- Kategori
- Gündelik Yaşam
Uykusuzluk başa bela.

Uykusuzluk Başa Bela.
Bu geceleri uyuyamama problemi artık bi’ hayli canımısıkmaya başladı. Kendimi bir yarasa gibi görüyorum. Vücut, gece 12’yivurduğunda faal duruma geçiyor bende. Pencerenin önünde durmuş perdeninaralığından dışarı bakıyorum , sokaktaki evlerin lambaları birer birer sönmeyebaşladığında balkondan aşağı salıyorum kendimi , tabi yarasa olmayıp , kendimiyarasaya bahsettiğim için aşağı çakılıyorum , işin kötüsü bizim balkonunaltında apartman bahçesinin demirleri var. Orama , burama giriyorlar , ölüyorum…
Neyse ki bunların hepsi ben balkondan ufuklara bakarken , beynimde gerçekleşiyor da , birden farkediyorum. Ardından derin bir oh çekerek“yine saçmalıklarımmış” diyip kendime geliyorum.
Ama burada olay son bulmuyor , aslında tam olarak yenibaşlıyor. Gündüzleri boş olduğunuzda yapacak çok şey bulabiliyorsunuz , televizyonu açıp gelin kaynana programları izleyip , sabah sabah kadınprogramlarında hüzünlenip , sonra kendine sanatçı adını vermiş şarkısöylediğini sanan birkaç insanın komedi filmlerini aratmayan klipleriyleeğlenebiliyor , hiç olmadı İnternet’e girip arkadaşlarla falan sohbetedebiliyorsunuz.
İşin özü gündüz yalnız kalmıyorsunuz. Ama geceler öyle değil, uykusuzluk sorunum beni gece yaşamayamahkum etmiş durumda. İşin kötüsü ben geceleri yalnızlığı feci derecedehissediyorum. İşte bunun sonucu aklıma gelmeyen şey kalmıyor. Ah biruyuyabilsem belki rüyamda Adriana Lima’yı görürüm dediğim zamanlar bile oluyor.
Dün gece yine böyle çıldırmışken aşık olamama saçmalığımdangirip , aşkla , kokaini üstüne birde uykusuzluğu ekleyerek olayın sonunda üçüzkardeş ilan etmeye kadar gittim. Her gün düşüncelerim değişiyor bugün kafamdabaşka sorunlar var. Değişmeyen tek düşüncem , aslında düşünceden çok kendimesorduğum soru .(değişmiyor çünkü cevabını bir türlü bulamıyorum) doğal gazzammına karşı alabileceğim tedbirler . Bunu bana düşündürense , annemin “zatensabaha kadar uyumuyorsun , lambaları yakıp elektrikten uğrattığın zararyetmiyormuş gibi sakın birde kombiyi yakma ! bak doğalgaza %80 zam geldi”sözlerini duyup , emir büyük yerden düşüncesiyle gecenin bu yarısı uykusuzlukyetmiyor gibi birde üşüyor olmam.
Bu gece aklıma takılan nacizane fikir ise “İş Peşinde”programı. Evet televizyonun yeni mucizelerinden , artık gelin kaynanaprogramları sıkıldı denilerek , hayata geçirilmiş harika proje. Zaten işsizsinhayatın kaymış , çık birde biz dalga geçelim cümlesini , iş buluyoruz diyekandırmayla halka açan yüzyılın programı. Neyse ben iş peşinde programınıeleştiremem , sonra duyulur falan almazlar beni. Çünkü düşüncem bu programakatılmak yolunda. Daha doğrusu şuan bunu düşünüyorum katılsam mı / katılmasammı? Çekincelerim var. Katılıp rezil olma dürtüsüyle , utanca bürünecek olmamıbir yana bırakarak aklımı birde Semra kaynananın evlilik programı sunduğu birkanaldaki yarışmaya katılmanın korkutucu boyutları kurcalıyor. Düşünüyorum yaSemra teyzeyle karşılaşırsak kanalın stüdyolarında , maazallah evlendirmeyefalan kalkar beni , daha işim yok eşe henüz hazır değilim.
