Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Gördüklerim, duyduklarım, söylemek istediklerim

Sağ ve sola geri mi dönüyoruz? Herkesin ortak bir üzüntüsü vardı bildiğim kadarıyla. 80'ler herkesi üzmüştü. Darbe günlerini; sağlı, sollu günleri anlatan büyüklerimizin acılarını paylaşıyorduk. O günlere hep birlikte lanet okuyorduk, tarihimizin lekesiydi. Şimdi geri mi istiyoruz o günleri?

Tayyipçiler ve Tayyip karşıtları. Çocukları bile etkileyen iki kutup. Biri ordumuz der diğeri ak parti. Hiç tanık oldunuz mu milliyetçi bir gençle ak partili bir gencin sözde fikirlerini tartıştığı ortama. İkisininde neyden bahsettiği hakkında hiçbir fikri yok. Biri ocağa gitmiş, diğeri televizyon izlememiş. "Klavye dayılığı" tabiri ikisinin de yaptığı şeyi özetler. O onun ailesi küfreder, o onun dinine. Başka biri katılır tüm ülkesinin insanını hainlikle suçlar. Diğeri devletini değil ak partiyi savunur. Milliyetçi olan, insanlığın ürettiği en seviyesiz küfürleri yağdırır. Baskası ona yağdırır. Biri der "dedelerimiz bu toprak için kanını canını werdi Türk'sün unutma" diye. Farkında değildir ana dili Türkçede "w" harfinin bulunmadığının. Biri her gün ülkesindeki kötü seyleri arar bulur uydurur Facebook profilinde marifetmiş gibi paylaşır. Zanneder ki milleti uyandırır. O kadar körleşmiştir ki ülkesine hakaret ettiğinin farkında değildir.

Hükümet çoğuna göre kötüdür. Çoğu onları eleştirdiğini zanneder. Benim derdim işte bunlarla; ben ne ak partiliyim ne de kendime milliyetçi diyebilirim. Beğenmediğim adama oy vermem. Ama o kazandı diye milyonlarca insanın inancına kufretmem. Ülkemde yaşananları benim değilmiş gibi göstermem. Herkese inat ülkemde iyi şeylerin de olduğunu gösteririm bunun insanlara ülkesini sevdirecegini, dışarıya da Türkler ülkesini sever dedirteceğini bilirim. Sırf ülkem bölünmesin diye yapılan yanlışları abarta abarta insanlığa sunmam. Ülkem elbette pembe bir ülke değil. Kötü, yanlış şeyler de oluyor ama burası benim, benim değilmiş gibi milletime küfredemem. Tepkimi gösteririm ama ülkeme leke atmam. Sanarlar ki bayrağa saygılı, Türk kelimesine saygılı, savunucu olunca milliyetçi olunuyor. Söylesen. Kimse üzerine alınmaz. Çünkü kimse tepkilerinin neler içerdiğini farketmek istemez. Bu metin yüzünden beni vatan haini olarak suçlayacak körleşmiş insanlar da olacaktır. Bana "w"larla, küfürlerle ülkelerini savunacaklardır. Her gün yaşıtlarımın, büyüklerimin ya da benden küçüklerin paylaşımlarındaki kutuplaşmış fikirlere tanıklık ediyorum. Bana asıl dokunan bu. Kendi icinde debelenen bir ülke olma yolunda ilerliyoruz. İlerletilmiyoruz, ilerliyoruz. Hoşgörü kelimesinin anlamını bilmiyoruz, zannediyoruz ki hoşgörü demek teslim olmak demek. Bir olarak zeka kullanarak çözmek yerine küfürleşip kavgalar ediyoruz. Biz millet olarak bir değiliz. Bunu çözmeden gelişmeye çalışmamızın, fikirlerimizi paylaşmamızın hiçbir anlamı yok. Bugün bu sekilde davranan bu nesilin çocukları olacak, daha da karşıt yetiştirilecekler.

Tek umudum en kısa sürede aklı başında insanların -kendini öyle hissederlerin değil- toplumda yol göstermesi. Tarafsız insanların değil tarafı olsa da millet olmayı başarabilen insanların yol göstermesi. Birbirini görünce hakaret eden değil. İki insan gibi birbirlerine taraflarının iyi yanlarını nedenlerini insanlığın duyabileceği en hoşgörülü cümlelerle anlatarak, kandırmacalara başvurmadan, sizinle bir olmazsa da eyvallah diyebilen insanların topluma yol göstermesi. Hadisler vererek parti savunuculuğu yapmayan, çarpık Türkçesiyle milliyetçilik yapmayan insanlar lazım ki biz Türk olduğumuza önce kendimiz gerçek anlamda inanalım. Ülkemi savundum derken arkamızdan "haklı" denmesini sağlayabilelim. Ülkesine hizmet eden milyonları şu partiye bu partiye oy verdi diye suçlamamayı öğrenelim. Partileri din gibi görmemeyi, "Atam İzindeyiz" derken bunun gereklerini yerine getirmenin sevincini yaşamayı öğrenelim. İyiye gitmeyen şeyler olduğunun farkındayım ama bunda iki tarafında suçlu olduğunu üzülerek söylemek zorundayım. Yaşanabilir bir Türkiye için kavgayı, zıtlaşmayı, klavye milliyetçiliğini, klavye dinciliğini bırakmak zorundayız. Beğenmediğimiz şeyleri değiştirken kendi ınsanımızı kendi ınsanına düşman etmemeyi öğrenmeliyiz.

Her şeyden önemlisi, bildiğimiz şeyleri tartışmalıyız. Araştırılmamış sanallıklarla düşmanlaşmamalıyız.

 
Toplam blog
: 17
: 596
Kayıt tarihi
: 11.08.12
 
 

Bilimsel ve kişisel yazılar. Sporcu. Dört yıla kalmaz mühendis de olacak. ..