- Kategori
- Deneme
Ünzile

YAZIKLARIN ABİDESİ
Yaklaşık herkesin kendine göre büyük, özel-genel, aşılır-aşılmaz
sorunları vardır. Kimisi güçlüdür; yüklerini taşımakta engelleri aşmakta zorlanmaz. Öğrenciler okuma çabasında, çalışanlar daha da çalışıp maaaşını ve mevkiisini yüksek mertebelere taşıma, anneler çocuğunu büyütme çabasında vs.görünen bu....
Bir de Sezen Aksû'nun ünzilesi var hayatın bu doğal akışında yer
alan hiçte doğal olmayan yaşamıyla ünzile. Dağların ardında, unutulmuş köylerimizden birinde yaşıyor. Havasından mı suyundan mı yoksa istemeye gelecek olan görücülerinin öyle görmek istediğinden mi bilinmez daha sekizinde ergin olmuş.
Bizim ilkokul ikinci sınıfımıza denk geliyor. Hani annemizin ütülü mendilleri cebimize, börekleri çantamıza ve başarılar
öpücüğünü al yanağımıza itina ile yerleştirdiği dönem. İşte o dönemde
ünzile'nin parmağında kocaman bir halka yüreğinde sorular vardı. Sorular diline gelemezdi artık, ağlamak bile dayak sebebiyken...
Belki de bu zamana kadar hiç görmediği tanımadığı bir adamla aynı
evi aynı soğuk yatağı paylaştı sekiz, dokuz, on yaşlarında...
Anlayamadı dar düşüncelileri , ana babasını; boynunu büktü. Ana
oldu ünzile onikisinde...
Acaba bizler oks, öss derdine düşmüşken, kolay yoldan para
kazanmanın hesaplarını yaparken aynı ülkeyi paylaştığımız, aynı havayı soluduğumuz ünzileler kaç koyuna satılıyor...(!) Sezen ne güzel söylüyor ünzilenin dertlerini. Keşke artık ünzileler doğmasa karanlık
dünyalarına.
Birileri el ele verse kavgasız, bencillik duygusu taşımadan
güzel güzel ünzilelerin sorunlarının çözümünü söylese va biz artık sezeni dinlerken uzak köylerde yeşeren mutlu ve umutlu hayatlara
ağlasak.
MUTLULUKTANN..