- Kategori
- Güncel
Van'a gönderilen yardımları yağmalayanlar kim?
Van ve çevresinde meydana gelen büyük deprem, halkın her kesimini derin bir acıya gark etti.
Toplumun her kesimi imkânları ölçüsünde yardımda bulunmak için elinden geleni yapıyor. Ancak batı illerindeki bu gayreti görmek istemeyen zihniyet, bölgesel ırkçılığı, bu deprem nedeniyle en üst seviyeye taşıyor.
Valilik, kaymakamlık ve belediyeler arasındaki uyumsuzluk kendini iyice gösterdi. Belediyeler, gelen yardımları görmezden gelip, kendi yandaş belediyelerin gönderdiği yardımları ön plana çıkartıyorlar. Oysa batı illerindeki tüm yerleşim bölgelerinde kapmayalar düzenlenip, toplanan yardımlar en kısa yoldan bölgeye ulaştırılırken, her nedense halkın belli kesimi de bu yardımları görmezden gelmeye özen gösteriyor.
Oysa bölgeye gelen yardımlar, yolun belli bölümlerinde, halkın belli kesimi tarafından yağmalanıyor. Özellikle Kızılay’ın gönderdiği çadır yüklü kamyonların üzerine tırmanılarak, çadırların yağma edilmesi gözlerden kaçmadı. Bu çadırları yağmalayanların, gerçekten çadırlara ihtiyacı olup olmadığı tartışma konusu.
Gelen gıda yardımları da aynı yöntemle yağmalandı. Herkes bir şeyler kapma peşinde! Düzenli bir dağıtım olsa, hiçbir konuda sıkıntı çekilmeyecek. Ancak; halk gelen yardımları dağıtılmadan yağmalıyor. Ve gelen yardımları değersizleştirmeye çalışıyor. Şu ana kadar başarılı oldukları söylenebilir.
Çevrede yayılan dedikoduya bakılırsa, gelen yardımların, terör örgütü tarafından engellendiği söyleniyor. Böylesi bir ortamda, gerçekten halka gelen yardımların terör örgütü tarafından engellenmesi doğruysa, bu örgüt kimin için, neyin mücadelesini veriyor?
Bu depremin gösterdiği bir gerçek iyice su yüzüne çıktı. Yöre halkı kendisini iyice ötekileştirmiş ve batı ile bir bütün olmadığını, böylesi acıların yaşanmasına rağmen, yerel yönetimleriyle ve halkın belli bölümüyle deklare etti.
Bunun için Van Belediye Başkanının söylemlerini iyi okumakta fayda var.
Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, depremle ilgili yaptığı açıklamada: “Kayıplarla ilgili verilen rakamların doğruyu yansıtmadığını, halkın kandırıldığını, Valiliğin ortak çalışmayı reddettiğini, yurttaşların sokakta olduğunu ve hâlâ çadırların verilmediğini” söylüyor.
Ayrıca, kentte yaşanan ve şu ana kadar resmi olarak açıklanan 239 ölü, bin 300 yaralı rakamının yalan olduğunu, ölü ve yaralı sayısının çok daha fazla olduğunu iddia ediyor.
Belediye Başkanı Bekir Kaya; Yapılan çalışmalar ve gelen yardımlar hakkında bilgi verirken, batıdan gelen yardımları görmezden gelip, Diyarbakır, Hakkâri, Muş, Ağrı, Mardin, Bitlis, Kars, Siirt, Şırnak merkez ve ilçeleri başta olmak üzere yardım için seferber olan belediyelere teşekkür ediyor.
Oysa depremin duyulması ile birlikte kampanyalar başlatan batılı yerel yöneticiler, Belediye Başkanının saydığı illerin toplam yardımını, batılı bir ilçenin yaptığını görmezden gelmesi, ayrımcılığın en büyük göstergesidir.
İşte Şişli Belediyesi, Antalya Büyükşehir, Muratpaşa Belediyeleri, Antalya Toptancı Halinde toplanan ve bölgeye gönderilen yardımlar. Antalya Valiliğince ve yurdun dört bir köşesinde yürütülen yardım kampanyaları, ülkenin her bölgesinde, Kızılay’ın açtığı kan toplama merkezlerine koşan halkın gayretlerini görmezden gelmek, asıl bölücülüğün daniskasıdır.
Bu ülkenin kurtuluş ve kuruluşuna katkı yapmayan insanların, bu tür olaylar anında, yürütülen yardım kampanyalarını görmezden gelmelerini, insanlık adına kınıyorum.
Bölgeye gönderilen her türlü yardımı kabul edip, toplumu ayrıştırmadan, yardımı gönderenlere teşekkür etmesi gerekenler, maalesef böylesi bir acı üzerinden bile bölücülük yaptığını görmek, insana insan olarak değer veren beni gerçekten üzdü.
Sayın Belediye Başkanı, toplanan o yardımlar sizin için gönderilmedi. Sizin başınızı böylesi bir olay gelse, bu toplum yine aynı yolu izler ve size de aynı yardımı yapardı.
Toplumun acısı üzerinden siyaset yapmayı bir kenara bırakıp, partinizin adı gibi, Barış ve Demokrasi’yi savunun. Bölücülüğü bir kenara bırakın!