. O tepede, kuş sütünün bile eksik olmadığı bir sofra kurarlar ve şeytanı davet ederler. Ama Şeytan bu… Oflu'dan zaten dayak yemiş, bir de Egelilerin ketenperesine gelir mi? Tuzağı hisseder ve köylüler yemeğin büyüsüne kapıldığı anda sıvışır…
Tepede Şeytan’a ait kocaman bir ayak izi var. Etrafı tel örgüyle koruma altına alınmış. Tahminime göre 342 numara ayakkabı giyiyor olmalı.
İşte o ayak izinin etrafındaki tel örgülere, ağaçlara, demir barlara binlerce çaput bağlanmış. Yüzde 99’u Müslüman olan halkım Şeytan’dan dilekte bulunuyor. Hani içimden birkaçını açıp okumak da geçmedi değil. Ne yazmış olabilirler acaba?
“Ey Şeytan! Sen bu İblislerin yanında Şeytanlığından utanırsın. Sen Meleksin, Melek!”
“Atadığın temsilciler senden beter çıktı, dünyanın canına okudu. Geç görevinin başına, kurtar bizi onlardan…”
“ÖSS, SBS, KPSS… Hepsine birden müdahale etmen şart mıydı?”
“Kurtar bizi Şeytan baba!”