- Kategori
- Psikoloji
Uzay yalnızlığı
Bir bakalım. Ay... Ay'a gidip oturun, yere. Ay toprağı biraz kirletir kıyafetlerinizi ama Ay toprağıdır, değer. Nefesinizi tutarak oturmak mantıksız olur çünkü uzun kalacaksınız. Bir astronot kostümü giyip gidin, biraz da soğuk olacaktır belirtmemde fayda var.
Pekala. Gri soğuk bir zemin, parlak ama gözünüzü almıyor. Hafif hissediyorsunuz kendinizi sağınızda ve solunuzda kapkaranlık bir evren, aynı şekilde başınızın üzerinde. Korkmayın, sadece karşıya bakın. Biraz sessizdir Ay. Yani ses yoktur da diyebiliriz. Neyse, arkanızda Güneş var. Karşınız da ise o gezegen. Dünya...
Yuvarlak, mavi, beyaz bir küre. Ağırlığını gram cinsinden ifade edecek sayı sizi rakamlardan soğutabilir, üzerinde yaşayıp ölmüş bütün insanları geri getirsek bile yüzey alanında kilometrekarelerce boşluk kalır. Ve o orada öylece havada duruyor. Dönüyor, tüm o hacme ve kütleye rağmen. Etrafında dönen teknoloji ürünü cisimler falan var. İşin tuhafı çıplak gözle asla göremeyeceğiniz tek hücreli mikroorganizmalar var orada. Daha da tuhafı Dünya'daki canlılığın kütlece %80'inini oluşturuyorlar.
Plajda, güneşin altında da oturuyor olabilirdiniz. Bu sefer de baktığınız şey kumların bir tek tanesi olsun. Plajı düşünün, baktığınız taneyi. Plajı, taneyi. O taneden kaç tane olabileceğini...
Boyutsal olarak iki ortamda da aynı şeye bakıyorsunuz. Dünya evrende aslında sadece o kadar yer kaplar. Ve o kadar kum tanesinin sadece birinde canlılık olduğunu düşünün. Bu... bu çok mucizevi bir durum. Aynı zamanda "yok yok mümkün değil başkaları da olmalı" dedirtiyor. Arıyoruz bakalım henüz bizden başka kimse yok gibi görünüyor. Gerçi bu güne kadar aradığımız alan sahilde sadece bir avuç kum kadar yer kaplar ama olsun her geçen gün daha ileri gidiyoruz.
Her gün ama her gün uzaydan bir sinyal gelir mi umuduyla çalışan bilim adamları var, uzalılar tarafından kaçırıldığını iddia eden binlerce insan var dahası on binlerce UFO vidyosu var. Ancak ne net bir kanıt ne de somut bir iletişim var.
Ay'daki yalnızlığını hissetmeye çalışın. Ses yok, rüzgar yok, hareket yok. Önünüzde yaşayan bir gezegen var, yaşamdan iz yok. Cırcır böcekleri bile yok. Tam bir yalnızlık. Hissedin. Bir sürü gezegen, madde, yıldız var hepsi oradan oraya dolanıyorlar ama kimse yok. Tek bir göz bile yok. Hissedin uzay boşluğunda süzüldüğünüzü iç sesiniz bile fazla gelmeye başlayacaktır. Düşünmeyi bırakacaksınız ve ölümsüz hissedeceksiniz çünkü o kadar yalnızsınızdır ki ölüp ölmediğinizi dahi kontrol edemezsiniz. Hiç bir şey size cevap veremez, hiç bir şey varlığınızın farkında değildir. Katıksız bir yalnızlıktır uzay. Nefes almaya çekinirsiniz. Gitmeden de bunları hissedebilirsiniz. Uzay boşluğu hakkında biraz bilginiz varsa sakince oturun ve hayal edin, hissedin.
http://www.baksimdinasilyazicam.com/