- Kategori
- Deneme
Uyku
Şimdi yazlık bi beldeye gitsek ya. Mahalle bakkalı 3-5 balıkçıdan başka kimse olmasa. Kumsalda otursak öyle boş boş.
Suskun olduğumu farkedemeyecek kadar yoğun ve yorgunum bu ara. Mevsimden mi bilmem ama içimde bir tuhaflık var bu aralar. Her şeyi bırakıp bir gidesim var kimsenin ismimi cismimi bilmediği yerlere.
Hava soğudukça, yaz uzaklaşıyor sanırdım eskiden. Şimdi en soğuk günün yaza en yakın gün olduğunu biliyorum.
Bazen yemek yemeyi bile unutabiliyorum. Bazense yanımdan geçen otobüsün içindeki teyzenin şapkasıyla küpesinin uymadığını hatırlıyorum.
Sınırlarla çevrili bu ara beynim öylemi böylemi diye hayatlarımızda sınırlar var. Sınırların içinde sınırlar... Oysa ki eylemcilerin elinde hep "ÖZGÜRLÜK" yazılı pankartlar.
Derinlerinde uykusuzluk gibi duran üzünçlerin tınısı biraz yaşadığım, Duyamıyorum kendi çığlıklarımı, dinlemiyorum kendi sözümü. Geceyi yırtan bir kabus olabiliyor yaşadığım bazense gerçeklerle yüzyüze gelme o anlarda ruhum bedenden ayrılır ve ben çıkarım semaya.
Ey hayat nasıl gelirsen gel artık sonuçta alacağın bir can değil mi?