Üniversite Öğrencilerine yedirilen Eşek ve At eti...

1980 li yılların başında Adana’da çalışırken, mahalli basına yansıyan ve soruşturmasını yaptığımız lüks kasaplarla ilgili bir anım, bu gün internet sitelerine ve ulusal gazetelere yansıyan haber ile yeniden canlandı.

Soruşturmasında bizzat bulunduğum olay şuydu; Adana’nın en lüks mahallelerindeki <ı>sosyete kasapları olarak adlandırılan kasapların, halka çok uzun sürelerden beri kuzu eti diye “EŞEK” eti sattıkları tespit edilmişti. Bu işi 10 yıldan fazla sürdüren kasaplar vardı.

Soruşturma sonucunda, hatırladığım kadarıyla 12 kasaptan ikisi tutuklanmış, diğerleri ise dışarıdan yargılanmak üzere serbest kalmıştı.

Bu gün ulusal basına ve internet sitelerine yansıyan habere gelince;

Adana’da, yurtta kalan Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) öğrencilerine <ı>at ve eşek eti yedirildiği ortaya çıkmış.

3 bine yakın üniversite öğrencisinin barındığı yerleşke içerisindeki öğrenci yurtlarının yemek ihalesini alan firmanın At ve Eşek eti kullandığı raporla belirlenirken, yemek firmasının eti aldığı kasabın et verdiği diğer yemek şirketleri de yakın takibe alınmış.

Al gülüm seyreyle…

İşte ülke insanının geldiği nokta!

Tüm ülke olarak silkinip kendimize gelmeliyiz!

Bizim ahlakımız bu kadar bozuldu mu?

Ülke gündemini meşgul eden konuların, üzeri örtülen insan sağlığını nasıl etkilediğini açıkça görebiliyoruz. Sanal açılımlarla, suikast girişimleri ile uğraşırken, insan sağlığı konusunda hiçbir önlemin alınmadığını görüyoruz. Geleceğin yöneticileri olacak olan bu gençlere yedirilen Eşek ve At etinin ne gibi etkileri olur, şöyle bir araştırıp, bu ahlaksızlığı yapanlara ne gibi ceza verilecek takip etmek gerekir.

Ülkeyi yönetenlerin referans olarak kabul ettikleri İslam dini bu konuda ne diyor? Her ne kadar Şeriat ile yönetilmesek de, iktidarın bu olay karşısında vereceği tepkiyi merak ediyorum.

Böylesi bir ahlaksızlığın “Kabahat Nevinden Suçlar” kapsamına girdiği belli. İnsan sağlığı ile oynandığı gerekçesiyle verilecek ceza arttırılabilir mi?

Ülkemizde yıllardan beri Trafik kazaları ile ilgili gerekli önlem bir türlü alınmazken, Trafik canavarlarına verilen cezalarda halkı hiçbir zaman tatmin etmiyor. Alkollü araca binip, kalabalık halk yığınlarının üzerine süren ve birkaç kişinin ölümüne neden olanlara verilen ceza belli. En fazla birkaç yıl hapis yatarak çıkıyor! Oysa bir insan kazaen bile birisini yaralasa, alacağı ceza çok daha fazladır. Hele ucunda ölüm varsa, ‘öbür boyu ağırlaştırılmış hapis cezası’na kadar gider.

Ya insan sağlığı ile oynayanlara verilecek cezalar? Bildiğiniz gibi her zaman gündeme gelen kaçak içkiden ölüm olayının üzerine bir türlü gidilmiyor. Beklide iktidarın içkiyi günah saymasındandır! Yani içki içenlere bir mesaj verilmek isteniyordur!

İlk ve orta öğretim kurumlarında, Din dersi ile Ahlak bilgisini birleştirip, bu dersi zorunlu dersler kategorisine sokanlar bu ‘ahlak erozyonu’ karşısında ne düşünüyorlar?

Ülke tarımını ve hayvancılığını batılılaşma uğruna bitirenler, gelecek dönemlerde böylesine ahlaksızlıkla karşılaşmaya mahkûmdurlar. Ülke Tarımı, Hayvancılığından ve gıda denetiminden sorumlu olanların, başarıları(!) ne zamana kadar sürecek?!..