- Kategori
- Anılar
Üşüyorum
Bir veda hazırlığı içine girmiştim. Arkama bile bakmadan kaçıp gidecektim. Bu şehirden ve bana verdiği kederlerden, olmadı. Sanırım daha güzel İzmir'in bana verecekleri bitmemiş, bekleyip görelim bakalım. İzmir'in hiç bir suçu yok biliyorum. Bu şehre severek ve de isteyerek geldim. Hayatıma kattığı güzellikler de var, nankörlük etmeyeyim. Bir numara ile gelmiştik, iki ve üç numara İzmir de hayatımıza katıldılar, yaşam pınarım oluverdiler. Güzel arkadaşlıklar ve dostluklar kurdum. Acı çekerken yalnız olmadığımı, ağlarken benimle ağlayanı, hadi sen bunun üstesinden gelirsin, güçlü bir kadınsın diyerek bana omuz veren dostlarım oldu. Kimi elimden tutup girdiğim girdaptan çıkardı. Güçlü olmak, ben mi hadi ya dediğim zamanlarda oldu. Hastalığım döneminde, hiç bir fedakârlıktan kaçınmayan, kendimi özel ve önemli hissettiren, elimi bırakmayıp, hayata sımsıkı bağlanmamı sağlayan can dostlarım vardı. Gözlerim kapalı, karanlık bir kuyuda çırpınışlarımı, kalp kırıklıklarımı, yakarışlarımı duyup, okyanus gibi, yüreğini ve emeğini esirgemeyen dostlarım oldu. İşte bu dostlarımla vedalaşmak zor gelecekti. Ayrılıkları yaşamayı sevmiyorum. Hani Yıldız Tilbe’nin şarkısı var ya sevemedim ayrılığı, bu günlerde dilime dolanmıştı. Neyse şimdi yeni bir şarkı buldum. Düştüysek kalkarız elbet daha ölmedik ya!
Beni duy, güzel İzmir’im, daha ayrılık saatimiz gelmemiş seninle, bir süre daha beraberiz beni üzme olur mu? Benden aldıklarını, bana geri veremezsin ama bari daha fazla götürme, bir canım var onu da çocuklarım için saklıyorum. Güneşli günlerinde bile bana puslu yüzünü gösterdin, güneşin ışığını ve sıcaklığını benim hayatıma doğru çevir biraz, üşüyorum.