- Kategori
- Sağlıklı Yaşam
Uyuşturucu belası!!!

Her geçen gün artan bir tehlike, gözlerini çocuklarımıza dikmiş uyuşturucu tacirleri, her gün yüzlerce çocuğunu uyuşturucu tuzağına kaptıran bir toplum. Eli kolu bağlı ne yapacağını, ne edeceğini şaşıran, çocuğunu bu illetten nasıl çekip çıkaracağını bilemeyen ve her gününü cehennem azabıyla geçiren binlerce ana baba! Ve tüm bunlara nerdeyse aynı şekil de seyirci kalan, ortaya birkaç görüntü çıktıktan sonra açıklama yapmak zorunda kalan, yine eli kolu bağlı bir hükümet... Bu işin sonu nereye gidiyor, tehlike ne kadar büyük, hiç kimse net olarak ortaya bir tablo koyamadığı gibi, her zamanki alışılagelmiş olağan tavrımızla yine "güneşi balçıkla sıvamaya" ve sorunu göz ardı etmeye, yokmuş veya abartılıyormuş gibi sorunun üstüne süngerler çekmeye, gözlerimizi kapatmaya, görmemezlikten, duymazlıktan gelmeye devam ediyoruz hep birlikte. Üstelik konunun uzmanları tehlikenin ne denli büyük olduğunu avaz avaz haykırırken!.. Bakalım nereye kadar susacağız, bakalım nereye kadar görmezden, bilmezden geleceğiz, bakalım nereye kadar sürdürebileceğiz bu üç maymun misali tavrımızı, bakalım!..
Ne de olsa biz alışığızdır yumurta kapının ağzına gelene kadar, somut adımlar atmayıp, tozları halının altına süpürmeye.Biraz da "kol kırılır, yen için de kalır" zihniyetinden belki de! Ya da birilerinin cebi fena halde dolduğu içindir kim bilir!
Bütün Türk ulusuna sesleniyorum!...Tehlike büyük, gün be gün uyuşturucu yeni kurbanlar peşinde, böyle giderse ne yarınlarınızı emanet edebileceğiniz gençlerimiz kalacak, ne de yarınlarımız!..Onun için bütün Türk ulusuna sesleniyorum, bir şeyler yapın artık!....Bir şeyler!...Yarın çok geç!...
HEMEN ŞİMDİ!...
Bu illete kurban olmuş gençlerimize de diyorum ki; aşağıdaki satırları okuyun ve bir kez daha düşünün, neye, kime, nasıl hizmet ettiğinizi. Belki yine devam edeceksiniz içmeye, Her ne kadar kurtulmak isteseniz de belki önüne geçilemez bir istek yine sizi düşürecek pençesine ama belki bir kaç taneniz olsun anlar ha ne dersiniz? Belki bir kaç taneniz bile olsa vazgeçer, bir can, bir candır benim için...Eğer öyle olursa ne güzel, h.s.t.. deyip kale almayanlarınızda olacaktır elbette. Çevrenizdekilere zarar vereceksiniz, üzeceksiniz, her gün gözyaşı döktüreceksiniz belki ama inanın ne yaparsanız en çok kendinize yaparsınız, olan size olur! Bilirsiniz yas süresi üç aydır, bilemedin beş ay, kimse kimsenin ardından ölmüyor!...Biz isteriz ki siz de aşık olun, sizde anne baba olmanın o dayanılmaz hafifliğini yaşayın ve bir birey olarak özgürce ama bir orman gibi de yaşamayı becererek doğal ölüm süreci için de son verin hayatınıza!... İnanın ki her şeye rağmen yaşamak çok güzel!...Ama sağlıklı, dumansız beyinlerle!...
Çek hadi bir nefes!...
Babasını kaybetmiş ıraklı bir kız çocuğunun gözyaşları var o nefesin içinde!
Çek hadi bir nefes daha çek, bebesini emzirirken üzerine bomba yağdırılan bir annenin, son çığlığı var o dumanın içinde.....
Çek hadi bir nefes daha çek, zevkten dört köşe ol....
Filistinli gencin patlamış gözleri, kopmuş kolu, bin bir parçaya bölünmüş cesedinin kanı var her nefesinde....
Vietnam'a atılan bombanın molekülleri,
Filistinli kızın, dünyayı gözyaşına boğan baba özlemi var her nefesinde...
Bir köy ağasının zulmü, asgari ücretlinin çalınmış alın teri var her nefesinde...
Çek hadi çek tırman zirveye...
Kana, zulme, sömürüye hizmet et...
Çek hadi biraz daha, biraz daha duman...
Yetmedi mi hapa saldır...
O da yetmedi eroine...
O da yetmedi kokaine...
Tırman hadi tepeye, en tepeye...
Zirveye!!!
Hadi daha çok kan, daha çok gözyaşı...
Daha da.... daha da çok anne laneti var...
Her nefesinde!!!!!!