- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Utandım
Son günlerde herkesin içini yakan haberler benim de içimi yaktı. Gazetelerdeki yorumlar, ülkeyi yönetenlerin açıklamaları, insanların söyledikleri acımı dindirmeye yetmedi. Aksine yine olanları unutabileceğimizi düşünüp dertlendim. Biz neleri unutmadık ki...
Çok sevgili Uğur Mumcu'nun parçalandığını unuttuk söz gelimi... İzmir'de her 24 Ocakta yapılan anma toplantıları alanlara sığmazken artık salonlara çekildi. Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok ve daha niceleri unuttuğumuz kişiler arasında.
17 Ağustos depremini de hayal meyal hatırlıyoruz. Yargılanan bütün sorumlular normal yaşamlarına döndüler. Yaralar sarıldı (mı?). Yıkıntılar kaldırıldı. Tedbir almaya gerek bile duymuyoruz. Deprem dede emekli oldu.
Şimdi en büyük korkum bugün sokakları dolduran binlerce insanın bir hafta sonra evine çekilip olanları unutması. Balkonlardan bayraklar inecek, kapılar kapatılacak ve her şey unutulacak.
Ancak dün yaşadığımı nasıl unutacağımı bilmiyorum. Karşıyaka'ya giderken Alaybey'den on beş kadar sivil giyimli asker otobüse bindi. Yaşları on dokuz yirmi civarındaydı. Farklı yerlerden geldikleri belliydi. Biraz ürkek, biraz meraklı etrafı inceliyorlardı.
Yüzlerine baktım: Tertemiz, yaşam dolu, kötülük bilmeyen yüzlerine... Birden aklıma şehitlerimiz geldi. Onları tanımıyordum ama gördüklerime çok benzediklerini biliyordum. Biz o güzel bakışları bozmuş, onları değiştirmiş ve yok etmiştik. Bunu düşününce utandım. Gözlerime dolan yaşları gizlice silip, utançla başımı çevirdim...
Çok sevgili Uğur Mumcu'nun parçalandığını unuttuk söz gelimi... İzmir'de her 24 Ocakta yapılan anma toplantıları alanlara sığmazken artık salonlara çekildi. Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok ve daha niceleri unuttuğumuz kişiler arasında.
17 Ağustos depremini de hayal meyal hatırlıyoruz. Yargılanan bütün sorumlular normal yaşamlarına döndüler. Yaralar sarıldı (mı?). Yıkıntılar kaldırıldı. Tedbir almaya gerek bile duymuyoruz. Deprem dede emekli oldu.
Şimdi en büyük korkum bugün sokakları dolduran binlerce insanın bir hafta sonra evine çekilip olanları unutması. Balkonlardan bayraklar inecek, kapılar kapatılacak ve her şey unutulacak.
Ancak dün yaşadığımı nasıl unutacağımı bilmiyorum. Karşıyaka'ya giderken Alaybey'den on beş kadar sivil giyimli asker otobüse bindi. Yaşları on dokuz yirmi civarındaydı. Farklı yerlerden geldikleri belliydi. Biraz ürkek, biraz meraklı etrafı inceliyorlardı.
Yüzlerine baktım: Tertemiz, yaşam dolu, kötülük bilmeyen yüzlerine... Birden aklıma şehitlerimiz geldi. Onları tanımıyordum ama gördüklerime çok benzediklerini biliyordum. Biz o güzel bakışları bozmuş, onları değiştirmiş ve yok etmiştik. Bunu düşününce utandım. Gözlerime dolan yaşları gizlice silip, utançla başımı çevirdim...