Karmaşıklaştıkça , karışıyor bu durum , “hooop” diyipdurduruyorum kendimi konu işsizlik , sonucu iş peşinde programı , Semrateyzenin ne işi var arada diyip onu bir kenara bırakıyorum. Bu sıra da gözümlanet aynaya takılıyor. Kendime bakıyorum , kırpılmış koyuna benziyorum , işsizliğe olan sinirim bir kat daha artıyor. Kırpılmış koyun terimi şurdangeliyor; 2 hafta öncesine kadar , omuzlarıma kadar dökülen ve beni tanıyanherkesin beni o halimle sevdiği , üstelik yakışıklı olmayan suratıma tarzkatmasıyla beni karizmatik kılan saçlarım vardı. Vardı diyorum , çünkü artıkyok. Ekonomik kriz , işsizlik ve gericilik birleşerek onları kendilerine kurbanseçtiler.
Saçlarım benim için gerçekten önemliydi. Hatta o kadar önemliler ki , bu ülkedeki gerikafalılığın varlığını gözlerimle bizzat görmemi sağlayacak kadar büyük biretkiye sahiptiler. Üç aydan fazladır süregelen işsizlik durumumda , gittiğimyaklaşık 50 mülakatta her şey süper geçmesine karşın , işe alınmamamda ki enbüyük etmendi saçlarımın uzun olması. Küpemde var ama o kolay çıkarılabilirolduğundan pek sorun olmuyordu.
İşverenlerin durumu zaten ayrı bir mizah konusu gittiğimgörüşmelerde öğrendiğim başka bir şey daha vardı ki , bu ülkede gerçekten çokmizah malzemesi var. Ama bu adamlar mizahı trajikomik denen hale getirecekcinsten malzemeler. Her şeyden önce insanların yetilerini saçlarında , kıyafetlerinde arayan zihniyetin gereksiz olmasıyla beraber , benim karşımagelse işe almayacağım adamlar devasa firmaların insan kaynakları yetkilileriolmayı başarmış tipler. Bir iş görüşmesinde bizzat şahit oldum , adamınkarşısına oturdum , bilgisayar da bir şeylerle uğraşıyor . Arada dönüp birkaçsoru soruyor , sonra verdiğim cevapları dinlemiyor bile işine geri dönüyor.Başta “adam mühim adam , işleri çoktur “ diye kendimi avutsam da , son olarak bana dönüp “seni niye işealalım” diye sorup tekrar bilgisayara dönmesiyle , çileden çıkarak ekrana birgöz attım , ne göreyim , adam msn de hatunuyla konuşuyor . Yazdığı cümleyi degördüm “akşam bende kalsana bebeğim”. Valla harika bir milletiz. İş mülakatısırasında akşamki sevişmeyi düşünebilmek gerçekten beceri istese gerek. (bununsaçlarımla alakası yok ama paylaşayım dedim.)
Neyse , saçlarımın bir çok yerde sorun olması sonucu , sisteme daha fazla karşı çıkamayıp saçlarımı kestirdim. Çünkü ev sahibi vekredi kartı ekstresi gönderen bankalar tarzından ve asiliğinden çokbanknotlarınla ilgileniyorlar. Yazarlığı seçme nedenlerimden biriside buözgürlük kısmıydı. Ne güzel kimse saçına başına karışmıyor. Hatta hiçbir şeyinekarışmıyor , ben istersem bu yazıyı yazarken çıplak bile olabilirim , hattaolayı fanteziye döküp , etrafta mor panjurlar yakıp , ortamda bir tütsü yakıpda yazabilirim. Hatta sevişme hazırlığındayken bile yazabilirim , kimse bananiye sevişmek üzereyken yazı yazdın diye sormaz. Ant içtim , bir günyazarlıktan maaş almaya başlarsam , saçlarımı uzatıp köşe yazarı olarakkiraladığım köşeye uzun saçlı kocaman küpeli resimlerimi koyucam.
İşin kısası , ülkede ki bu gericiliğin kurbanı olmak canımı sıktı, uykularımı kaçırdı. Kaçan uykularım saçma düşüncelere kapılmama neden oldu.Şimdi de aklıma farklı bir düşünce yerleşti. Acaba gidip annemi uyandırıp , ”kombiyi yakabilir miyim ?” diye sorsam , yak tabi canım oğlum mu der , yoksakafama bir şey mi fırlatır bunu düşünüyorum. Sonucun da kafamın yarılmaihtimalinin olması beni biraz korkutuyor , ama üşüyorum da , en iyisi yatayımbelki Katy Perry rüyama gelir…
07.12.2008