Üzmez mi, üzer mi!

Hüseyin Üzmez, 76 yaşında, gazeteci ve yazar, Vakit gazetesinde günlük köşe yazılarıyla İslami kesimin keskin kalemi.

Yaklaşık altı ay önce Mudanya’da 14 yaşındaki bir kız çocuğuna “cinsel istismarda bulunmak” suçlamasıyla gözaltına alınıp, mahkemece tutuklanarak cezaevine konulan bu şahıs, bugünlerde tekrar kamuoyunun gündemine oturuyor.

Olayın üzerinden belli bir zaman geçiyor, ortalık duruluyor, olay unutulmaya yüz tutuyor.

Bu arada dava ile ilgili adli, hukuki çalışmalar devam ediyor. Mahkeme heyeti tarafından istenilen “adli tıp kurumu raporu” hazırlanarak mahkeme heyetine sunuluyor.

Kurumca düzenlenen raporda “Cinsel istismara uğrayan B.Ç. nin beden ve ruh sağlığıyla ilgili olarak herhangi bir bozulma ve arıza olmadığına” karar verilmiş, bu rapor doğrultusunda ise mahkeme heyeti Hüseyin Üzmez’in yaklaşık altı aydır tutuklu bulunduğu cezaevinden “tahliyesine” karar vererek serbest bırakılır.

76 Yaşındaki Hüseyin Üzmez artık serbesttir ve mahkemesi “dışarıdan” devam edecektir.

Hüseyin Üzmez’in tahliyesine gerekçe olarak düzenlenen 19 sayfalık adli tıp raporunda: “B.Ç. ruh ve beden sağlığı bozulmadığı, her hangi bir arızanın oluşmadığı” öne sürülerek Türkiye’nin en güvenilir kurumlarından birisi olarak bilinen Adli Tıp Kurumu büyük bir skandala da imza koymuştur.

Başta siyasiler, hukukçular, tıpla ilgili bilim adamları ve en önemlisi de Türk kamuoyu adli tıp kurumunca verilen bu karar ne vicdanlara sığmış, ne de hukuk adına kabul edilebilmiştir.

Olay görünen yüzüyle ve insan ve toplum sağlığı yönünden ve hukuki açıdan çok vahimdir.

Siz 14 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunacaksınız, olay sonrası bu kızımızı devlet yasalar gereği koruma ve kollama altına alacak, geçirdiği fiziksel ve ruhsal hasarı gidermemeye çalışacak ve tedavi altına alacak, ancak;

Devletin en güvenilir kurumu olarak bilinen ve bugüne kadar birçok karmaşık olayı aydınlatmada büyük rol oynayan Adli Tıp Kurumu büyük bir hataya imza atarak düzenlediği eksik ve yetersiz bir raporla “B.Ç. nin beden ve ruh sağlığının bozulmadığını” belirten bir karara imza atacaksınız. Tartışmaya çok açık bu karar sonrası ise hem kamuoyunun tepkisini çekeceksiniz, yürekleri sızlatacaksınız.

Burada benim tartıştığım konu 76 küsur yaşındaki Hüseyin Üzmez’in tahliyesi falan değil. Benim vurgulamak istediğim ve kabul edemeyeceğim Adli Tıp Kurumunun bu kızımız hakkındaki düzenlediği rapordur.

Düzenlenen heyet raporunda Çocuk psikoloğu yok, pedagog yok, olayın üzerinden henüz altı ay gibi kısa bir süre geçmiş, bu sürede özellikle de 14 yaşındaki bir kız çocuğunun “beden ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığına” karar verilemeyeceğidir.

Eski adli tıp kurumu başkanı Oğuz Polat da yaptığı açıklamada: Düzenlenen rapor eksik ve yetersiz. Raporda ne psikolojik test sonuçları, ne de psikolojik rapor sonuçları var. Heyette çocuk psikiyatrı yok, pedagog yok. Bunların yapması gereken psikolojik testler yok. Rapor yazarken de bazı şeyleri atlıyorsunuz, bizim cinsel istismara uğramış çocuklarda en sık rastladığımız bir tespiti söylüyor B:Ç. “Vücudumu sevmiyorum” diyor. Travma içersinde ve kendini suçluyor. Bundan daha açık bir bilgi olamaz.

Eski Adli Tıp Kurumu Başkanının ifadelerinden de görüldüğü gibi cinsel tacize uğrayan B.Ç. yaşadıkları sonrası sarf ettiği “vücudumu sevmiyorum” düşüncesi içinde bulunduğu fırtınalara en güzel dayanaktır.

Kamuoyunda büyük tepkilere neden olan bu olay sonrası yüreklere su serpen açıklama ise Aileden ve kadından sorumlu Devlet bakanımız Nimet Çubukçu’dan geldi.

Bakan Çubukçu yaptığı açıklamada “En kısa zamanda Adli Tıp Kurumunun verdiği rapora itiraz edeceğiz. Biz çocuktan yana tarafız. Zira bu çocuk bizim korumamız altında”.

Bakan Çubukçu “çocuğun kendilerine geldiğinde yoğun bir sarsıntı içersinde olduğunu, sürekli ağladığını” ifade ediyor.

Sayın bakanın açıklamaları da gösteriyor ki bu kızımız uğradığı cinsel taciz sonrası psikolojik yapısının bozulduğudur. Çocuk psikiatristlerine göre, B.Ç. nin ruhsal durumunun düzelebilmesi için uzun bir süreye ve psikolojik desteğe ihtiyacı olduğu, altı ay gibi kısa bir süredeise ruhsal durumunun düzelemeyeceği noktasındadır. Bu gerçeğin ise asla üstünün örtülemeyeceğidir.

Vakit gazetesi yazarı 76 yaşındaki Hüseyin Üzmez meydana gelen bu olayla toplumu derinden üzmüştür. İşin trajik komik yanı ise Adli Tıp Kurumunun verdiği eksik ve yetersiz rapor da toplum vicdanını yaralamıştır.

Olayın “yaraya tuz basan” yanı ise bakan Çubukcu’nun konuya sahip çıkması mağdurdan yana taraf olmasıdır.

Hüseyin Üzmez tahliye oldu ancak, yargılaması devam edecek, O’nun hakkındaki kararı “yüce yargı” verecek. Beklentimiz ve temennimiz yargının vereceği doğru bir karar, yürekleri sızlatmayacak bir karardır.

Sonsuzluk ( Osman Özeker)