- Kategori
- Siyaset
Vahşet Sadece Savaşlarda mı olur?

Vahşet!
Hani savaşlarda insanlar ölür, insanlar sakat kalır ve olmadık dramlar yaşanır ya, bence bunların hepsi bir yanada savaşların olmadığı bir dünyada ve barışın nispeten kol gezdiği bir dünyada yaşanan dramlar daha bir feci oluyor nedense. Son üç yılımız yalın bir şekilde ne demek istediğimize dair ip uçları ile dolu.
Kuş gribi ile başlayıp takip eden yılda kene ile halvet olduk, bu yılda domuz gribine eyvallah ediyoruz. Vahşi Kapitalizmin kâr kapıları açılıyor ve tüm ahlaki değerler, erdemler ve insan olma vasfına dair diğer türlü şeyler rafa kalkıyor. Vatandaşın nasıl kanına girip ortalığı mezbahaya çeviririz yönünde hesaplar yapılıyor. Savaşa ne gerek var. İlaç sanayi, medikal sanayi dünyanın mezbahaya dönmesi için gereken her şeyi yapmaya hazır zaten ve sağ olsunlar! Hipokrat yeminli muhteremlerde bu işlere fazlası ile gönüllüler.
Kusura bakmasınlar ama ben durumu böyle algılıyorum ve şunu sormaktan imtina etmiyorum.
-Hele bir deyiverin şu performans hikâyesi nedir? Bilelim.
Bilelim ve anlayalım insanların nasıl doğrandığını ve olmadık sebeplerle ameliyat masalarına yatırılıp sırtlarından nasıl para kazanıldığını.
Hafif yollu bir öksürük ve tıksırık hikâyesinden es kaza hekimin karşısına geçmişseniz dayanıveriyor bilmem kaç türlü hapı. Dikkat ediniz, reçeteye beş adet ilaç yazmayan hekime hekim demiyorlar. İlaç firmaları hekimleri kıskaca alıyor ve al takke ver külah babından kurdukları bu iğreti dünyada tekerleği dönderiyorlar. İnsanı ilaç manyağı yapıp, kanını alabildiğine zehirledikten sonra
bütün bir bağışıklık sistemini çökertiyorlar.
Gidiniz kenar mahalle Sağlık Ocaklarına ve görünüz bu ocaklardaki dramı.
İlaç firmaları istatistik çıkarıyormuş, hangi bölgede ilaçları daha çok satılıyormuş diye ve o bölgede ense tokat ilişkisi içerisinde oldukları doktorları prime tabi tutyorlarmış.
“Hayda” dediğinizi duyar gibiyim. Bilen biliyor. Hafif yollu kafa çalıştırmak yetiyor zaten bu dramı kavramak için.
Hani ilaç sektörü böylede sağlık mevzuunun bir başka alanı olan medikal sektörü nasıl olaki. Bir farkı olmadığı gibi büyük ihale kotarmaların ve ayaklara kurşun sıkmaların bir hayli kol gezidiği bir alandır medikal sahası. Devlet Hastaneleri, Üniversite Hastaneleri ve diğer bil cümle devletle bağlantılı sağlık kuruluşlarının medikal şirketleri ile ilişkileri bir hayli iyidir. Pardon yani, bu kuruluşlarda görevli hekim beyefendilerin ilişkilerinden bahsediyorum. İhale pazarlıklarının nasıl olabileceğini düşünüyorumda aman aman kalsın diyesim geliyor içimden. Kalsın efendim kalsın yoksa kafayı tırlatmak istemediğimden kalsın diyorum.
Hatırlarmısınız, hekimlere ihale mevzuu adına kadın göndermelerin çıktığı günleri ve bilmem hangi otelin kral dairesinde gönüllerinin hoş tutulduğunu.
Hipokrat yemini hak getire. Kimsenin iplediği bir yemin değil şu Hipokrat yemini.
Bu işleri az bi az düşündüğünüzde lanet olsun şu kapitalizme dememek mümkün mü? Alternatifi iflas edince pervasızlığı diz boyu oldu kapitalizmin.
Ne diyelim efendim?
Sonumuz hayrola.