Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '06

 
Kategori
Arkeoloji
 

Urartular : Dağların kralları II

Urartular : Dağların kralları II
 

Antik dönemin en önemli ve başarılı mimarlarından biri olan Menua, Urartu ülkesinin başına geçtiğinde tarih M.Ö 810 yılını gösteriyordu. Kral Menua için neden “mimar” tanımını kullandığımı merak edenler olabilir. Acele etmeyin yazının ilerleyen satırlarında bunun yanıtını bulacaksınız.

Menua, babası İşpuini ile birlikte ortak krallık yapmış olduğu için yönetim tecrubesine sahipti ve bu avantajı onun bir hükümdar olarak başarısında mutlaka etkili olmuştur diye düşünüyorum. Menua döneminde Urartu ülkesinin sınırları genişledi; batıda Elazığ’a, doğuda ise Kuzeybatı İran’da yer alan Urmiye gölüne kadar yayıldı. Menua, uzak sınır bölgelerine yaptırdığı kaleler ve kurduğğu eyaletlerle Urartu yönetim sisteminin rayına oturmasını sağladı. Genç Urartu krallığı onun döneminde çok yakın zamanda daha da büyük bir güç haline geleceğinin sinyallerini vermeye başlamıştı.

Kral Menua’nın dönemini başarılı kılan şeylerden biri belki de en önemlisi onun bayındırlık faaliyetlerine verdiği önem olmuştur: Menua; Van’da ve sınır bölgelerinde yeni kaleler, karayolları, sulama kanalları, bağlar, bahçeler yaptırmış ve böylece tarımın ilerlemesine ve yaşam koşullarının düzelmesine neden olmuştur. Yazımın başında onu mimar olarak adlandırmamın nedeni giriştiği ve büyük bir başarıyla sonuçlandırdığı inşa faaliyetleridir. Van’da yaptırdığı Yukarı Anzaf kalesi; olasılıkla İran yolunun güvenliğini sağlamak amacı güdülerek inşa edilmişti. Menua’nın Van’da yaptırdığı diğer kale ise Kevenli kalesi adını taşıyor. Yukarıda da söylediğim gibi ülkenin sınır bölgelerinde de çeşitli kaleler yaptıran Menua böylece ele geçirdiği toprakları güvence altına almayı ve daha ileri noktalara sefer yapmak amacıyla buraları askeri üs olarak kullanma gayesini taşıyordu. Onun bu amaçla yaptırdığı kaleler: Van gölünün kuzeydoğusunda Muradiye yakınında bulunan Körzüt kalesi, yine kuzeyde Ağrı Patnos’da yaptırdığı Aznavurtepe, Kuzeybatı İran’da Urmiye gölü yakınındaki Meşta’da (Hasanlu) inşa ettirdiği kale ve Elazığ Palu’daki kale ve eyalet merkezini sayabiliriz. Menua tarafından yaptırılan ve günümüzde hala kullanılan sulama kanalı onun en eşsiz icraatıdır dersem herhalde abartmış olmam: İleri görüşlü bir hükümdar olduğu her halinden belli olan Menua; ülkesinin yer aldığı dağlık ve parçalı coğrafyanın dezavantajlarını en aza indirmenin yolunun imar faaliyetllerinden geçtiğinin farkına varmıştı. İşte Menua kanalı bu zihniyetinin en gösterişli örneğidir. Van’ın güneydoğusunda yer alan Gürpınar ovasından başkent Tuşpa’daki Van ovasına su taşıyan Menua kanalının birçok noktasında Menua adının zikredildiği Urartuca yazıtlar bulunmaktadır. Menua’nın yaptırdığı kanala halk arasında “Şamiram kanalı” deniyor. Şamiram, bir Assur kraliçesi ve Ermeni mitolojisinde geçen bir aşk masalının baş kahramanlarından aynı zamanda. İşte Ara Keğetsik isimli Ermeni mitinde anlatılanlardan dolayı Ermeni tarihçi Movses Khorenatsi (Horenli Movses) yüzyılın başında su kanalını Şamiram Kanalı olarak adlandırıyor ve halk arasında bu şekilde anılmaya devam ediyor. Kral Menua sulama faaliyetlerinin dışında başkent yakınında kurduğu bahçe ve bağlarla da tanınıyor. Özellikle kızı Tariria için yaptırdığı bağlar çok iyi bilinmektedir.

Menua’dan sonra yönetimi devralan oğlu I. Argişti (M.Ö 785/780-756), Urartu krallığının en parlak çağını başlatan kişidir diyebiliriz. Argişti’nin diğer bir özelliği yönetim döneminde ki icraatlarını yazdırtarak ölümsüzleştirmiş olmasıdır. Onun iktadarının 15 yıllık döneminde yaptığı tüm faaliyetleri anlatan Argişti yazıtı Van kalesinin eteklerinde, Argişti’nin kayalık yüzeye oyulmuş mezar odasının dış cephesinde yer almaktadır. Argişti mezarına halk arasında Horhor mezarı deniliyor. Bu mezar odasının cephesindeki yazıta göre; Argişti Erzurum’da yer alan Diauehi Kralllığını ele geçirmiş ve Urartu krallığının bir parçası haline getirmiştir. Erzurum ve civarının altın ve gümüş gibi madenler açısından zengin olduğunu göz önüne aldığımızda Diauehi’nin ele geçirilmek istenmesinin altında yatan şey daha iyi anlaşılmış olur sanıyorum. Batı bölgelerine de sefer yapan Argişti, Elazığ ve Malatya yakınlarında yer alan Hate ve Supani ülkelerine yürümüş buraları ele geçirmiş ve yağmaladığı ülkenin halkını tehcir ederek Ermenistan’da kurdurduğu Erebuni (ArinBerd) kentine yerleştirmiştir. Argişti’nin yazıtında anlattığına göre tam 6600 kişi ülkelerinden zorla göç ettirilerek Erebuni’ye (günümüzde Yerevan yakınında) götürülmüştü. Daha sonra ki Urartu kralları tarafından da ülke içindeki isyanları bastırmak için sıklıkla başvurulacak olan “tehcir” uygulaması böylece ilk kez Argişti döneminde uygulanmış oluyordu. Argişti döneminde atlı kavimler denilen İskitler ve Kimmerler bir tehdit olarak ortaya çıkmışlar ve Urartu sınırına kadar gelmişlerdi. Ancak Argişti, başarılı yönetimiyle bu atlı kavimleri geri püskürtmeyi başardı.

Urartu tarihinin en başarılı hükümdarlarından biri olan I. Argişti’nin ölümünden sonra tahta oğlu II. Sarduri geçti.Yarın II.Sarduri’den başlayarak Urartuları anlatmaya devam edeceğim.

Blog Resim : http://www.guide-martine.com/images/history_urartu.jpg

 
Toplam blog
: 130
: 5076
Kayıt tarihi
: 08.08.06
 
 

Ege Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi bölümü mezunuyum. Şu anda Marmara Üniversitesi ..